Blood Splat; Bölümde psikolojiyi olumsuz yönde etkileyecek olaylar gelişmektedir. Midesi hassas olanların bölümü geçmesini tercih ederim.
-
"Vincent Ailesi hiç de masum değil. Çok önemli bir şey buldum."
Salonda ki tüm gözler Jungkook'a dönerken koşarak masanın başına geçmiş ve elinde ki kağıtları resmen masaya atmıştı. Çoğu kişi masanın başına toplanırken Jungkook üstünde garip yazılar olan kağıdı Jisoo'a uzatmıştı.
"Bunun üstünde yazanları anlayamadım. Sen çözersin diye düşündüm." Jisoo kafa sallayarak odadan ayrılırken yanında iki kişiyi de götürmüştü. Jungkook Seokjin'i es geçip Namjoon'a dönerken dudaklarını aralamıştı.
"Vincent ailesi kara büyü ile uğraşıyormuş. Yıllar öncesinde yayınlanan bir makaleye göre aile geçim kaynağı olarak büyü işleri ile uğraşıyormuş ve bunun en büyük kanıtı Loto Medaglione*. Bizim bulduğumuz madalyon ile birebir uyuşuyor. Bu madalyona izinsiz sahip olan herkesi berbat sonlar bekliyormuş." salonda ki herkes göz göze gelirken Yoongi kaşlarını çatmıştı.
"Madalyonu en son kime vermiştiniz?" odada kısa bir sessizlik hakim olurken Eric öne atılmıştı.
"Onu en son Chanyeol hyung da gördüm." tüm gözler Chanyeol'a dönerken Chanyeol yutkunmuştu.
"Bence batıl inanç büyü diye bir şey yok. Eski insanların uydurması işte." tedirginliği bir kaç metre öteden belli olurken Yoongi kaşlarını olabilirmiş gibi daha çok çatmıştı.
"Başına nöbetçi dikmemiz gerekiyor. Kötü bir şey olabilir." Chanyeol 'un yanında bulunan kısa boylu, kahverengi saçlı çocuk konuşmaya izinsiz dahil olurken Yoongi bakışlarını ona sabitlemişti.
"Yoongi madalyon dokunan kişiyi öldürüyorsa Taehyung nasıl hala hayatta? Bence buna gerek yok. Chanyeol kendini koruyabilir."
"Baekhyun'a katılıyorum." Chanyeol yanında ki çocuğu belinden kavrayıp kendine çekerken Baekhyun rahatsız olmuşçasına kıpırdanmıştı. Yoongi şüpheli bakışlarını ikisi arasında gezdirirken Jungkook elindeki kağıdı Yoongiye uzatmıştı.
"Günlüğün hepsini okuyamadım ama şimdilik elime geçen bilgiler bunlar." Yoongi kağıdı alıp teşekkür ederken hızla merdivenlere yönelip gözden kaybolmuştu. Salon yavaş yavaş boşalırken Jungkook masanın üstünde ki eşyalarını toplamaya başlamıştı. Seokjin kardeşini uzaktan izlerken Jungkook başını kaldırmış ve bakışlarının kesişmesine neden olmuştu.
Jungkook'un gözlerinde bariz bir hayal kırıklığı vardı. Her zaman galaksiyi andıran gözleri aynı parlaklığı taşımıyordu. Yorgun bakışlarını abisinin üstünde gezdirirken Seokjin öne atılmıştı. Kardeşinin geri çekilmemesi ile cesaret bulurken hızlı adımlarla yanına ulaşmış ve kollarını küçük kardeşinin ince beline sarmıştı. Jungkook geri çekilmek yerine kollarını abisinin boynuna dolamış ve hafif parmak uçlarında yükselmişti.
"Özür dilerim Jungkook. Seni kırmak hayatımda isteyeceğim son şey bile değil. Bana öyle bakma abiciğim. Biliyorum çok hayal kırıklığına uğradın. Sana söylemem gerekiyordu, cesaret edemedim affet beni. Senden başka kimsem yok burada. Yalnız sen varsın. Sende beni yalnız bırakma." Seokjin kardeşinin saçlarına minik öpücükler kondururken Jungkook'un hıçkırığı odada yankılanmıştı.
"Bir daha beni yalnız bırakma ve bana yalan söyleme." Seokjin'in tutuşu sıkılaşırken kardeşinin akan gözyaşlarına bakmıştı burukça.
"Söz veriyorum. Seni asla yalnız bırakmayacağım ve sana yalan söylemeyeceğim."
-
Yoongi saatlerce küçük odada tek başına duruyor ve karşısında ki tabloyu inceliyordu. Tüm zekası bir anda yok olmuş gibiydi. Hiçbir şey düşünmüyor, yalnızca boş gözlerle duvarı izliyordu. Bu durum gittikçe berbat bir hal alıyordu. Kanıtlar uyuşmuyordu, cinayetler bitmiyordu ve ipuçları hiçbir şeye çıkıyordu. Çıkmaz sokak dedikleri bu olsa diye düşündü Yoongi. Onca bilgiden sonra bir çıkmaza ulaşmış gibi hissediyordu. Parçalar bir araya geleceğine gittikçe etrafa dağılıyor işleri daha karmaşık bir hale getiriyordu. Bıkkınlıkla kafasını geriye attı Yoongi. Saatlerdir bu odadaydı. Bağlantı kurmaya çalışsa bile bir türlü bir sonuca varamıyor, aklındaki her şeyi siliyordu. Bir kaç dakikanın ardından kapı çalınırken Yoongi gözünü bile kırpmadan karşısında ki tabloyu izlemeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madhouse\BTS
Ficción GeneralÖzel olarak seçilip bir araya toplanmış zeki gençler ve bir akıl hastanesi... Zeka,çeviklik,dayanıklılık ve cesaret... Ya ölürsün ya da buradan sağ kurtulursun... Hepinizin hayatı benim elimde ayağınızı denk alın gençler yoksa işiniz biter... Şimdi...