Evet, o gün gelmişti. Bugün, TXT grubunun tanıtımı yapılacak, sonrasında da şirket çalışanları arasında küçük bir parti düzenlenecekti. Tüm hazırlıkları Yoongi ile beraber yaptık. Birlikte çalışırken çok uyumlu olduğumuzu söylemişmiydim. Partiye, çalışanlarda bizlerde yakınlarımızı çağırabilecektik. Bu Yoongi ve benim ortak kararımızdı. Aslında, Yoonginin isteğiydi, bende kabul etmiştim. Bunu neden istediğini sonradan anladım tabi.
Erkenden kalkıp duş aldıktan sonra, güzel bir kahvaltı yaptım. Jk'de evdeydi. Çoğu zaman kendi evimde olsamda, bazen ailemin yaşadığı evdede kalıyordum. Onu da partiye davet ettim. " O kendini beğenmiş, küstah herifde olacak ama partileri severim hyung. Hem seni ona karşı yalnız bırakamam." dedi. Sanki, olacakları önceden biliyordu. Ona bu şekilde hitap edemezsin Jk. Onu sevdiğimi biliyorsun, ona hakaret etmen benim kalbimi kırıyor, biliyorsun. "Hyung, seni asla kırmak istemem ama onun yüzünden üzülmenden korkuyorum. Sen çok naif birisin, ama o bunlara değmez lütfen." Onu tanımıyorsun, tanımadan yargılıyorsun. "Pekala hyung, boşuna tartışmayalım, yaşa ve gör." Görürüz.
Kardeşimle tartışmayı sevmezdim ama ona laf etmesine de katlanamıyordum. Onu tanımıyordu, benim gözümden bakmadığı için, onun nasıl muhteşem biri olduğunu anlayamıyordu. Neyse, Jk, hadi gidelim. "Hyung, ben sadece parti için söz verdim." Peki ben çıkıyorum o zaman.
Ofise yaklaştıkça heyecanım artıyordu. Canımın en içi ile, iş dışında vakit geçirebilecektik. Parti için, grup tanıtımından sonra Yoonginin evine gidecektik. O öyle istemişti, nedenini sonradan anladım. O, istediği için, itiraz etmedim.Yoongi ailesi ile yaşıyordu. Jin Hyunga göre eve uğradığı yoktu ama. Evine ilk kez gidecektim, heyecanım birazda bu yüzdendi. Jin Hyung demişken ofise girerken onunla karşılaştım. "Yoongi, davet etti. Küçük kardeşimin nasıl başarılı olduğunu görüp onunla gurur duymalıymışım. Küçük serseri, nasıl da tatlı dimi. Kardeşin var mı Jimin." Var hyung. " O zaman beni anlarsın. O, ne kadar serserilik yapsa, bazen beni çileden çıkarsa da onu çok seviyorum." Bende hyung bende çok seviyorum. Şey, yani kardeşimi. Jk, bugün o da partiye gelecek, seni onunla tanıştırmak istiyorum hyung. "O da senin gibi tatlı mı." Of hyung, tanıyıp kendin karar ver.
Grup tanıtımı başlamıştı. Evdeki hazırlıklar yüzünden gelemiyorum, sen idare et lütfen diye mesaj attı. Nasıl, hayır diyebilirdim ki.
Grup tanıtımı güzel geçiyordu. Şimdiden pek çok hayranları olmuştu. Çocuklara bizimle ilgilide sorular sordular. Hepside bizimle çalıştıkları için çok şanslı olduklarını, onları çok desteklediğimizi söylediler. "Pis serseri, hem beni davet ediyor, hem kendisi gelmiyor tanıtıma." diye söyleniyordu Jin Hyung. " Kesin yine onunla ilgilidir. " Anlamadım hyung. "Boşver Jimin."
Tanıtım nihayet bitmişti. Jin Hyung, ben ve Tae aynı araçla gidecektik, Yoonginin evine. Sonra, Lisa'nın sesi duyuldu. " Jin Oppa, nolur bende sizinle geleyim." Jin Hyung bize döndü, bizde olumlu anlamda kafamızı salladık. Eve yaklaştıkça heyecanım artıyordu. Nasıl da yakışıklı olmuştur, kim bilir benim canımın en içi sevgilim. Ona bu şekilde hitap etmiyordum ama benim sevgilimdi işte.
Evleri dışardan bile muhteşem görünüyordu, kim bilir içi nasıldı.
Arabadan inecekken Lisa, hızlıca arabadan atladı ve unniyi görmeliyim dedi. Unni, o kim hyung. " Birazdan tanışırsın Jimin."
İçeri girince muhteşem bir salon ile karşılaştım. Bizim evimizde güzeldi ve burası kadar büyüktü. Ama, orda Yoongi ve onun muhteşem kokusu yoktu. " Siz keyfinize bakın çocuklar. Ben şu küçük aptala bakıp geliyorum." Pekala hyung.
Tae: Jimin. Hala onu seviyor musun.
Jimin: Evet. Hemde herşeyden çok. Kimsenin aklının alamayacağı kadar, tüm hücrelerimle seviyorum. Her gün onu sevmek için uyanıyorum. Gerçi rüyalarımda da onu seviyorum.
Tae: Yapma Jimin. Onu bu kadar sevme.
Jimin: Neden herkes aynı şeyleri söylüyor. Onu sevmemin ne zararı var ki. Onu rahatsız etmiyorum. Sadece kendi içimde uzaktan seviyorum onu.
Tae: O değil, sen zarar görme diye söylüyorum Jimin. Biliyorsun dimi. Onun bir kız arkadaşı var ve onu çok seviyor, onunla evlenme, ömür boyu beraber olma hayalleri kuruyor. O yüzde, sana bir damla sevgi göstermez. Çok üzülürsün, her hareketinden umutlanırsın, sonra tüm umutların birbir uçup gider Jimin, yapma bunu kendine.
Jimin: Bunların hepsini biliyorum Tae. Benim derdim de, derdimin ilacı da onda. Tek bir gülüşü yetiyor tüm acılarımı dindirmeye. Gözlerim dolmuştu. Tae, bu halimi görünce sarıldı bana, gözyaşlarını omuzlarına akıttım. O sırada, Yoongi girdi salona, alkışlamaya başladı," woow yoksa çıkıyormusunuz ? Bende sizi sevgilimle tanıştırırım, iki çift çok eğleniriz." Saçmalama Yoongi, yok öyle birşey biliyorsun. "Biliyorum."
Davetliler gelmeye başlamıştı. Yoongi, birini karşılamam gerekli diyerek yanımızdan ayrıldı. Tae, bana üzgün bir şekilde bakıyordu. Omzumda bir el hissettim. "Hyung, burayı bulmam kolay oldu. Yalnız ev muhteşem. Merhaba Tae. " Merhaba pardon adın neydi ? " "Jungkook ama bana herkes Jk der." " Seni daha önce bir yerlerde gördüm mü?" Aynı okuldaydınız Tae, Jk, benim kardeşim. Derin bir sessizlik oldu. Kafamı kaldırıp salonun girişinde onu gördüm. Kız arkadaşıyla içeri giriyordu. Kız, çok güzeldi. Olamaz, o, IU idi. Kore müzik dünyasının kraliçesi, benim canımın en içinin sevgilisiydi.
Çok yakışıyorlardı. IU, öyle güzel, benim meleğim öyle yakışıklıydı ki. Ne yapacaktım şimdi. Onunla nasıl rekabet edebilirdim ki. Hem, Yoongiye söz vermiştim, onu rahatsız etmeyecektim. Canım çok yanıyordu. Sanki, kalbime binlerce iğne batırıyorlar, tüm vücudumu parçalara ayırıyorlardı. Ele ele girdiler salona. Yavaş yavaş ölüyordum, gözlerim dolmuş, ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Ağlasam kendimi nasıl açıklayabilirdim ki oradakilere.
Yoongi, sevgilisinin belinden tutarak kendine çekti ve birlikte yanımıza geldiler.
Yoongi: Jimin, herkes biliyor. Yalnızca sen tanımıyordun onu. Jimin benim iş ortağım ve IU, kalbimin sahibi, biricik aşkım, ömrüm, herşeyim.
IU: Yoongi böyle söyleme utanıyorum. Memnun oldum Jimin.
Yoongi: Ben senin neyinim peki.
IU: Sen benim canımın en içisin sevgilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIMIN EN İÇİ/YOONMİN
RomanceJimin, iyi kalpliydi ve bu iyi kalbi ile hakettiğini alabilecek miydi?