Nerdeyse bir ay olmuş yeni bölüm atmayalı bu yüzden elimden geldiğince sıkıcı ve akıcı yazmaya çalıştığım bir bölümdü umarım keyif alarak okursunuz.
Bölümün birazı Jungkook'un birazı Jimin'in ağızından.
-
Hepimiz ortak salonda oturmuş ne yapacağımızı düşünüyorduk. Dile kolay sadece bir ayımız vardı. Bir çıkış yolu bulamazsak hepimizin öleceği zorlu bir ay. Saçlarımı karıştırırken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Basit bir hayatım vardı benim. Öyle filmlerde ki gibi bir hayatı hiç istememiştim. Okuluma gider, eve döner ve babamla ilgilenirdim. Tüm hepsi buyken şu an resmen bir kabusu yaşıyordum. Nerede olduğumu, kimlerle olduğumu hatta birlikte olduğum kişilerin güvenli olup olmadığını bile bilmiyordum. Burnumu sertçe çekerken yanımda hissettiğim ağırlıkla o tarafa dönmüş ve Yoongi ile göz göze gelmiştim. Endişeli gözlerle bana bakarken bir kez daha ne kadar bitkin ve yorgun göründüğümüzü düşünmüştüm.
"Sevgilim iyisin değil mi?" kafamı iki yana sallarken hemen göğsüne yaslanmış ve gözlerimi kapatmıştım. Yoongi'nin düzenli kalp atışlarını dinlerken odada Taehyung'un sesi duyulmaya başlanmıştı.
"Artık bu yerden kurtulmak istiyorum mümkünse biriniz canını versin ve hepimiz buradan gidelim artık." oturduğu yerden memnuniyetsizce konuşurken herkes ona bakmıştı o sırada Hoseok söze girmişti.
"Çok kolaysa sen ver canını Taehyung. Burada ki herkes evine ve eski yaşantısına geri dönmek istiyor. Hiç kimse senin için canını vermez." Taehyung tam bir şey diyeceği sırada bu sefer konuşan Jungkook olmuştu.
"Gerçekten hiçbiriniz anlamıyorsunuz. Buradan çıkınca gerçekten eski hayatınıza döneceğinizi mi düşünüyorsunuz? Hiçbiriniz eski hayatınızın kıyısından bile geçmeyeceksiniz. Eski hayatınıza dönmeyi düşünmek bile saçmalık. Tanrı aşkına bir sürü kişi öldü karşınızda. Bazıları aileniz bazıları arkadaşınızdı bunları unutup yeni bir hayata kimse başlayamaz kusura bakın ya da bakmayın gerçek bu. Ve hepimizin kurtulacağı bir plan yapmak varken birinden canını istemek bencillik Taehyung kendine gel." Son sözünde sinirli bir şekilde Taehyung'a bakarken Taehyung sadece şaşkınca Jungkook'u izliyordu. İkisinden ses çıkmazken Yoongi boğazını temizlemişti.
"Aslında bir fikrim var. Kasette gördüğümüz oda. Yani şu çalışanları öldürdükleri yer oldukça tanıdıktı. Neden bilmiyorum ama içimden bir ses oraya bakmamız gerektiğini söylüyor. Yanlış hatırlamıyorsam aşağıda ki üçüncü bodrum katıydı orası. Ama hep birlikte hareket edelim bu sefer. Bir kişiyi daha kaybetmek istemiyorum. Hep birlikteyken öldürmesi daha zor olur mantıken." salonda onaylar mırıltılar yükselirken neredeyse herkesin bu fikri kabul ettiğini görmüştüm. Herkesin içini bir ölüm korkusu kaplarken kimse burada yalnız kalmak istemezdi zaten.
"Şu an burada yirmi kişiyiz. On bir ayda otuzdan fazla kişiyi kaybettiğimiz anlamına geliyor bu. Daha fazla kayıp vermeden buradan birlikte kurtulalım millet eğer ki içinizden birisi katilse ki bana göre değil işimiz zorlaşacak ama şu an umurumda olan tek şey buradan çıkmak o yüzden oyalanmayalım." Yoongi anında olduğu yerden kalkarken beni de beraberinde kaldırmıştı.
"Büyük ihtimal bu odaya bir daha dönemeyeceğiz. Kurtuluşumuzun aşağıda olduğuna inanıyorum ama tabiki kısa bir süreç olmayacaktır. Bu deli adam bizi oraya yönlendirdiyse önümüze engeller koyacaktır. En az iki hafta sürecek bence buradan kurtuluşumuz. Bu yüzden yiyecek, içecek, kıyafet, ilaç ya da aklınıza gelen kullanacağımız ne varsa hazırlayın ve iki saat sonra burada olun. Ölümümüze giden bir kaçış yolculuğuna çıkıyor gibiyiz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madhouse\BTS
Fiksi UmumÖzel olarak seçilip bir araya toplanmış zeki gençler ve bir akıl hastanesi... Zeka,çeviklik,dayanıklılık ve cesaret... Ya ölürsün ya da buradan sağ kurtulursun... Hepinizin hayatı benim elimde ayağınızı denk alın gençler yoksa işiniz biter... Şimdi...