Fındığım, umarım her şeyin en iyisi seni bulur çünkü dünyadaki tüm güzellikleri hak ediyorsun☆
.
Okul kapısıyla bir süre bakıştıktan sonra sırtımda hissettiğim elle kendime gelmiştim.
"İçeri girsene aşık çocuk." Jaemin'e göz devirip bir şey arıyormuş gibi etrafa bakındım.
"Nereye düşürdün? Söyle, bulayım beynini." Jaemin hiçbir alınma belirtisi göstermeden sevimlice gülümseyince o aegyo yapmaya başlamadan önce bahçeye girdim.
Ders zili daha çalmadığı için sınıfa çıkmak yerine her zaman oturduğumuz çardağa geçtik ve banka oturup sanki ilk defa burada bulunuyormuş gibi etrafı inceledim.
"Bacağını sallayıp durma, sinir oluyorum." Jaemin'in uyarısıyla agresifçe salladığım bacağımı daha yeni fark edebilmiştim. Bacağımı tutarak kendimi sakinleştirmeye çalışırken bahçeye giriş yapan Mark ve Haechan'ı görünce uğraşacak bir şey bulmanın verdiği rahatlıkla ayaklandım.
"Hişt! Yapışık ikizler! Gelin buraya!" Haechan ve Mark bir süre birbirlerine baktıktan sonra bizim olduğumuz tarafa doğru yürümeye başlamıştılar.
"Hyung bağırıp durmasana, bütün bahçe bize bakıyor." Mark'ın üzerinde olan sabah asabiliğine aldırmayarak omuz silktim.
"Bakarlarsa baksınlar." aklıma gelen şeyle bakışlarımı ikilinin arasında gezdirdim.
"Taeyong neden bizimle gelmedi diye sormak istiyorsun sanırım." Haechan kendinden emince sırıtırken onu onaylamaktan başka çarem yoktu.
"Salak uyuyakalmış."
"Siz de harika arkadaşlar olduğunuz için onu beklemeden geldiniz yani." Jaemin kıkırdayarak konuşunca istemsizce gülümsedim.
"Derse girmeden önce hocaya sormam gereken bir şey var, o yüzden geç kalmak istemedim." Mark mantıklı savunmasını yaptıktan sonra gözümü Haechan'a çevirdim.
"Haechan'sız Mark, Mark'sız Haechan olmaz." Haechan'ın açıklamasını onaylarcasına başımı salladım.
"Bir Renjun ve ben değilsiniz ama doğru." Jaemin arkasına yaslanmış bahçenin ortasında bizi bulmak için etrafına bakınan Renjun'i izliyordu.
Grubun gürültücü kişisi olarak Renjun'i de buraya çağırmak için bağırdım.
"Çinliiiim! Buradayııız!" Renjun sesimi duymamayı yeğlermiş gibi bana hoşnutsuz bir bakış atınca ona gülümseyip el salladım ve geri Jaemin'in yanına oturdum.
"Tamam siz gidebilirsiniz." Haechan ve Mark iznimi bekliyormuş gibi hızlıca yanımızdan uzaklaşınca dudak büzdüm.
"Terbiyesiz veletler.."
"Günaydın aşkım ve doyoung." şaşırarak Renjun'e bakıp onu baştan aşağı süzdüm.
"Askim demeyince seni tanıyamadım bir an." Renjun sabır diler gibi iç çekince güldüm.
"Gerçek dünyayla sanalı ayıramayacak kadar yalnız olduğunu bilmiyordum." Renjun'in sert sözlerini duyunca elimi kalbime götürdüm.
"Laf sokma yeteneklerin her gün biraz daha kalbimi deşiyor." birbirimize sataşmak günlük rutinimizin bir parçası olduğu için sözlerine alınmadığımı göstererek güldüm.
"Sana da günaydın sevgilim, Taeyong seninle de gelmemiş belli ki."
"Uyuyakalmış, ben de beklemek istemedim ama gitmeden önce uyandırdım. Şu an yoldadır herhalde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's okay, that's love
Fanfictionçünkü aşk, acıyı da doğurur ne kadar çok seversen o kadar çok acı çekersin. ana çiftler: dotae, renmin, markhyuck