3: Welcome To Kim's House

7.9K 454 71
                                    

Kim Jungkook'tan
Sıcak bir temmuz gecesinde uyumaya çalışmak zordu. Eğer hamileyseniz, bu konuda konuşmak dahi istemiyorum.

Yatağa en az iki saat önce geçmiş olmama rağmen kendimi bir türlü uykuya teslim edememiştim. Havanın bunaltıcı sıcaklığı yüzünden nefes alıp verirken zorlanıyor, aynı zamanda da minik bebeğimin karnımda uslu durmaması geceyi ağrılı geçirmeme neden oluyordu. Sancılarım eşliğinde dinlenmeye çalışmak zordu. Hamile kalmadan önce kimse benimle bu bilgileri paylaşmamıştı, paylaşsalardı belki daha farklı bir yaşantım olurdu. Belki daha kaliteli bir uyku çeker, belki sosyal hayatta daha aktif olur, belki işimin başında sevdiğim mesleği yaparken bulurdum kendimi.

Ya da sanmıyorum, Taehyung'dan bir çocuğum olsun hep isterdim.

Onunla daha tanışmamıştım ve onu çok ama çok merak ediyordum; kime benzeyecek, en çok hangi rengi sevecek, bu dünyaya nasıl bir katkı sağlayacak... Bu merakımın yanında daha şimdiden küçük küçük belirtiler göstermeye başlamıştı kurdu hakkında. Mesela alfam feromonlarımı hissederken kendi feromonlarım dışında hafif, farklı bir koku aldığını söylemişti. Nasıl koktuğunu tarif edemiyordu. Dediğine göre o kadar hafif bir kokusu vardı ki kurdu hakkında yorum yapamıyordu. Taehyung öyle söyledikten sonra sanki ben de istemsizce kokuyu almaya başlamıştım. Ne koktuğunu anlamasam da minik bebeğim çok huzur verici kokuyordu.

Ellerimle karnımı ovmuş, sevmiştim biraz rahatlamak amacıyla. Aşağıda raporlarını düzenleyen alfamın yanına insem beni biraz da olsa rahatlatıp rahatlatamayacağını merak ettim. Onu da sıkboğaz etmek istemiyordum, elinden geldiğince her sıkıntımda yanıma koşuyordu hatta sıkıntım olmadığı zamanlarda bile yanımdan ayrılmıyordu. İşten zaten yorgun dönüyordu hep, onu zorlamak isteyeceğim son şeydi. Tanrıya şükür bu sefer beni dinlemiş ve o şirketten ayrılmayı düşünmüştü. Artık onu yorgun görmeyecek olmanın sevincini yaşıyorduk bebeğimle.

Ben insem mi inmesem mi diye düşünedururken merdivenlerden gelen adım sesleriyle bakışlarım kapıya dönmüştü. Çok geçmeden sessizce aralanan kapıyla alfamın bakışları bakışlarımla buluşmuştu. Hafifçe çatılan kaşları, beni sorgulamaya hazırlanıyordu.

"Uyumamışsın, iyi misin?" Beni rahatsız etmemek için kısık tondan konuşmasıyla ve daha iyi olup olmadığımın cevabını almadan salgıladığı feromonlarıyla anında mayışmaya başlamıştım. Kendimi iyi hissetmem için her şeyi yapıyordu, dakikada bir kontrole gelmesi veya şimdi yaptığı gibi feromonlarını salıp sıkıntımı alması buna dahildi. 

Cevap vermek için araladığım dudaklarımdan sadece ılık nefeslerim çıkmıştı. O sıkıntılı dakikalarımdan sonra aniden gelen rahatlama hissinin bedenimi sarmasına izin vermiştim.

"İyiyim, sadece birazcık kasıldım. Bir de hava çok bunaltıyor beni, varamadım uykuya." Onun gibi kısık çıkmıştı sesim istemsizce. Feromonları o kadar, o kadar rahatlatıyordu ki bilincimi bile açık tutmakta zorlanıyordum.

Yavaşça adımlarını yatağa çevirip ayak ucuma kibar bir şekilde oturmuştu. Komodinin üstündeki ışıklı himalaya tuzuna bakıp gülümsedi. Taehyung'un en çok bu yönünü seviyordum: Ben etrafında olduğum sürece duruşunu değiştiriyor ve daha nazik birine dönüşüyordu. Bakışları yumuşuyor; sanki tam benim ihtiyacıma göre ayarlanmış teni kışın sıcacık, yazın ise buz gibi oluyor; vücudumda veya saçlarımda gezinen parmakları bir kuş tüyü kadar hafif oluyordu.

Biraz daha yaklaşmıştı yatakta oturan bedeni çıkık olan karnıma. Hafifçe pijamamın eteklerinden tutup göğsüme kadar sıyırmış ve kulağını nazikçe karnıma dayamıştı. Bu görüntüyle birlikte ağzım kulaklarıma varana dek gülümsedim. Elimi saçına daldırıp her bir telini okşamıştım. Huzurla doldum. Bana ve aynı şekilde bebeğimize de kendini hissettirmekten geri kalmayışı gerçekten omegamı çokça tatmin ediyordu.

we found love ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin