Sevgili Remus,
Sana söylemek istediğim bir sürü şey var fakat sanırım şu an söylemek için iyi bir zaman değil, bu yüzden söylemek istediklerimi kağıda dökmeye karar verdim.
İlk dikkatimi çektiğinde 5.Sınıfın başındaydık. Sizin grubunuz her zaman popülerdi, göz önündeydi ama nasıl olduysa seni geç tanıdım. Sirius ve James gürültücü olanlardı, Peter neşeli olandı ve sen.... Seni çözmek imkansızdı. Nasıl biri olduğunu anlamam oldukça zamanımı aldı. İlk başlarda onlardan pek hazzetmediğini düşünmüştüm, zamanla onlarla arandaki bağın gücünü kavradım.
Sen sessiz takılırdın ama onların yaptığı her maceraya katılırdın, hasta dahi olsan James'i izlemeye gelirdin, Sirius'un başını ne zaman belaya soksa onun yanında olurdun, her akşam kütüphanede Peter'in derslerine yardım ederdin. Bu çocuklar senin sahip olmadığın kardeşlerindi. Onların yanında farklıydın, seni onlarla gördüğüm her zaman mutluydun, kendi başınayken ise bambaşka biriydin.
O bambaşka birini merak ettim, nasıl biri olduğunu bulmak istedim. Tılsım dersinde yanıma oturduğun zamanı hatırlıyor musun? Normale göre oldukça geç kalmıştın ve bulduğun ilk yere oturmuştun. Henüz kravatını bile bağlamamıştın, tüy kalemini ve yedek parşömenlerini unutmuştun. O sabah bu kadar dalgın olmana sebep olan şey neydi bilmiyorum. Sana tüy kalemimi ödünç vermiştim. Profesörün anlattığı her şeyi yazdın, dalgın olmana rağmen bütün ilgini derse vermiştin. Benim bütün ilgim ise sendeydi, bu sayede farketmiştim boynundaki yaraları.
Yaralarının açığa çıktığını hisseder gibi bir anda bana dönmüştün, hemen yakanı çekiştirmiştin.
Ne olduğunu merak ediyordum, yaraların sebebini merak ediyordum.Geçen senenin başlarında, kütüphanedeyken bir kitabın sayfasını kopardın. Şaşırmıştım, senin gibi kitap aşığı birinin yapacağı bir hareket değildi bu.
Kitabın yırtığın sayfasını buldum, sayfa 1247, kurtboğan otunun kullanım alanları...
Ertesi gün sana bilerek çarptım, bildiğim bir kokuya sahiptin, bariz kurtboğan kokuyordun.Küçükken, ailemin kurtboğan bahçesi vardı, bunun ticaretini yapıyorlardı. Büyücü dünyasına ait olmadıklarını düşündükleri şeyleri ortadan kaldırmak için... Kurtboğanlarla iç içe büyüdüğümden hemen tanımıştım kokuyu. Daha da dikkat etmeye başladım. Yaralanmaları araştırdım, her dolunaydan sonra derse yorgun gelmeni, belli zamanlarda hastalanmanı, hepsini göz önünde bulundurdum.
Anlayacağın, sen benden kaçarken ben çoktan her şeyi biliyordum, fakat sen hiçbir şey bilmiyorsun.
Çoğunluğun iyiliğini biliyor musun? Çocukluğumda en çok duyduğum cümle buydu. Biliyorsun,Safkan bir büyücü ailesinde büyüdüm,ailemin çoğu Grindelwald'ı takip etti. Elmer ailesi, Kuzey Britanya'da bulunan en büyük Grindelwald destekçisi topluluktur. Hiç bir zaman onlardan biri olmadım ama onların içinde büyüdüm.
Joshua ve ben, bunun için yetiştirildik. Hogwarts'a adım attığım günden beri bir Gryffindor olduğumu biliyordum. Joshua da ne istediğini biliyordu. İkimiz de cesur çocuklardık, kötü emellerimiz yoktu.
Joshua'nın bir Avcı olduğunu biliyorsun. O da benim gibi bir çocuktu, avcılığa başvururken büyüklerdeki gibi büyük ve lanet hırsları yoktu sadece çoğunluğun iyiliği için bir şeyler yapmak istiyordu. Bu yüzden Joshua'nın sana zarar vermesinden korkmadım, çünkü onun beni dinleyeceğini biliyordum, korktuğun şey olayı ekibiyle birlikte çözerse ekibinin sana bir şey yapabilecek olmasıydı.İşte sana açıklamam gereken bir şey daha... Ona güveniyorum çünkü yollar önce yapılmış bir bozulmaz yeminimiz var, şartlara göre ikimiz de birbirimizi korumak zorundayız. Bu yüzden onu senden, seni de ondan uzak tutmaya çalıştım.
Kalbini kırdım biliyorum, binlerce kez özür dilerim.Koridordaki kargaşaya ben sebep oldum çünkü, ekibin geleceğini biliyordum. Biliyorum saçma bir fikirdi ama eğer yaralanırsan eve gitme izni çıkar ve okuldan çıkmış olursun diye düşündüm. Joshua'nın da okuldan çıkmadı için asalarımızı değiştirdim. İkimizin asaları da bize miras kalmıştı, benim asamın altında keskin çizik vardı. Joshua bunu bildiği için olayı çözdü. Sirius beni şikayet etti ve okuldan atıldım. Asamı elimden almadıkları için şanslıyım, başka bir şekilde büyücülük eğitimime devam edebileceğim.
Gelelim bu mektubu sana yazmamın asıl sebebine; bana veda etmek isteyeceğini biliyordum bu yüzden arkamdan geleceğinin farkındaydım ama gelmemeliydin Remus. Tehlikenin arkasından koşa koşa gidemezsin.
Bunu yapmak istemiyorum, gerçekten istemiyorum ama sana veda edeceğim. Sana veda edeceğim ve daha sonra birden bire yerle bir olacağım. Korkmanı gerektirecek bir şey yok, her şey kontrolüm altında.
Dikkat dağıtmak için yere düşeceğim, çok güçlü bir büyü değil, bana bir şey olmayacak.
Sana bu mektubu vereceğim, sana veda edeceğim ve sonra sen de koşup gideceksin.Lütfen... Lütfen git.
Sahip olduğumuz tüm anılar için teşekkür ederim.
Belki bir gün tekrardan görüşmek üzere...Sevgiler,
Seni çok seven Clementine*
Genç oğlan mektubu bitirdiğinde göz yaşlarına hakim olamamıştı. Clementine, dediğini yapmıştı, düşmüştü. Birden bire Clementine'in annesi belirmiş ve kızının yanıbaşında bitmişti. Remus, endişeyle kızın ismini sayıklarken Clementine dudaklarını zar zor aralayıp 'Git.' Demişti. 'Git.'
Gitmemekte ısrar etmişti, annesi kızını da alıp cisimlenince öylece ortada kalmıştı.
James ve Sirius onu sürükleyerek sakin bir sokağa sokmuşlardı.
Clementine, zeki ve cesurdu. Kimseden yardım almadan, kendi başına bir sürü şeyle savaşmaya çalışmıştı fakat çabaları buraya kadardı.
Remus ve Clementine'in ilişkisi orada, Clementine'in annesi Clementine'i cisimleyerek götürdüğünde bitmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
clementine -remus lupin x çapulcular
Fanfiction"İzleri görüyor musun Clementine? Onlar benim bütün gerçeğim." * Orijinal kurgu ve ana karakterleriJ.K Rowling'e ait olan Harry Potter 'ın hayran kurgusudur.