❝ Take a piece of my heart
And make it all your own
So when we are apart
You'll never be alone.❞.
Lise 1 - ikinci dönemin ilk günü
Jaemin
Doyoung'un koluna girmiş birlikte okula giderken Taeyong ile karşılaşınca hain arkadaşım anında beni satıp onun kollarına koşmuştu.
Sevgili olun da kurtulalım artık be! içimden söylenirken onların sevgi gösterisini izlemeye katlanamayıp önden yürümeye başladım.
"Kahvaltını güzelce yaptın mı? Çok az yiyorsun sürekli. Güzel yanakların çökmüş öpemiyorum doya doya." Taeyong konuşunca içimden sabır çeksem de onları dinlemeye devam ettim.
"Yedim ben, merak etme. Annenler gitti değil mi? Bugün sana geleyim istersen, yalnızlık çekmezsin."
Aynen Dodo ondan, o kadar çok düşünceli bir arkadaşsın ki mide öz suyum ağzıma geliyor...Tanrım sen nasip etme böyle vıcık bir ilişki.
Okula gidene kadar onların bu muhabbetlerine katlandıktan sonra nihayet bahçeye girince rahat bir nefes aldım demek isterdim ama aldığım nefes boğazıma kaçmış gibi öksürük krizine girmiştim.
Abartmıyorum, okulun yarısını tanıyordum ve diğer yarısının da simasını hatırlıyordum. Bu yüzden bu gördüğüm güzelliği ilk defa gördüğüme adım soyadım kadar emindim.
Taeyong'un sırtıma vurmasıyla öksürük krizinden kurtulunca duruşumu dikleştirip bizimkilere döndüm.
"Saçlarım iyi mi? Nasıl görünüyorum?"
"Beş dakika öncesiyle aynısın."
"Of sıkıcı insanlar...ortaokul bebeleri Mark ve Haechan bile daha çok yardımcı olurdu."
Onların konuşmasına izin vermeden çantamı onlara atıp kendimden emin bir şekilde bahçeyi inceleyen gence doğru yürümeye başladım ama maalesef romantik bir film çekmediğimiz için kalabalık bahçede ona hemen ulaşamamıştım. Ben yanına varana kadar o çoktan nöbetçi öğrenciyle okulun içine girmişti ama pes etmeye niyetim yoktu.
Aramızda biraz mesafe bırakıp bir süre onları takip ettikten sonra müdürün odasına girmesiyle durup sıradaki hamlemi düşünmeye başladım.
Sonunda beni ya da babamı tanımayan yepyeni bir insanla tanışma şansı yakaladım. Bunu da kaçırırsam dotae'nin üçüncü tekerleği olarak hayatıma devam etmek zorunda kalabilirim..
Ben derin düşüncelere dalmışken adımı duyunca seslenen kişiye baktım, "Jaemin! İşin yoksa gel buraya." şans ayağıma gelince müdürü ikiletmeden onların yanına gittim.
"Renjun okulumuza yeni geldi. Sizin sınıfa geleceği için ona arkadaşlık et. Etrafı gezdir, çok parlak bir çocuk belki sen de bir şeyler kaparsın."
"Kapmadan bırakmayacağıma-yani çok iyi arkadaş olacağımıza emin olabilirsiniz." müdür bana garip bir bakış atsa da uzatmadan Renjun'e döndü.
"Renjun, bu Jaemin. Notları yerlerde sürünse de basketbol takımında iyi iş çıkartıyor. Açılıp arkadaş bulmanda yardımcı olacaktır."
Müdür daha fazla bir şey deme gereği duymadan bizi yalnız bırakınca şapşalca gülümseyerek karşımdaki çocuğun yüzünü inceledim.
"Okulu gezdirecek misin yoksa sırıtmaya devam mı edeceksin?" onun sesiyle gerçekliğe dönüp yürümeye başladım ve onu ilk olarak kantine götürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's okay, that's love
Fanfictionçünkü aşk, acıyı da doğurur ne kadar çok seversen o kadar çok acı çekersin. ana çiftler: dotae, renmin, markhyuck