canım geçte olsa değerlendin 😎
*
Sevgili Jungkook,
Öncelikle sözlerime ikinizde iyi olduğunu dilemekle başlamak istiyorum. Umarım iyisindir ve hayal ettiğin her şeyi gerçekleştirebiliyorsundur. Kaçtığınız gece içimde biriken ani cesaretimle size katıldım ve şimdi hangi dili konuştuklarını bilmediğim bir yerdeyim. Yaşlı bir kadın bizi misafir olarak ağırlamayı kabul etti. Bizi derken kimden bahsettiğimi tahmin etmişsindir sanırım. Hayır, Yoona değil Hoseok ile beraberim. İkimizde o gece hayatımızın en büyük riskini alıp bizi günlerce görmeden bu kasabaya getirecek arabaya bindik. Arabanın sahibi bizi misafir olarak alan kadının eşi çıktı ki bu konuda gerçekten şanslıydık. Senin için hep ilham veren biriydim sanırım ama sen ilhamların ve yardımın en büyüğünü bana verdim. Çok teşekkür ederim sana çok minnettarım. Aynı zamanda Taehyung'a da. Umarım onunla birliktesindir ve umarım mutlusunuzdur. Siz çocuklar mutluluğu hak ediyorsunuz. Bu mektup sana ulaşacak mı bilmiyorum ve bu mektubu hem koğuşa göndereceğim ve en azından ulaşmadığı, senin hayallerinin ve yeni hayatının peşinde olduğunu bilmek beni mutlu edecek. Umarım bu satırları asla okuyamazsın, umarım hayatın boyunca hep mutlu ve huzurlu olursun. Sürekli bahsettiğin dere kenarı, umarım oradasındır.
Sevgilerle Ağustos Böceği Min...
*
Sevgili Taehyung,
Ne bu mektubu yazacak yüzüm ne de gelip bunları senin yüzünce söyleyecek gücüm var. Yoongi'nin fikrine uyup sana asla ulaşmamasını umduğum bu satırları yazıyorum. Ne diyeceğimi, nereden başlayacağımı bilmiyorum ama öncelikle her şey için özür dilerim hemde her şey için. Sadece sana iyi olanı yapmak istedim ama asıl iyi olan Jungkook'la olmanmış. Seni hep kardeşim olarak gördüm, ilk geldiğinden beri benim hep kardeşim oldun ve öyle olacaksın. Sana ne kadar mahçup olduğumu anlatamam, ayaklarına kapanıp günlerce af dilenmek istiyorum. Özür dilerim tekrardan, umarım hayatına devam ediyorsundur, mutlusundur ve umarım beni bile unutmuşsundur. Bu arada nasıl Yoongi ile birlikte olduğumu merak ediyorsan sanırım kendin için bir şey yapmak ilk kez işe yaradı :)
Sevgililerle biricik kardeşin Jung Hoseok
*
Taehyung'un ağzından
"Çıkabilirsin"
Kafamı kaldırmış, ne zamandır bulunduğumu bilmediğim yerden çıkmam adına açılan kapı ve gözümü şimdiden rahatsız eden güneş ışığı ile ellerimdeki kelepçeleri çıkarmaları adına kollarımı uzatmıştım. Bizi yakaladıklarında Jungkook'u koğuşuna beni de işkence odalarından birine sokmuşlardı. Ne pencere, ne ışığı görebileceğim küçük bir delik, sadece duvar ve pişmanlık doluydu bu oda, çıktığıma bile sevinemiyordum, sevinmekte istemiyordum. Mutluluk, sevgi bütün iyi duyguların içimden çekilmesini istiyordum. Odadan çıktım, koğuş boştu. Terk edildiği o kadar belliydi ki. Jungkook'un yerine kaydı gözüm. Bomboştu, duvarlar temizlendi, battaniye götürülmüştü, orada sanki kimse bulunmamış gibiydi. Koğuştan çıkana kadar gözlerimi oradan ayırmadım. Sanki daha dikkatli baksam onu orada görecektim, gözlerim bana oyun oynuyordu. O oradaydı, güzel gülümsemesi, vücudunda onu daha özel kılan kusurları, güzel sesi ve sıcaklığı ile oradaydı. Uyuyordu, beni bekliyordu, resim yapıyordu, ağlıyordu ama yinede oradaydı. Koğuştan çıktık, kapı son kez kapandı, son kez buradaydım. İleriye baktım, babam oradaydı, hayal kırıklığına uğramışçasına bana bakıyordu. Kim uğramamıştı ki? Kimi üzmemiştim? Kim benim sayemde mutluydu? Paçalarımı tutuyordu bu kalp kırıklıkları, peşimi bırakmayacaklarını biliyordum. Yürüdüm ezbere bildiğim yolları, Jungkook'a yemek getiriyormuş gibi hissediyordum. En sevdiği yemekleri koyacaktım, o bitirene kadar onu izleyecektim, bunları bile o kadar çok özlemiştim ki.
Kendi giysilerimi aldım, üniformamı çıkardım, bu renkten nefret ediyordum artık. Madalyonlarım, hiçbirini hak ederek kazanmamıştım. Berbat bir insandım ve tanrı zarar vereceğim insanları benden bir daha asla ulaşamayacağım şekilde uzaklaştırarak en iyisini yapmıştı. Çadırdan çıkmıştım, yağmur yeni yağdığı için her yer çamur doluydu.
"Kim Taehyung, bu mektuplar sana geldi"
"Bana mı?"
Uzanıp askerin uzattığı iki mektubu almış, yolda okumak adına cebime koymuştum. Hiçbir şey hissetmiyordum, ne mutluluk ne hüzün. O kadar suçluluk duygusuyla doluydum ki Jungkook'u kaybettiğime üzülemiyordum bile. İnanmak istemiyordum, o yaşıyordu, o yaşamalıydı. Çamurlu yolda ilerleyip at arabasına doğru ilerlemeye başladım. Adımlarıma bakıyordum, bastığım her adımda toprağa kendi izim bırakılıyordu. Burasıydı dedim, belki burada kıydılar canına, burada kaybettim onu, burada güzel bedeni düştü yere, belki burada, belki de burada, her adımda tekrarlıyordum bunu. Toprağı alıp okşasam onu hissedecektim sanki. Arabaya yaklaştım, binecekken ileride kafasında kocaman bir şapka bulunan bir adam çekti dikkatimi. Yüzü ne kadarda Jungkook'a benziyordu öyle, bana baktı soru sorarcasına, ne cevap verebilirdim ki? Yüzümü çevirip arabaya bindim. Burada son günümün böyle olmasını asla istemezdim. Neyi isterdim ki? Geçmişe dönsem düzeltecek o kadar şeyim vardı ki. Elimi cebime atıp mektuplardan birini almış, okumaya başlamıştı. Mektup bana değildi, Yoongi'dendi. Diğer mektubu da açıp okudum, sonra tekrar, tekrar ve tekrar. Yazdıkları her bir satırı öyle kıskanmıştım ki. Kendim kazanmış, kendim kaybetmiştim. Hiçkimseyi hak etmemiştim. Özellikle Jungkook'u. Adını bile ağzıma almak istemiyordum. Onu hak etmediğim halde elinden her şeyini almıştım. Gözlerim doldu, babam yanıma gelip bana sarıldı, göz yaşlarım onun üzerini kirletirken ağladım, çaresizliğime, aptallığıma, kaybettiklerime, her şeye ağladım.
Özür dilerim Jungkook, binlerce kez özür dilerim senden. Senin kurtarıcın olacakken ecelin oldum, beni asla affetmesende seni anlarım. Keşke dinleseydim seni, keşke daha akıllıca bir çözüm bulana kadar bekleseydik, keşke kendi cehennememi seni sürüklemeseydim. Saçların, dudakların, gözlerin, her bir santimin beynimin en güzel yerlerine kazılı sevgilim. Seni asla unutmayacağım, senin anılarınla yaşayacağım. Güçlü değilim, bekle beni, yanına geldiğimde ortada bizi ayıracak ölüm bile olmayacak.
*
YA BUGÜN GÖRDÜĞÜM FANARTA BAKIN
AĞLIYORUM
ÇOK GÜZEL
BU KİTABIN FANARTI ADETA 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐚𝐥𝐯𝐚𝐭𝐨𝐫𝐞 ↬ 𝐭𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤 ✓
Fanfiction'Gardiyana aşıksan özgürlüğü sevemezsin.' 𝟎𝟐𝟎𝟓𝟐𝟏-𝟐𝟐𝟎𝟕𝟐𝟏 /düz hikaye /angst /yan çift; sope