Nerdesin canımın en içi, sana ulaşmamın yolu yok mu

31 4 1
                                    

Jin Hyunga hemen ulaşmalıydım. Aradım ama açmadı. Çalıştığı hastaneyi biliyordum. Hemen hastaneye gitmek üzere yola çıktım. Bir umut doğmuştu. Büyük ihtimalle Jin Hyung, Yoongi' nin nerede olduğunu biliyordu. Çünkü, Yoongi abisine çok düşkün. Bizde Jk, ile tartışırız, küseriz, barışırız ama onu kimselere değişmem, kılına zarar gelse dünyaları yakarım. Kardeşimin de bana ne denli bağlı olduğunu biliyorum. Bizim gibi, Yoongi ve Jin Hyung da birbirlerine çok düşkün. Eminim, Jin Hyunda kardeşi için herşeyi yapar ve kardeşinden uzun süre haber almadan duramaz.

Hastaneye varır varmaz, danışmaya koştum ve Jin Hyungu sordum. Ameliyatta olduğunu ve ameliyatın uzun saatler sürecek kritik bir operasyon olduğunu söylediler. Kararlıydım, kaç saat sürerse sürsün onu bekleyecektim. Meleğime ulaşmak için herşeyi yaparım. Saatler geçiyordu, Jin hyung hala çıkmamıştı, ne uzun ameliyattı böyle. Jin hyung ameliyattayken benim geldiğimin bilgisi iletilmişti, oda, odasında beklememi söylemişti. Saatlerdir, odasındaydım. Etrafa bakınırken bir fotoğraf dikkatimi çekti, ikisi de ne kadar küçüklerdi. Meleğim o zamanlar bile öyle tatlıydı ki, hemen telefonumu çıkarıp, fotoğrafını çektim. Jin hyung kardeşine o kadar düşkündü ki, odasına onın resimlerini asmaktan çekinmemişti. Beraber ve Yoongi'nin tek olduğu fotoğraflar.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Resimleri incelerken, kapı açıldı ve Jin hyung, içeri girdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Resimleri incelerken, kapı açıldı ve Jin hyung, içeri girdi. "Geldiğini duyunca çok şaşırdım, sende benim gibi onu çok özledin dimi" dedi. "Bu kerata, o kadar tatlı ki ve de yakışıklı, tabi yakışıklılık genlerimizde var, bir şekilde kendini sevdirmeyi başarıyor. Bende küçük kardeşimi çok özledim. İspanya' ya gittiğinden beri görüşemedik, her gittiği yerden bana fotoğraflar atıyor. Benim sevdiğim bir yemek yerse, hyung senin için de yiyorum diyip, onların resimlerini paylaşıyor. Hergün sesini duymasam rahat edemiyorum. Herkesin kardeşi kıymetlidir ama Yoongi benim sadece kardeşim değil, çocukluğum, gençliğim, en yakınım." Gülümsedim. " Jimin kusura bakma, onu o kadar çok özledim ki çenem düştü, konu Yoongi olunca, yıllarca konuşabilirim. Sen neden gelmiştin Jimin." Şey, ben Yoongi' nin nerde olduğunu öğrenmek istemiştim. Ortaklık sözleşmesini feshetmek istedi ve ben bunu istemiyorum, ortaklığımız devam etmeli. Bu yüzden, Yoongi'ye ulaşmalıyım.

"Kimi kandıyorsun Jimin. Şirket, umrunda olsaydı, 2 ay ortadan kaybolmazdın. Yoongi'yi ilk defa bu kadar istekli gördüm. Sevdiği işi yapacağı için çok heyecanlıydı ve sana çok güveniyordu. Sen, onun güvenini yerle bir ettin. Verdiğin sözü tutmayıp, şirkete de ona da sırtını döndüm. Kardeşim umursamaz görünür ama biliyorum çok üzüldü. O yüzden, şirketten ayrılıp, o kızla gitmeye karar verdi. Üstelik, bu kararından dolayı babamla birbirlerine girdiler, büyük bir tartışmadan sonra evi de, ülkeyi de terketti. Şimdi sen gelmiş şirket diyorsun. Sence onun yerini sana söyler miyim. O, biliyordu, senin gelip benden onun yerini öğrenmek isteyeceğini. Bana söz verdirdi, bu yüzden sana söyleyemem. Daha önce defalarca söyledim, o, benim dünyada en değer verdiğim kişi, senin için on ihanet edemem." Anlıyorum hyung, haklısın ben özür dilerim, seni boşu boşuna rahatsız ettim. " Bu aşktan vazgeç Jimin. Bunun sana da ona da faydası yok." Hyung, sen biliyor muydun? " Elbette, biliyorum Jimin. Ona nasıl baktığını görmedim mi sanıyorsun." B-ben, özür dilerim hyung gitmeliyim diyerek odadan çıktım.

Bu umudumda tükenmişti. Üstelik meleğim, kendisine ulaşmamı istemiyordu. Ona giden tüm yolları kapamıştı. Ne yapacağımı bilmez bir halde, ağlayarak arabama doğru ilerledim. Sarsılarak ağladığımı gören herkes, merakla beni süzüyordu. Benimse, canım çok yanıyordu, ne fısıltıları duyuyor nede şaşkın bir şekilde bakan insanları umursuyordum. Eve varır varmaz kendimi odama atmak için koşar adımlarla salondan ilerledim. O kadar kötüydüm ki, salonda oturan aileme selam bile vermeyi unuttum. Tek düşünebildiğim oydu neredeydi ve beni görmek istemeyecek kadar mı nefret etmişti benden.

Odamın kapısını kilitleyip, kendimi yatağa attım. Ağlamaktan gözlerim şişmişti, üstelik başımda ağrıyordu. Soğuk bir duşun iyi geleceğini düşündüm. Hem, orda rahatça ağlayabilirdim, su sesinden dolayı kimse ağladığımı duymazdı hem. Hemen küveti soğuk suyla doldurup küvete girdim. Su çok soğuktu, ama umrumda değildi. Düşünmeye ihtiyacım vardı, ona nasıl ulaşabilirdim. Bunları düşünürken yine canımın en içinin melek yüzü ve melekleri kıskandıracak kadar güzel gülümsemesi geldi, gözümün önüne. Nerdesin canımın en içi, sana ulaşmamın yolu yok mu diye geçirdim içimden.

 Nerdesin canımın en içi, sana ulaşmamın yolu yok mu diye geçirdim içimden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


CANIMIN EN İÇİ/YOONMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin