Merhaba! Geçikme için kusura bakmayın finallerim kapıya dayandı...
Multimedya : Yavuz&Bade çiftimiz...
Lütfen desteklerinizi esirgemeyin. <3
İyi okumlar!
Gözlerimi ne zaman açtığımı bilmeden tavanı izliyordum. Güneş çoktan doğmuş belki de öğlen olmuştu. Raporlu olduğumdan gidecek bir yerim de olmadığından sadece uzanıyordum.
İçeriden gelen telefon sesiyle yastığı kafama bastırdım. Hastane için sessize almıyordum ve bu durum çok kötüydü.
Telefon ikinci defa çaldığında sakince yataktan çıktım ve salona yöneldim.
Dün gece oturduğum koltukta duran telefonumu alıp baktığımda arayanın Yavuz olduğunu gördüm."Efendim Yavuz?" diyerek açtım telefonu.
"Dünden beri seni kaç defa aradığımdan haberin var mı! Delirmek üzereyim!" dedi bağırarar. Telefonu kulağımdan çekip ekranı kaydırdığımda beni sekiz defa aradığını gördüm. Ve birkaç mesaj.
"Telefonum salondaydı. Uyuyordum. Bir sorun mu var?"
Derin bir nefes verdi. Düşüncesin ne olduğunu bilmiyordum. Bana yakın olmaya çalışması ve endişe etmesi tuhaf geliyordu.
"Dün gece kardeşlerin yanındaydı. Merak ettim seni."
"Merak edeceğin bir şey olmadı." dedim bıkkın bir şekilde. Olmuştu ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"Yanına geleyim mi?"
"Neden?"
"Belki kahvaltı yaparız." dedi mırıldanarak.
"Tekrardan özelime girmeyeceksen gel."
"Beni gerçekten çağırdın mı?"
"Şans isteyen sen değil miydin?" diye sordum. Sorar sormaz da pişman olmuştum. Ona bir umut vermek istemiyordum.
Telefonda bana cevap vermesini bekledim. Yaklaşık yirmi saniye ses gelmeyince telefonu kapattım.Tuvalete girip ihtiyaçlarımı giderdim. Saçımı toparlayıp odama girdim. Yatağımı topladım ve dolaptan siyah eşofman ve siyah sweatshirt alarak giyindim.
Çıkardığım kıyafetleri kirliye attım ve salona girdim. Dün gece toparlamadığım çay bardakları bana zorluk çıkartacaktı.Eşyaları toplayıp mutfağa götürdüm. Çaydanlığı boşaltıp yıkadım. Ardından çay için su ekledim ve ocağa bıraktım. Bulaşıkları yıkadım. Kağıt havluyu kopartıp kurutacaktım ki telefonum tekrardan çaldı.
"Efendim Yavuz?"
"Bade, ekmek var mı?"
"Dur bir bakayım." dedim mutfağa yürürken. Mutfağa baktığımda ekmeğin kalmadığını gördüm.
"Ekmek kalmamış.""İki tane alıyorum. Yeter mi?"
"Yeter." dedim. Daha sonrasında telefonu kapattım ve bulaşıkları kurutmaya devam ettim.
Salonu toparladıktan sonra kaynayan su ile çayı demlemeye bıraktım.
Yer masasını açarak sofra bezini serdim ve kahvaltılıkları masaya götürdüm.
Çay için bardakları çıkardığımda zil çaldı. Bardakları bırakıp kapıyı açtım.Karşımda bir elinde ekmek poşeti diğer elide meyve poşetleri olan Yavuz'a bakakaldım.
"Yavuz, bunlar ne?"
"Meyve. Vitamin eksikliğin varmış." diyerek içeriye girdi. Poşetleri bana uzattı. Poşetleri alıp mutfağa geçtim. Bardakları hazırlayıp salona götürürken Yavuz da mutfağa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bostan Sokak
Genç KurguTanıtım 1 Babamın vefatından sonra bana bıraktığı mektupla sokağın başında duruyordum. Bostan Sokak. Girişinde sonunu gördüğüm, hayatımın 26 senesini bırakacağım sokaktı. O gün sokakta tek kişi olmama rağmen sokağın sonunda beni izleyen adam, hay...