F:Happy Dreams

486 42 38
                                        

Geldik hikayenin finaline umarım severek okuyacağınız bir bölüm olur.

Yks maratonunda ki tüm öğrencilere de başarılar diliyorum umarım güzel geçmiştir sınavınız.

İyi okumalar.

-

4 yıl sonra

Sarı saçlarım arasında hissettiğim rüzgar ve burnuma dolan okyanus kokusuyla gözlerimi kapatmıştım. Son dört yıldır olduğu gibi evimin minik terasına çıkmış temiz havayı içime çekiyordum. Elimde ki kahve bardağını kenara bırakırken kısaca etrafıma bakınmıştım. Okyanus dalgaları sahile vuruyor ve gerisinde izlerini bırakıyordu. Henüz erken saatler olduğu için sahil tamamen boştu. Minik merdivenleri inip sıcak kumu hissederken bir süre öyle durup okyanusa yaklaşmış ve yere çömelip uçsuz bucaksız maviliği izlemeye başlamıştım. Günlük rutinim olmuştu artık. Her sabah burada durur ve istemsizce onu düşünürdüm. Onunla geçirebileceğimiz güzel zamanları, sahil turlarını. deniz manzarası eşiğinde içkilerimizi yudumlayışımızı ya da bizim zevkimiz ile dizayn edilmiş odada sevişmemizi. Derin bir iç çekip gözyaşlarımı engellemek adına kafamı geriye atmış ve dudaklarımı dilimle ıslatmıştım. Tam o sırada arkamda hissettiğim hareketlilik ile gözlerimi aralayıp o tarafa bakmıştım. Hoseok kucağında tuttuğu bebeğimle yanıma gelirken yerimden kalkmış ve yanlarına ilerleyip bebeğimi almıştım kucağıma. Tombul yanağına minik bir öpücük kondururken yeni uyandığı için hafif aralık olan gözlerine bakmıştım. 

"Günaydın Daeyangie. Güzel uyudun mu bebeğim?" Daeyang yavaşça kafa sallarken kafasını omzuma koyup arkamda kalan okyanusa bakmıştı. 

"Baba uyanmış mı?" onunla birlikte okyanusa bakarken istemsizce gülümsemiştim.

"Evet uyanmış baba. Babaya hediye bulalım mı şimdi? Biliyorsun senin hediyelerini çok seviyor ve mutlu oluyor." Daeyang hemen kucağımdan inip Hoseok'un elini tutarken sahil de deniz kabukları aramaya başlamıştı.

Öyle alıştırmıştım onu. 

Baban okyanusta yaşıyor ve senin hediyelerini seviyor.

'Daeyang Yoongi Min baban senden hediye bekliyor ona hediye vermeyecek misin bebeğim'

Aklı bir şeylere sarmaya başladığından beri kurduğum cümle buydu. Babasını bilmesini istiyordum. Elimden geldiğince ona Yoongiyi anlatıyordum. Yoongi'nin onu okyanusta beklediğini düşünüyordu sanırım. Gözlerimi yeniden okyanusa dikerken istemsizce dudaklarımı dişlemiştim.

Bugün tam dört yıl oluyordu sevgilimi her şey ile birlikte toprağa gömeli.

Çoğu şey yavaşça hafızamdan silinse de kokusu ve sesi asla gitmiyordu. Buram buram kokan kahve kokusu ve yatıştırıcı sesi her gece rüyama girerek düşüncelerim de kaybolmamı sağlıyordu. Boynumda sallanan kolyeyi yumruğum arasına alırken incelemiştim bir kez daha kolyesini. Gümüş halkanın üzerinde zarifçe işlenmiş dal ve yaprakların olduğu basit bir kolyeydi. Ama basit olduğu kadar özeldi. Kendimi yalnız ve çaresiz hissettiğimde hep kolyeyi avucumun içine alır sanki avucumun içindeki sevgilimin kalbi gibi düşünürdüm. Yine aynı düşüncelere dalmışken bacağımda hissettiğim hareketlilik ile bakışlarım aşağı inmişti. Daeyang elinde tuttuğu deniz kabuklarını bana gösterirken gülümseyerek çömelmiş ve minik avucunda ki dört tane deniz kabuğuna bakmıştım. 

"Sence baba en çok hangisini sever miniğim hm?" kararsızca elinde ki kabuklara bakarken minik dudaklarını öne doğru büzmüştü.

Minik pembe dudakları, küçük gözleri, şekilli burnu ve küçük yüzü ile tam olarak babasını andırıyordu bebeğim. Aynı onun gibiydi çoğu hareketi de. Sinirlenince peltekleşen dili, ciddiyken çatılan kaşları, düşünceliyken öne büzülen dudakları. Ne zaman bebeğime baksam Yoongiyi tekrar görüyordum sanki. En sonunda elindeki pembe ve turuncu kabuğu bana uzatırken gözlerime bakmıştı.

Madhouse\BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin