Merhaba!
Multimedya : Efe Karer.
İyi okumalar!
Güzel geçen ameliyat sonrası üstümdeki kanlı önlüklerimi çıkartıp çöpe attım. Mustafa Hoca çoktan çıkmış, aileye haber vermişti. Asel ve Elif'i kapıda konuşurken yakaladım.
"Ne kaynatıyorsunuz?" diye sordum. Elif yüzünü ekşiterek, "Sizin şu asistan sinirimizi bozuyor." dedi. Yukarıya baktım, boştu. "Merve mi?" diye sordum. Kafalarını salladılar. "Sallayın gitsin." diyerek ameliyathaneden çıktık.
Asansöre binip giriş ve 7. kata bastım. Kızlar giriş katta inip kantine gittiler bende dinlenmek için asistan odasına. Asansörden inip kapıyı açınca karşıma ağlayan Merve çıktı.
"Sorun ne?" diye sordum Efe'ye.
"Yeni doktorumuz!" diye sinirle güldü.
Şaşırmamıştım. Başkasını beklemek aptallık olurdu gerçekten.
Mert, Merve'ye bakarak söylendi.
"Babanın servet ödediğini biliyoruz Merve. Sakinleşsen mi artık? Nöbetim var!"
Merve sinirle söze girdi.
"Senin babanında benimkinden bir farkı yok zaten söyle bi oda daha yaptırsın."
Mehmet, benle Efe'nin yanına geldi.
"Günlük kaos dozumuzu alıyoruz ha?" gülüştük. Devam etti. "Açıkçası senin almanı beklerdim." dedi. Etraf sessizleşti. Sadece ben değil hepsi duymuştu. "Maalesef. Babam öldü benim." diyerek odadan çıktım ve asansöre bindim. Arkamdan gelen Efe ise bir sonraki asansöre kalmıştı.
Asansörden inip kantine doğru ilerledim. Ameliyattan çıkınca çöken yorgunluk ve daha yeni başlayan nöbetim için sandiviç ve kutu portakal suyu alarak bir masaya oturdum. Önlüğümün cebimdeki telefonumu çıkartıp bildirimlerimi kontrol ettim. Sosyal medya olarak sadece Whatsaapı kullanıyorum bu yüzden de telefonda çok işim olmuyordu.
Sandiviçimi yerken karşıdan gelen Efe'yi gördüm. Sinirliydi. Masaya oturdu ve gözlerime bakıp söze girdi.
"Kovuldum." İçmekte olduğum portakal suyum boğazımda kaldı.
"Nasıl kovulursun?"
"Merve'nin dayısı baş hekim olarak atanmış. Burak Hocanın hak ettiğini konuşurken duydu ve kapıya koydu."
Şoka girmiştim. Bu nasıl bi gerekçeydi. Benim diplomamı alırken söylediğim yemin, yaptığım iş böyle miydi gerçekten?"Ne yapacaksın?" diye sordum.
"Yaptım bile." dedi ve pişkince güldü. Merakla ona bakıyordum. Devam etti.
"Abimi aradım. Aynı onların yaptığını yaptım anlayacağın. Kısasa kısas." hala gülüyordu ve bende hala merakla ona bakıyordum.
"Hastane bizimdi ve Merve ve sülalesini postaladı." Bu sefer içeri değil dışarı püskürterek Efe'yi portakal suyuna çevirdim.
"Şaka yapıyorsun değil mi?" daha Efe bana cevap veremeden, ağlayarak kantine giren Merve, yanımızda bitti. "Seni adi herif! Nasıl yapabildin bunu!" diyerek Efe'ye saldırmaya başladı. Kantine gelen güvenlik görevlileri Merve'yi alarak dışarı çıkardı.
Efe bana döndü.
"Yemin ederim şoktan bayılacağım şimdi." dedikten sonra bana güldü.
"Şu an yaşadıklarımız gerçek mi?! Son yarım saate bu kadar şey gerçekleşmiş olamaz!" dedim. Elini çenesine koyarak düşünüyormuş gibi. "Aslında sabahtan beri planlıyordum. Sadece abimi arayıp onay vermem yetti." ne aileler vardı be.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bostan Sokak
Teen FictionTanıtım 1 Babamın vefatından sonra bana bıraktığı mektupla sokağın başında duruyordum. Bostan Sokak. Girişinde sonunu gördüğüm, hayatımın 26 senesini bırakacağım sokaktı. O gün sokakta tek kişi olmama rağmen sokağın sonunda beni izleyen adam, hay...