Jhope'dan duyduklarımla hüznüm mutluluğa dönüştü. Aylar sonra dönecekti onu görebilecektim. O, beni görmek istemese bile Jhope, bir görüşme ayarlayacaktı. Belki, Yoongi ona çok kızacaktı ama daha fazla üzülmeme gönlü razı olmadığı için kabul etti yardım ricamı Jhope.
İçim içime sığmıyordu, Hobi ile konuşmamızın üzerinden 2 hafta geçmişti ama hala bir haber yoktu. Tam umutsuzluğa kapılmışken bir mesaj geldi. "Hey sakın heyacandan ölme ve hazır ol, Yoongi yarın dönüyor ve sizi mutlaka biraraya getiricem." yazıyordu. Nihayet dönüyordu, kalpsızım, canımın en içi sevgilim. Ya beni görmek istemezse, gördüğünde yine hakaretler edip kovmaya çalışırsa ne yapacaktım bilmiyorum. Ama ne olursa olsun, bana ne derse desin umrumda değil, yeterki göreyim. Sabırsızlanıyordum, bir an önce yarın akşam olsun ve ona kavuşayım istiyordum. Evin içinde sırıtarak dolaşırken, babam kolumdan tutup, "oğlum hayırdır bu ne neşe, aylar sonra yüzün güldü, bunu neye borçluyuz." " aşka borçlu babacım aşka dedi Jk." Jk' e öfkeyle baktım. Babam herşeyimi bilirdi, asla gizlemezdim. Ama henüz ona Yoongi' yi anlatmamıştım. Çünkü, sevgilisi olan bir adama aşıktım ve o, benim yüzüme bile bakmıyordu. Babam, incineceğimden korktuğu için buna karşı çıkardı, bu yüzden anlatamamıştım. "Anlat oğlum, biliyorsun sana çok güveniyorum ve ne yaparsan yap, kimi seversen sev arkandayım dedi." Biliyorım baba, bunun için hazır değilim, zamanı gelince herşeyi anlatıcam sana dedim. Annem, araya girip, "rahat bırakın benim bebeğimi, o ne yaparsa doğrusunu yapar" dedi. Jk' e dönüp hıh diyip dil çıkardım, odama doğru ilerlerken,"şuna bak bebek gibi dil çıkrıyor birde. Haklısın anne, senin oğlun bir bebek." " Söylenmeyi kes Jk, sende küçük bebeğimsin." "Of anne ben bebek değilim." Odama geçip, kapıyı kilitledim ve yine onu düşünmeye başladım acaba neler olacaktı. Meraktan ölüyordum, bir türlü uyuyamadım. Uyumadığım için gözlerim şişmişti, beni çirkin bulacaktı. Zaten sevmiyor, iyice nefret edecek of ya. Ölmeliyim, çok çirkinim ölmeliyim.
Sizce, çirkin görünmesinin imkanı var mı?
Kahvaltı bile edemedim, heyecandan hiçbirşey yiyemiyordum. Jhope,hala aramamıştı saat kaçta Seul' de olacak? Belirsizlik beni mahvediyor, acaba havaalanına gidip beklesem mi? Sonra, Jhope dan bir bildirim geldi, gelen bildirimi açar açmaz bir resim olduğunu gördüm, hemen açtım bildirimi. Oydu işte, dönmüştü. İnanamıyorum, saçları muhteşem görünüyordu, beyaz tenine mint renk çok yakışmıştı.
Evet, dönmüştü ama ne zaman görebilecektim onu. Heyecanla beklerken, telefona bir bildirim daha geldi. Hobi olmalıydı. Ama, ne, nasıl olur, mesaj Yoongidendi. Benimle görüşmek istiyorsun madem öğleden sonra evimde ol.
Yanlış okumamıştım dimi, beni görmek istiyordu. Biraz vaktim vardı, bende ona bir sürpriz yapmak istedim. Ve sonuç,Turuncu saçlarımla, uyumlu olacağımıza emindim. Artık, zamanı gelmişti, evine doğru yolaldım. Ailesinin evine gitmemişti, kendi dairesindeydi, sanırım, dinlenmek istedi. Kapısının önündeydim. Zile basmaya çalıştım ama heyacandan ellerim zangır zangır titriyordu ve zile basmama gerek kalmadan kapı açıldı. İşte, karşımdaydı, ışıl ışıl gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu, meleğim. Öyle çok öyle çok özlemiştim ki, ona olan özlemimi kelimelere sığdıramam. Ona sımsıkı sarılmamak için kendimle mücadele ediyordum. O da şaşkındı, ben kendimle mücadele halindeyken beklemediğim birşey oldu. Yoongi, bana sarıldı, öyle bir sarıldı ki, kalbim yerinden fırlayacak gibiydim. Ne oluyordu, anlamıyordum, bana seni görmek istemiyorum demişti. Bende fırsatı kaçırmadım ve aşık olduğum kokusunu içime çektim. Hoşgeldin Yoongi dedim. Şaşırdı, geri çekildi, "Yoongi?" dedi. " Hani ben senin canının en içiydim. Bu kadar çabuk mu unuttun beni Jimin." "Hayır birtanem, seni nasıl unutabilirim. Sana, sevgi içeren sözler söylememi istememiştin, bana sadece adımla hitap et demiştin."
"O zaman durum farklıydı Jimin. Ama, anlaşılan sen beni hiç özlememişsin, tekrar mı gitsem, hemde dönmemek üzere."Artık, dayanamıyordum. Sımsıkı sarıldım, güzel kokulu bedenine ve başımı, boyun girintisine yerleştirdim, kokusunu içime çekmeye başladım. "Gitme sevgilim, hatta gitmenin lafını bile etme. Sensiz neler yaşadım bilmiyorsun. Seni görmeden yaşayamam, birdaha bırakma beni nolur."
"Pekala, biryere gitmiyorum. Ya, hem beni terkediyorsun hemde çocuk gibi mızmızlanıyorsun." "Ben seni nasıl bırakırım Yoongi, senden vazgeçmem kendimden vazgeçmem demek bilmiyor musun. Ben aylarca nefes almamışım, nefesime şimdi kavuştum. Bağışla beni, nolur, korktum, sana, ilişkine zarar vermekten korktum. Onu çok seviyorsun, bir hata yaparımda aranız benim yüzümden bozulur diye korktum. Yoongi, siz sevgilisiniz ve ben bir sevgilin olduğunu bilmeden sevdim seni. Seni kalbimden söküp atmaya çalıştım ama olmadı." "Neden söküp atmak istedin beni? Yoksa, bu aşktan da bendende sıkılmaya mı başladın. Öyleyse, gidebilirsin, yolu biliyorsun Jimin." "Neler söylüyorsun sen Yoongi. Ben senden nasıl sıkılırım. Lütfen, böyle konuşma. Artık, gözyaşlarımı tutmaktaki başarım son bulmuştu. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Seni herşeyden, herkesten çok seviyorum Yoongi, nolur inan bana." "Sana inanıyorum Jimin" dedi ve gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIMIN EN İÇİ/YOONMİN
RomanceJimin, iyi kalpliydi ve bu iyi kalbi ile hakettiğini alabilecek miydi?