12::Killer's Steps

365 39 29
                                    

Yanlışlarım varsa kusura bakmayın. İyi okumalar.

12/Cesaret

"Taehyung bunu sen mi yaptın? En son ortak banyoyu sen kullandın. Tanrım katil sen misin?"

Jungkook'un dedikleri ile hızla ona dönmüştüm. Korkmuşçasına benden bir kaç adım uzaklaşmıştı. Derin bir nefes alırken gözlerine bakmıştım. 

"Jungkook banyoda bulunmam katil olduğum anlamına gelmez. Üstelik ben tüm gün ya senin yanında ya da odamdayım. Bunu en iyi sen biliyorsun sence de biraz mantıksız değil mi bu dediğin?" tek kaşımı sorarcasına kaldırırken Jungkook mahcup olmuşçasına kafasını eğmişti. Belinden kavrayıp minik bedenini yanıma çekerken salonda ki tüm gözler üstümdeydi. Yoongi açıklama beklercesine gözlerime bakarken dudaklarımı aralamıştım. 

"Evet ortak banyoda bulundum ama bina da bir tane banyo yok. Üstelik cinayet işleseydim emin ol üstümde iz olurdu sadece havlu alıp çıktım. Bana güvenmek zorundasınız." Jimin öne atılıp Yoongi'nin kolunu tutarken beni onaylarcasına kafasını sallamıştı.

"Taehyung doğruyu söylüyor. Onu yıllardır tanıyorum. Cinayet işleyecek kapasitede değil."

"Hey" dediklerine karşı çıkarken sözümü devam ettirmiştim. "Bana kapasitesi yetersiz deme Park Jimin sonu kötü olur." gülerek söylediğim şeye karşılık Jimin de gülmüştü. 

"Ben hala sana güvenmiyorum." Hyunjin aniden lafa girerken bu sefer tüm gözler ona dönmüştü.

"Zaten en başından beri senden şüphe duydum. Katil olma potansiyelin çok yüksek. Kesinlikle Jisung senin yüzünden öldü. Katil." sıkıntılı bir nefes verirken Jungkook koluma girmiş ve beni merdivenlere çekiştirmeye başlamıştı. 

"Sen takma onları. Boş konuşuyorlar işte. Ben sana güveniyorum. Hemde sonuna kadar. Sen bana zarar vermezsin. Hem verecek olsan çoktan verirdin değil mi?" gülümseyerek onu izlerken hızlı adımlarla merdivenleri çıkmış ve odasının kapısını aralayıp içeri girmişti. 

"Seokjin hyung uyuyor. Sessiz olalım tamam mı?" yavaşça yatağına otururken peşinden gitmiş ve yatağın ucuna oturmuştum. Geçen bulduğumuz kağıdı yatağın üstüne bırakırken yanına bir kaç tane defter koymuştu. 

"Birazcık inceledim. Zor bir kod değil. Biraz uğraşırsak iki saate biter. Sen mors alfabesi biliyor musun?" kafamı iki yana sallarken Jungkook yeniden önünde ki kağıtlara dönmüştü.

"Sorun değil. Bana yardım edebilirsin yine de." elime bir defter tutuştururken orada yazan kodlara bakmıştım. Nokta ve çizgilerin karşısına denk geldikleri harfler yazılıydı. Özenle hazırlandığı belli oluyordu. Jungkook kağıda bakıp anladığı kodları temiz bir sayfaya geçirirken dikkatle onu izliyordum. Fazla temiz çalışıyordu. Kıvrak bir zekaya ship olduğu zaten en başından belliydi. Başlarda fazlasıyla çekingen olsa da sonradan alışmış ve araştırmalarda bize yardım etmişti. Hatta çoğu kişinin çözemediği şifreleri bile çözmüştü. O gerçekten muhteşem birisiydi. 

İşin kötü yanı ise bu kadar saf ve masum bir kalbe sahipken benim gibi bir pisliğe aşık olmasıydı. 

"Hyung defteri alabilir miyim?" bana verdiği deftere uzanırken, elimde ki defteri avuçları arasına bırakmıştım. 

"Ne kadarını çözdün?"

"Henüz çok başındayım. Fazla karışık yazıldığı yetmiyormuş gibi su yüzünden bazı yerleri silinmiş. Anlamlı bir cümle çıkarmak zor oluyor." anlayışla kafa sallarken karşı yatakta oluşan hareketlenme ile oraya dönmüştüm. Seokjin uykulu gözleri ile bizi izliyordu. Yorgun olduğu her halinden belliydi.

Madhouse\BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin