21: Happier Than Ever

4.4K 239 202
                                    

⚠️ Dikkat ⚠️
-nelerden etkilenebileceğinizi pek bilmiyorum lakin ben yine de trigger warning koyayım: kavga, şiddet, ailevi sorunlar-

Kim Taehyung'dan
Salonun ortasında, yere kurulmuş bir vaziyette siparişini verdiğim pizzalarla birlikte gelen kolayı bardaklarımıza pay ediyordu Jungkook. Açlığından olsa gerek pizzaları gördüğü gibi gözleri irileşmişti, tatlıydı. Hızını kesmeden kutuların kapaklarını açıp bol mantarlı olan pizzasını önüne çekmesinin ardından televizyondaki her bölümde entrikanın içinden geçen diziyi pür dikkat izlemeye başladı. İçten içe benimle ilgilenmesi için sırnaşmak istesem de ona olan doyumsuzluğuma karşı koyamamaktan fazlasıyla korkuyordum. İlk önce karnının doyduğundan emin olmam gerekiyordu. 

Hızlı hızlı çiğnediği pizza diliminin son lokmasını ağzına atıp ne yaptığıma bakmak adına bana döndüğünde çoktan bakışlarımın esiri olduğunu anlamış ve usuldan pembeleşmişti yanakları. Güldüm ona bir elimi yanağına koyup okşarken. Sevimli sevimli sırıtmaya devam etti, ardındansa havadan öpücük yollayıverdi. Keyifli hallerine olan düşkünlüğümün farkındaydı. Bu yüzden şirin davranışlar sergilemekten geri kalmıyor, yanımdayken istemsizce takındığı bu tavrın bazen abartı olduğunu düşünse de üzerimdeki etkisini bildiğinden böyle davranmaktan hiç vazgeçmiyordu.

"Afiyet olsun." Dudaklarımdaki tebessümün sahibi burnunu kırıştırarak ve ağzındaki koca lokmasının yanağına yaptığı baskıyı önemsemeden gülümseyerek bakışlarını üzerimde dolaştırdı. Gözlerini yumup tekrardan bakışlarını izlediği diziye çevirince ben de kendi pizzamı yemeye koyuldum. İki büyük boy söylememi istemişti fakat ben bunun hepsini bitirebileceğimi sanmıyordum. Tam Jungkook'a "Ben bunun hepsini yiyemem" diyecektim ki daha birkaç dakika önce yemeğe başladığı halde üç dilimi çoktan midesine indirdiğini görmemle aralanan dudaklarımı geri kapadım. Görünüşe göre benimkini bile yiyecek iştah vardı onda.

Açtığı dizinin entrikası çok geçmeden beni de kıskacına alınca çoğu zaman kısa çaplı şoklar yüzünden pizzamı yemeyi unutuvermiştim. Benim aksime Jungkook ise o heyecanla birlikte tüm dilimleri hızlı hızlı yemiş olacaktı ki kutuda tek bir malzeme tanesi bile kalmamış, kutuyu resmen silip süpürmüştü.

Yavaş yediğimden olsa gerek üç dilimle doyduğumu hissettim ve kutuyu kendimden uzaklaştırıp buz gibi olan kolayı kendime çektim. Bir şey yerken içecek içenlerden değil de en son yemek bittikten sonra içeceğini içenlerdendim. Ben çok haz etmiyordum ağzımdaki tadın değişmesinden. Bu yüzden sona bırakmak benim için daha iyi oluyordu. Jungkook ise yemek sırasında 2-3 kere bardağını doldurabiliyordu.

Oturduğum için sıyrılan şortumun üstünde kuş tüyü kadar hafif bir dokunuş hissetmemle bakışlarımı odaklandığım diziden ayırmak zorunda kaldım. Hemen yanımda olan eşim, dikkatimin dağıldığını fark etmesi üzerine elini attığı uyluğumu sıvazlamıştı bütün ilgimin onda olduğunu bilmek istercesine. Bir şey sormak istiyordu tahminimce ki çok geçmeden de göz ucuyla pizzamı işaret ederek "Doydun mu? Bu kadar mı yiyecektin?" diye sorması tahminlerimi doğrulamıştı.

"Canım nedense çok bir şey yemek istemiyor." diyerekten karnımı sıvazladım. "Yetti bu bana."

'Peki' dercesine başını salladıktan sonra bir kendininkisini bir de benim kutumu inceledi. Saniye saniye asılan suratına da şahit oldum o kutularımızı incelerken. Niye durgunlaştığını anlamadığım için bakışlarımı yüzünden çekmedim. Soru işaretleriyle dolu kafamda ne olduğunu çözmeye çalışırken içine kaçan sesiyle "Alfa." diye seslendi bir anda. Düşünceli ve dalgın görünüyordu. Aynı zamanda pembenin en güzel tonuna sahip dudakları arasına kıstırdığı mor -en sevdiği renktir ki az önce poşetten çıkan biri yeşil biri mor pipeti gördüğü gibi mor olanı kapmıştı hemen- pipete eziyet etmekten çekinmiyordu. "Sence ben çok mu yiyorum?"

we found love ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin