" O çoktan pes etti. Onu tekrar başaracağına inandırmamız lazım. Ama ben bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum."
Karşılarında hıçkırarak ağlayan çocuğun anlattıklarıyla şoka uğramışlardı. Hepsi sarılıp başaracaklarıyla ilgili şeyler söylerken o, aklından geçen kötü senaryoları engelleyemiyordu.
" Felix şuan nerede biliyor musun? "
Cevap vermek için gözlerini silip, nefesini toplamıştı.
" Şuan onun için küçük bir toplantı yapılıyor. İkna edebilirse devam edecek ama edemezse.."
Müzik Felix'in ilacıydı. Eğer bu ilaç tekrar elinden alınırsa sürecin daha zor olacağını, tutunabileceği bir dal olmayacağını çok iyi biliyordu Hyunjin. Tekrar ağlamaya başlamasıyla cümlenin devamını anlamışlardı. Sıkıca tutup onu kendine çeviren Chan ıslak gözlerle onun gibi ağlayan çocukla ciddi bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Eğer sen böyle yaparsan, biz böyle yaparsak o kime tutunacak? Ağlamamalıyız, mutlu gözükmeliyiz. Gerçekten mutlu olmasak da bunu yapmalıyız üzgün olmamız sadece onun için ağırlık olacak. Kaybetmek istemiyorsak onun için mücadele edeceğiz."
Hyunjin'in başını omzuna gömmüş ve son kez içini dökmesine izin vermişti.
" O gitsin istemiyorum hyung. 2 yılda en azından yaşıyor olma ihtimalini biliyorduk, ama bu sefer. Bu ihtimal bile olmaya-"
" Hyunjin sus artık lütfen. Böyle bir şey asla olmayacak. O ne kadar hassas ve narin gözükse de çok güçlü. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu düşünceleri kafandan at yoksa ben atacağım. "
Kafasını gömdüğü omuzdan geri çekip kafa sallamıştı. Gözlerini silerken Felix'e bir şey olma ihtimaliyle korkmuş gözüken çocuklara bakmış, tekrar ağlamamak için kendini kasmıştı.
" Bugün bu işi bitiriyoruz"
"Ne işi hyung?" Jeongin'in söylediğini duyamadan odadan çıkmış ve mutfağa geçmişti. Eline aldığı telefondan çekinerek numarayı tuşlamıştı. Uzun bir süre bekledikten sonra açmayacağını düşünmeye başladığında bir anda duyduğu derin sesle irkilip kendine gelmişti.
" Alo"
"Hey Felix nasılsın? Uzun zamandır görüşemedik."
"Beni merak ettiğini bilmiyordum hyung"
"Tabiki seni merak ediyorum Felix. Hepimiz merak ediyoruz. Bugün buluşabilir miyiz?"
"Neden?"
"Sence de konuşmamız gereken konular yok mu? Sana özür borçluyuz. Tabi bir özür böyle bir durumda ne kadar işe yararsa.."
Düşünürcesine nefes alıp cevap verdiğinde Chan, aldığı cevapla heyecanlanmıştı.
"Saat 3'de şirketin cafe'sinde olun."
Cevap vermesine izin vermeden suratına kapatılan telefonu umursamamış, mutlulukla içeride onu bekleyen çocukların yanına gelmişti.
"3'de Felix ile buluşacağız hazırlanın."
...
~Cafe her zaman olduğunun aksine bugün, çok sessiz ve sakindi. Yarım saattir bekledikleri çilli çocuğun artık gelmesi için dua etmeye başlamışlardı.
"O bekletmeyi sevmezdi. Neden hala gelmedi Hyunjin?"
"Bilmiyorum Jisung ama gelecek, en son öyle yazmıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈 𝐍𝐞𝐞𝐝 𝐒𝐨𝐦𝐞𝐛𝐨𝐝𝐲 [𝐇𝐲𝐮𝐧𝐥𝐢𝐱]
Fiksi Penggemar"Sözünü tutacak mısın?" "Bunu benden isteme Yongbok, yapamam." [Angst]