Kutu biraz büyüktü...ilk önce kurdelesini açtım.Daha sonra üst kapağını kaldırdım.Bir çift topuklu ayakkabı ve bir elbise vardı. Kutunun içinden çıkarttım onları ve yatağımın üstüne koydum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elbise gereğinden fazla hoşuma gitmişti.. Kutunun dibinde bir adet not vardı.Elime alıp okumaya başladım:
21:30'da hazır ol.
Kısa ve öz.Draco 21:30 beni evden alacaktı... Yapmam gereken o kadar çok şey vardı ki: Saç,makyaj,çanta,tırnaklar...bunlar için sadece bir buçuk saatim kalmıştı.
İlk önce duşa girip çıktım,daha sonra makyajımı ve saçlarımı yaptım..elbiseyi giyip aynada kendime bakarken saatin 21:25 olduğunu farkedip hızlı adımlarla dışarıya çıktım. Karşımda Draco yerine korumalardan bir tanesi vardı.
Asık yüzümle arabaya bindim,koruma da şoför koltuğuna oturdu ve süremeye başladı... Yeni şirketin önüne geldik.Koruma arabadan inip kapımı açtı ve ben de arabadan çıktım..şirketin girişine doğru yürümeye başladım,karşımda Draco vardı.Beni ilk önce baştan aşağıya doğru süzdü.Ona doğru yaklaştım.
Draco:Güzel olmuşsun. Lila:Teşekkür ederim,sen de fena değilsin. Draco:İnsanlar arka tarafta ki bahçede şampanyalarını içiyorlar. Lila:Başka bir işin yoksa biz de gidelim mi arka bahçeye. Draco:Bir aile dostumuz gelecek.Onu karşılamam gerekiyor.Sen istersen git. Lila:Peki.
Dışarıya çıktım ve boş masalardan birine oturdum.İnsanlar anlamsız bir şekilde bana bakıp sırıtıyorlardı. Bu durum biraz utanmama sebep olmuştu...yaklaşık yedi dakika sonra bahçenin giriş kapısından adım sesleri gelmeye başladı.Başımı kaldırıp baktığımda Draco geliyordu..gözler benim üzerimden çekilip Draco'ya sabitlenmişti..Draco yandan bir kadeh alıp bana doğru yürümeye başladı.Onun bana doğru yürüdüğünü anlayınca ayağa kalktım.Yanıma gelip belimden tuttu ve yüksek sesle konuşmaya başladı.Konuşması gelen herkese teşekkür ettiğiyle alakalı sıkıcı bir konuşmaydı.Ta ki bana dönüp konuşmaya devam edene kadar:
Draco:Bugün on sekiz yaşına giriyor.Yani artık imzası geçerli.Bu yüzden ona bir sürpriz yapmak istedim,şirketinde başarılar.
İnsanlar gülümseyerek alkışlıyorlardı. O an ki yüz ifadem...çok şaşırmıştım.Ayrıca doğum günüm olduğunu da unutmuştum,bu aralar çok şey üst üste gelmişti çünkü... Draco'ya yaklaştım ve sadece onun duyabileceği bir ses tonuyla konuştum:
Lila:B-bu ne demek oluyor? Draco:Geçen hafta Lyon'da ki odana gelmiştim sana bakmak için.Uyuyordun... Odadan çıkacakken masanın üstündeki elbise tasarımlarını gördüm ve hoşuma gitti. Bu şirkette bu yüzden var.Kıyafet tasarlayacaksın.
Dedikleri o kadar çok hoşuma gitmişti ki...bu işi yirmi yaşıma gelince yapmak istiyordum ama o kadar hevesliydim ki on sekizimde bile yapardım..Draco'ya gülümseyerek baktım. Draco belimdeki eli yardımıyla beni biraz kendine yaklaştırdı,ortam sessizleşmişti...dudağıma yaklaştı,öpüşmeye başladık...
