Yaklaşık bir aydır bölüm atmadım kusura bakmayın yazma isteğim gerçekten sıfırdı.
Okunmalar ve oylar aşırı derecede düştü. Oy vermeyi unutmayın lütfen bölüm sonunda.
İyi okumalar.
-
Duvar çok geçmeden aydınlık bir odaya açılırken gördüğüm manzara ile gözlerim irice açılmıştı ve yanımdaki Jungkook'un acı çığlığı kulaklarımda yankılanmıştı. Odaya girmek için hamlede bulunurken belinden tutmuş ve odaya girmesini engellemiştim. Çırpınışları nedeniyle istemsizce canımı acıtırken kollarımı sıkılaştırmıştım.
"Jungkook bir sakin ol!" yüksek çıkan sesime karşılık Jungkook daha yüksek bir sesle bağırmıştı.
"Abimi öldürmüşler Taehyung nasıl sakin olayım ben. Bırak beni." bacağıma sert bir tekme atarken acıyla inleyip geriye gitmiştim. Kollarım darbesi yüzünden gevşerken koşarak zindan benzeri odaya girmiş ve yerde kanlar içinde Seokjin'e sarılmıştı.
"Hyung bak ben geldim. Şaka yapıyorsun yine değil mi? Hadi aç gözlerini yalvarırım." Jungkook hıçkırıkları arasından zorla konuşurken hemen yanımda bulunan Baekhyun'un gözyaşları yere damlamıştı. Jungkook Seokjin'in bedenini hafifçe sarsarken daha yüksek sesle konuşmuştu.
"Hyung yalvarırım bırakma beni. Çok korkuyorum ben. Yapamam ben sensiz bırakma beni hyung yalvarırım, sende gitme." Jungkook parmaklarını Seokjin'in saçlarına geçirirken yavaşça okşamıştı.
"Uyuyorsun sen değil mi? Uykun hep ağır olmuştu senin saçlarını okşayıp öpersem uyanır mısın?" yanağına bir öpücük kondururken gözyaşları taş zemine damlamıştı. Ağzından bir hıçkırık daha kaçarken yanına gitmiş ve kollarını yavaşça Seokjin'in cansız bedeninden ayırmıştım. Jungkook anında yeniden sarılmak için atakta bulunurken onu bedenden uzaklaştırmış ve yüzünü avuçlarım arasına almıştım. Dolu gözlerini görmemle benim de içimde istemsizce bir burukluk oluşmuştu.
"Jungkook abin artık yok. Alış buna güzelim." gözyaşları yanaklarından süzülürken sakin bir sesle konuşmuştu.
"O beni bırakmaz ki. Uyuyor sadece gece yine yanıma gelip saçlarımı öpecek. Bana iyi geceler diyecek. İnanıyorum ben."
"Jungkook hayır o artık senin yanına gelmeyecek."
"Taehyung kapa çeneni gelecek." Jungkook'un sesi aniden yükselirken ellerimi geri itmişti. Yavaşça ayağa kalkarken yerde yatan bedenin yanına gitmiş ve cansız elini tutup kendi avuçları arasına almıştı.
"Hyung korkma tamam mı ben hep yanındayım. Senin beni koruduğun gibi seni koruyacaktım ben daha gidemezsin bir yere. Gece yanıma geleceksin biliyorum. Sen beni hiç yalnız bırakmazsın. Söz vermiştin bana." Jungkook Seokjin'in elinin üstüne öpücük kondururken yanağımdan süzülen yaşı silmiştim.
"Gitmeliyiz. Burada birisi var eminim." elimi Jungkook'un omuzuna koyarken omuzunda ki elimi sertçe itmişti.
"Seokjin hyung karanlıkta yalnız kalmayı sevmez. Ben onun yanında kalacağım." iç çekerken Jungkook'u omuzlarından tutup geri çekmiştim.
"Öldü o anla artık." Jungkook'un sessiz iç çekişleri odada yankılanırken minik bedenini kucağıma almıştım.
"Taehyung gitmeyelim. Bırakmak istemiyorum onu." dediklerini umursamadan odanın dışına çıkarken Hoseok'a kapıyı kapatmasını işaret etmiş ve karanlık, küflü koridorda ilerlemeye başlamıştım. Jungkook'un gözyaşları omuzumu ıslatırken saçlarını okşamış ve her şeyin iyi olacağı hakkında bir şeyler mırıldanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madhouse\BTS
Fiksi UmumÖzel olarak seçilip bir araya toplanmış zeki gençler ve bir akıl hastanesi... Zeka,çeviklik,dayanıklılık ve cesaret... Ya ölürsün ya da buradan sağ kurtulursun... Hepinizin hayatı benim elimde ayağınızı denk alın gençler yoksa işiniz biter... Şimdi...