Yoongi ile olan telefon konuşmamızdan sonra, artık onun birileri tarafından kaçırılarak alıkonulduğuna emin oldum. Onu bulacaktım ama nereden başlayacağımı bilmiyordum. Onu kaçırabilecek tek kişi vardı bana göre; Taehyung. Kaçırılma ihtimali daha önce hiç aklıma gelmemişti, benden kaçıyor sanmıştım.
Onu nereye kaçırmış olabilirlerdi. Kavga ettiğimiz akşamı düşünmeye başladım. Tae gelmişti ve biz onunla tartışmıştık. Yoongi, onu kovduğunda bana tehditler savurarak evden ayrılmıştı. Sonra da Yoongi ve ben kavga etmiştik ve Yoongi, evden çıkıp gitmiş bir daha da dönmemişti. Eğer, kaçırıldıysa sitenin güvenlik kameralarından bunu görebilirdim. Hemen güvenliğe gittim ve o akşamki görüntülere baktık. Tae, evden çıkar çıkmaz sinirle arabasına atlayıp buradan ayrılmıştı. Yarım saat sonra da Yoongi, normal bir şekilde arabasına binip gitmişti. Peki Yoongi, nereye gitmişti. Ailesine gitmiş olma ihtimaline karşı Jin Hyungu aradım, o akşamki güvenlik kamerası görüntülerine bakmasını istedim. Sonra, aklıma şirket geldi. Şirkete gitmiş olabilir miydi.
Hemen ofise gitmek üzere yola çıktım. Şirkete varır varmaz, güvenlik odasına gittim ve güvenlik kamerası görüntülerini izlemeye başladım. Görüntüleri dikkatlice izliyorduk ve bir anda onu gördüm, otoparkta, canımın en içi arabasından inip, ilerlerken, o sinsi yılan Irene ona doğru geldi ve konuşmaya başladılar, onlar konuşurken arkadan birisi bir sopa ile yaklaşıp Yoongi'nin kafasına vurdu ve meleğim yere yığıldı. Kim olduğunu anlayamadım, maskeliydi. Ben, Irene, birilerini çağıracak diye beklerken, Irene karşısındaki maskeli adama gülümsedi ve birlikte meleğimi, bir arabaya taşıdılar ve oradan uzaklaştılar.
Bu görüntü ile şok olmuştum, ama daha sonra daha şok edici bir şey gördüm, birisi arabanın arkasından koşuyordu evet bu Tae idi. Ağlıyor ve etrafta koşuşturuyordu. Günlerdir Tae'yi görmemiştim. Hemen onu aramaya karar verdim, belki bir şeyler biliyordur diye düşündüm.
"Alo Tae, ben Jimin, lütfen hemen kapatma. Yoongi, seninle tartıştığımız günden beri ortada yok. O, kaçırıldı ve güvenlik kamerasından şimdi gördüm, sen kaçırılırken oradaydın."
"Beni mi suçluyorsun geri zekalı, bilerek engel olmadığımı mı ima ediyorsun."
"Hayır Tae. Sadece, kaçırıldığına şahit oldun ve belki bulmaya çalışmışsındır. Bildiğin bir şey varsa lütfen söyle."
"Bak sersem, kaçırdıklarında oradaydım. O akşam, evden çıktıktan sonra, arabama binip ayrıldım ama biraz ilerledikten sonra durdum, sinirlerimi yatıştırmaya çalıştım, sakinleşmek istedim. Arabada öylece dururken, Yoongi'nin arabası yanımdan geçti ve arabada tekti. Tartıştığınızı tahmin ettim, bu benim için büyük bir fırsattı, onunla yalnız konuşacaktım. Benden önce indi arabasından, sonra o kız çıktı birden ortaya konuşmaya başladılar, konuşmalarının bitmesini bekledim ve birden o maskeli adamı gördüm, şok içinde olanları izledim, sonra kendime geldim, Yoongi'yi arabaya taşıyorlardı, zaman kaybetmeden koşmaya başladım ama yetişemedim."
"Neden bana haber vermedin? Birlikte arayabilirdik onu. Irene denen pisliğin onu kaçırdığını gördün, o kızı şikayet edip yakalatabilir, onun yerini bulabilirdik."
"Onu senden önce bulmak istedim. Belki ben bulursam, bana bir şans verir diye düşündüm. Onu çok seviyorum Jimin, çocukluğumuzdan beri delicesine seviyorum. Daha 10 yaşımızda onunla tanıştığımızda farklı şeyler hissetmeye başlamıştım ona karşı. Yıllarca içten içe gizlice sevdim onu. Her şeyini bana anlatırdı, sevgilileri de dahil. Nasıl katlandım bunlara biliyor musun. O, bana onları anlatıyor, ben geceleri neden beni sevmiyor, benim neyim eksik ki diğerlerinden diye gözyaşları döküyordum. Ama bir gün beni sevecekti biliyordum. Çünkü hiçbir zaman ciddi bir ilişkisi olmamıştı, hiç kimseyi sevmemişti. Bu yüzden umut ettim, beni sevecek dedim. Ama sonra sen çıktın ortaya ve Yoongi'yi ilk defa o zaman farklı gördüm. Benim ona baktığım gibi bakıyordu sana. O zaman karar verdim, onu sana kaptırmayacaktım, bu yüzden ona açıldım, beni kabul eder sandım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANIMIN EN İÇİ/YOONMİN
RomantikJimin, iyi kalpliydi ve bu iyi kalbi ile hakettiğini alabilecek miydi?