Cengiz ve Ceren gideli yaklaşık on iki saat olmuştu. Arabaya bindiğimiz ve Mert'le olan konışmamdan sonra odaya gelip Çağlar'ın yanına oturduğum anları saymazsak, ben onunla ilk defa baş başa kalıyordum ve gerçekten çok heyecanlıydım. Onu bir daha belki hiç göremeyecektim. Ve bu düşünce beni gerçekten üzüyordu. Kafam şu an çok ama çok karışıktı. Bir yandan Ceren diğer yandan Çağlar... Mert'ten hiç bahsetmiyorum bile...
Ben bunları içimden düşünürken Çağlar uyuyordu. Bense onun baş ucundaki tekli koltukta gergin bir şekilde oturuyordum.
Uzun zamandır telefona bakmadığım aklıma gelince yanımda duran telefonumu aldım ve internete girdim. Normalde çok fazla gazete okumazdım ama bu sefer nedense içimden geldi ve o siteye girdim.
İngiltere'ye geldiğimde bir gazete keşfetmiştim. İngilizlerin en meşhur gazetesiydi. Sayfaya girdim ve ilk başlığı görür görmez çok şaşırdım.
" ŞOK! ŞOK! ŞOK! ÇAĞLAR SÖYÜNCÜ'NÜN YENİ AŞKI!"
Benim yerimde kim olsaydı bu başlığı görür görmez şaşırırdı. Eminim.
Haberin başlığını okuduğum gibi hemen üstüne tıkladım. Ve tabii ki tahmin ettiğim şeydi...
"Ünlüler Sokağı" ndan geçerken önümüze atlayan magazinciler tarafından çekilen görüntüler ve Çağlar'ın açıklamaları...
Ben içimden çığlık attığımı düşünüyordum ama sanırım o çığlığın ufak bir kısmı dışarıya duyulmuş olacak ki Çağlar uyandı ve ani bir hareketle
"Ne oldu? Saat kaç?" dedi.
Ben o an şoktaydım. Sorusunu duymadım bile. Yani düşünebiliyor musunuz? Koskoca Çağlar Söyüncü ile haberlere çıkmıştım. Sevgiliymişiz:)
Çağlar tekrar "Ne oldu? İyi misin?" diye sorunca ona durumu anlattım.
O da başta şok oldu ama sonra suratındaki o minik gülümsemesini gördüm. Bana o yeşil gözleriyle bakarken benim utançtan yüzüm kızarmıştı. Bana elini uzattı ve "Sakin ol, kafana takma..."
Biraz duraksadı ve devam etti
"Hem ne güzel işte...Sözde sevgili olmuşuz:)"
O an gülümsedim, içimden gerçekten gülümsemek gelmişti, resmen karşımda Çağlar bana "Sözde sevgili olmuşuz" demişti. Eğer... eğer gerçekten sevgili olsaydık. Ne saçmalıyorum ben yaa... Evet evet kesin Çağlar Söyüncü önünde o kadar seçenek varken gelip bana bakacaktı(!). Bunu düşündükten sonra biraz üzülsem de Çağlar'a belli etmedim ve gülümsedim.
Ben bunları düşünürken Çağlar beni izliyor olacaktı ki kafamı çevirdiğimde onunla göz göze gelmiştik.
Bizim beş saniyelik bakışmamızı Ceren'in araması böldü. Hep önemli anlarda arardı zaten. Benim boş olduğum zaman o asla boş olmazdı. Hep benim işim olduğunda arardı. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Gözlerimi çalan telefonuma çevirdim ve hızlı bir hareketle telefonumu alıp açtım.
-Efendim Ceren?
-Merhaba kiminle görüşüyorum?
O an ne olduğunu anlamamıştım ve telefonda yabancı biriyle konuşurken hep utanırdım.
-B-benim Eda. Ceren'in en yakın arkadaşı. Bir sorun mu var?
-Eda Hanım telaşlanmanıza gerek yok. Bu kişinin telefonunu bahçede buldum, acil aramalardan sizi gördüm ve aradım. Telefonu düşürmüş olmalı. Eğer müsaitseniz size kendi numarımı vereyim, ordan konum atarım siz de bana ulaşırsınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Damlaları| Çağlar Söyüncü
RomanceEda ve Çağlar'ın tesadüfü... Kahve damlaları... Eda'nın en güzel semineri, Çağlar'ınsa içtiği en güzel kahve. Peki ya kaza? Kaza güzel olabilir mi? Evet... en güzel kaza. Ama sonu... o güzel mi? ~~ikinci kitaba "Kahve Damlaları 2" yazarak ulaşabilir...