Kim Jungkook'un doğumu gün geçtikçe yaklaşmaya devam ediyordu. Kim ailesinin tatlı telaşları yüzlerine yansıyor, etrafa neşe saçıyorlardı. Kim Taehyung'un omegasına karşı hassasiyeti de haliyle çokça artmıştı. Onu şımartıyor, ona masajlar yapıyor, onu durmadan öpüyor ve aniden onu ne kadar çok sevdiğini omegasına hatırlatıyordu. Jungkook ise gün sonunda eşiyle yataklarına yatarken artık rutinleşmiş olan iyi geceler öpücüğünü alfasının yanağına kondurup yardımları için küçük bir teşekkür ediyor ve defalarca kez ona sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğundan bahsediyordu.
Taehyung bunu görev bilinciyle yapsa da omegasının ona küçük bir teşekkür edişi kalbini eritiyordu.
Ağustosun bitmesine az kalmıştı. İkili yağmurlu günlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu. Dışarıda yağmur veya kar yağarken samimi hissettiren bir kafede oturup sıcak çikolata içtikleri günleri çok özlemişlerdi. Yaz onlara göre değildi. Her mevsimin farklı bir güzelliği olduğunu savunsalar da sonbahar ve kış onların vazgeçilmeziydi.
O gece yataklarındaki keyifli sohbetlerinin ve Taehyung'un çocukluğu ile ilgili konuşmalarının ardından her ikisi de sanki anlatılanların ağırlığıyla yorgun düşmüş ve uykuya dalmışlardı. Sabah kalktıklarında ise omega eşini son kez işe uğurlamıştı. Akşama kalmadan da Taehyung eve iş yerindeki eşyalarını taşıdığı koliyle geri döndü, hem de yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.
Mutlu bir çarşamba sabahına uyandılar. Eylül ayına girmelerine tamı tamına beş gün kalmıştı ve bu da demek oluyordu ki omega yirmi yedi yaşına basacaktı. Kim Taehyung, eşi ve kendisi için mükemmel bir kahvaltı sofrası hazırlamak adına mutfağa yönelirken Kim Jungkook televizyondan açtığı hamileler için pilates videolarını izleyip hareketlerin birebir aynısını yapmaya çalışıyordu. Altı ay boyunca hemen hemen her gün aynı hareketleri yaptığından tüm hareketleri ezberlemiş sayılırdı ve yeri geldiğinde televizyona bakma gereği duymuyordu.
Alfa olan hazırladığı kahvaltılıkları salondaki masaya yerleştiredururken bir yandan da sevgili eşine gülmemek için kendini zor tutuyordu. Pilates topuna oturup yerinde seken omega dikkatini televizyona vermişti. Sevimli bir görüntüydü.
Taehyung sofrayı tamamen hazırladığında eşinin yanına gidip tombul yanaklarına öpücük kondurmuş ve onu sofraya çağırmıştı. Hiç oyalanmadan sofraya oturup koyu sohbetlerine devam etmişlerdi. Jungkook laf arasında doğum günüyle ilgili gönderme yapsa da Taehyung'un oralı olmayışı karşısında bozulmuştu fakat bunu belli etmemişti. Dudaklarına bir tebessüm kondurup bozulduğunu belli etmemek için eşinin taze sıktığı portakal suyunu kana kana içti.
Taehyung eşinin bozulduğunu elbette fark etti ancak kendisini açıklama zahmetinde bulunmadı. Çünkü planları vardı. Tabii daha ne yapacağını kararlaştıramamıştı fakat yine de o günü Jungkook'un hafızasına kazımak için elinden ne geliyorsa yapacaktı. Pek para harcayamazdı, malum işten çıkmıştı fakat yine de güzeline en iyilerini vermek önceliğiydi.
Her ne kadar Jungkook eşine bozulsa da onunla vakit geçirmek için can atıyordu. Sabah erkenden kalktıkları için gün içinde yapabilecekleri onlarca şey vardı. İlk başta birlikte küvete girerler, daha sonra -büyük ihtimalle- Jungkook eşinden masaj yapmasını isteyip kaldığı yerden polisiye romanını okur ve birlikte en az üç bölüm mini dizilerinden izlerlerdi. Arada konuşup öpüşür, mutfağa gider ve yeni bir tarif denerlerdi. Ayrıca 'yeni hobileri' olan birbirlerini oje sürmeleri de büyük olasılıkla bugünkü yapılacaklar listelerinin arasındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we found love ✓
Fanfiction𝘁𝗮𝗲𝗸𝗼𝗼𝗸 Kim ailesine hoş geldiniz 🧚🏼♂️ [𝗺𝗽𝗿𝗲𝗴] [𝗼𝗺𝗲𝗴𝗮𝘃𝗲𝗿𝘀𝗲] [𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴] + [𝗱𝘂𝘇𝘆𝗮𝘇𝗶]