25

490 48 21
                                    


Remus, topluluktan ayrılmak üzere hazırlanıyordu. Vaftiz oğlu Harry ile birlikte Londra'da yeni bir hayat kuracaklardı.

Kalan eşyalarını toparladı, yazılarını bir parşömenine sarıp saldığının en üstüne yerleştirdi.
Kapısı çalındı, Willow gelmişti.

"Ben hazırım." Willow da onunla geliyordu. Willow'un erkek arkadaşı Londra'daydı. Willow, gem Harry'nin bakımında yardım etmek için hem de erkek arkadaşının yanında olmak için topluluğu bırakıp Londra'ya gidecekti.

"Ben de hazırım." Dedi Remus.

Topluluktaki 1 yıllık maceraları birazdan bitiyordu.
Remus, elini Willow'a doğru uzattı. Willow, Remus'un elini tuttuğunda birlikte cisimlendiler.

*

Remus ve Willow'un Londra'da bulundukları ikinci haftaydı. Kirası ucuz bir ev bulmuşlardı. Harry ile Willow evin tek odasında kalıyorlardı, Remus işte salondaydı. Harry büyüdükçe daha büyük bir yere geçebilirlerdi.

Küçük Harry 2 Yaşındaydı, hiçbir şeyden haberi yoktu.

Remus, Harry'i kucağına aldı. Hava alması için yürüyüşe çıkacaklardı. Londra her zamanki gibi soğuktu, Remus eskiyi anımsıyordu. Küçük Harry'nin kuzgun karası saçlarına şapkayı geçirdi, şimdi soğuktan tamamen korunabilirdi.

*

Remus ve Harry yaklaşık bir saattir yürümekteydiler. Londra sokaklarında geziniyorlardı. Civarın en ünlü caddesine gelmişlerdi. Bu cadde çeşit çeşit dükkanlar, eğlence yerleri ve çok dahasını barındırıyordu. Çoğu Londralı akşamlarını burada geçiriyorlardı.

Remus, Harry'nin üşüdüğünü fark etti ve ısınması için birlikte bir kitapçıya girdiler.

"Ellerinde kalmadığına üzüldüm, o kitabı gerçekten okumak istiyordum."

Zihni bulanıklaşmıştı. Hayal miydi bütün bunlar? Gerçekten de tanıdık o çok tanıdık sesi mi duyuyordu?

Her seferinde duymak için bin bir türlü zahmete katlandığı o sesi mi duyuyordu?
Etrafı kolaçan etti, gerçekten de oradaydı.

Clementine, Clementine Elmer, Joshua ile birlikte az ötesinde duruyordu.
Joshua'nın elinde kalın ciltli kitaplar vardı. Clementine, Remus'un tarafındaki kitaplıklara doğru ilerledi. Sevdiği o güzel kız, her şeyi, onun önünden geçti, onu tanımadı. Fakat sonra beklenmedik bir şekilde Clementine geri döndü.

"Sen." Dedi. "Sen o yazar çocuksun."

Remus, adım Remus.

"Dubliner'de yazan çocuksun."

Remus hafifçe tebessüm etti. " Artık orası için yazmıyorum dedi."

"Ne kötü, yazılarınızı çok beğeniyordum."

Çünkü hepsini sana yazıyorum, saf sevgi barındırıyorlar.

Clementine'in gözleri Remus'un elini tutan küçük Harry'e takıldı.

"Oğlunuz mu?" Diye sordu.

Eğer James değilde kendisi ölmüş olsaydı, James'in ne yapacağını çok iyi biliyordu o yüzden kendisi de Harry büyütürken o şekilde davranacaktı.

"Evet." Dedi. "Oğlum, Harry."

Clementine gülümsedi. "Tatlı çocukmuş. Size hiç benzemiyor, annesine benziyor olmalı."

Acının tatlı tebessümü konmuştu Remus'un dudaklarına. "Evet, annesine benziyor. Çok benziyor."

Küçük Harry gözlerine annesi Lily'den almıştı. Bunu anlamak için Lily'i bir kere bile görmek yeterliydi.

Clementine, Remus'un yüz kaslarının değiştiğini fark etmişti. "Üzgünüm, yanlış bir şey mi söyledim?"

"Hayır, sadece... Annesini bir yıl önce kaybettik."

Clementine'in o güzel gözlerinde hüzün okunuyordu. 'Üzülme' dedi Remus içten içe. 'Üzülmemelisin Clems.'

*

"Çok kötü hissediyorum. İmkansız biliyorum ama... sanki, sanki hafızamı yavaş yavaş kaybediyor gibi hissediyorum." Clementine, elini kalbine koydu. "Bir eksiklik hissediyorum anne."

Edlyn Elmer son derece rahattı. "Ciddi bir şey olduğunu zannetmiyorum Clementine."

"Anne." Dedi Clementine büyük bir ciddiyetle. "İşin ciddiyetinin farkında değil misin? Hiçbir şey hatırlamıyorum! Gençliğim hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum! Sence de bu garip değil mi?"

"Hayır."

Hafızasında hissettiği boşluk kalbine de yansıyordu. Kocaman kara bir deliğin içine düşmüş gibiydi.
" Benden bir şeyler saklıyorsun değil mi?"

Edlyn Elmer güldü. " Senden ne saklayabilirim,Tiny?"

Bilmiyordu, ama bir şeyler sakladığına emindi.

"Eğer ne olduğunu söylersen, dediğini yapacağım."

Edlyn Elmer'in gözleri büyümüştü. Kızını ikna etmek için verdiği çabaları hatırlıyordu, Clementine hepsini elinin tersiyle itmişti, şimdi ise kendi isteğiyle yapmayı teklif ediyordu.

"Ne?"

"Eğer gerçekten bir şeyler saklıyorsan bana neler döndüğünü söyle, söylersen istediğin gibi size yardım edeceğim."

clementine -remus lupin x çapulcular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin