we found love ✓

10: Would You Be My Love?

Kim Jungkook'tan
Kendini yanıma atan Taehyung derin derin nefesler alıyor, onları düzene sokmaya çalışıyordu. İkimiz de birbirimize bakamamıştık bir süre, soluklanmakla meşguldük çünkü. Şortumu çıkardıktan sonra her şey çok hızlı gelişmişti. Ne ara beni hazırlamıştı ne ara ağzımın aralanmasına neden olmuştu, hatırlamıyorum bile. Sadece şunu biliyordum ki her kendini bana itişinde gözlerim dolmuş, zevk tüm vücudumu esiri altına almıştı. Hâlâ da o hissi üzerimden atabilmiş değildim. Sıcak ve yakıcı dokunuşlarının her birini bedenimin en derinlerinde hissedebiliyordum.

Kaç saattir buradaydık, emin değildim. Zaman kavramını yitirmiş gibiydik. Boğazımdaki kuruluğu yutkunarak giderdiğimde ona döndüm. İnip kalkan çıplak göğsü ve saç diplerinden akan terlerle nefes kesici duruyordu. Üstünde dolanan bakışları fark ettiğinde o da bana dönmüştü.

"İşte şimdi yoruldum." dedi. Her ne kadar yorulduğunu söylese de sesi epey keyifli çıkmıştı.

Yattığım yerden birazcık ona doğru kayıp kafamı çıplak göğsüne yerleştirdim. Onun varlığını hissetmek kadar beni tatmin eden bir şey yoktu bu dünyada. Kalp atışının hızı göğsünü delip geçecek gibiydi. Benim ona yaslanmamı fırsat bilerek daha da sarmalamıştı bedenimi. İkimiz de yapış yapış olmamıza rağmen bunu önemsiyor gibi durmuyorduk.

Parmak uçlarım yavaş yavaş teninde gezintiye çıkmıştı. Göğüs ucunu bulmuş, daireler çizerek farklı yönlere gitmişti parmaklarım. "Bu... Bu fazla iyiydi alfa." dedim gezdirmeye devam eder iken teninde dokunuşlarımı. Bunu her yaptığımda tüyleri diken diken oluyor, yutkunmaya başlıyor ve elimin altındaki vücudunun kasılmasına şahit oluyordum. Onu bir dokunuşumla bu hale getirmek beni çokça mutlu ediyordu. Fazlasıyla da gururumu okşuyordu.

"Bunu duymak güzel." diye mırıldandı ince parmaklarıyla çenemden tutarak kendini bana yaklaştırırken. Dudaklarını dudaklarıma sürtmüş ancak öpmeden hemen önce dikkatimi dağıtan kırmızı irislerini bana dikmişti.

"Fazla enerjik hissediyorum şu an. Garip. Normalde bitkin olurdum." Keyifli kahkahası kulaklarımı kutsamış, bu sefer hiç oyalanmadan bastırmıştı dudaklarını dudaklarıma.

Ciddi bir edayla düşünür gibi yapıp "Hmm, sanırım hamilelik kurdunun azgınlığını arttırdı." demesi boşluğuma geldiği için kahkaham odanın içinde yankı yaptı. Komik bir şey söylememişti, neden güldüğümü bile bilmiyordum. Ancak Kim Jungkook'un keyifli halleri beraberinde bunu getirirdi, alışmak lazımdı.

"Hmhm, olabilir."

Sustuk. O benim kolumu okşarken ben de göğsüne küçük küçük öpücükler bırakıyordum. Bilinç dışı hareket ediyor, içimden geldiği gibi öpücüklerimin yolunu çiziyordum. Sarhoş olmuş gibiydim. Derinden gelen bir dürtüydü bunu yapmamı isteyen. Kurdumun alfasına cilveli yaklaşımı Taehyung tarafından da bir o kadar karşılığını buluyordu. Ben ona bir yaklaşıyorsam o bana on katı yaklaşıyordu. Uykusuz gecelerime derman oluyor, ilgisiyle kutsuyordu beni.

Bir anda "Karnına bastırmayayım diye doğru açıyı bulmaya çalışırken canım çıktı." demesiyle duraksadım. Alıngan benliğim ister istemez dediğini yanlış anlamıştı. Saniyeler içerisinde sakin ve huzurlu dakikalarımın yerini karmakarışık, anlamlandırılamayan ve gittikçe daha da sarpa saran düşüncelerim almıştı.

"Bir dahakine kucağında olurum o zaman veya başka bir pozisyonda- her neyse işte, yorulmazsın. Keşke söyleseydin bana çok zorlandığını."

Taehyung çıplak tenime sürttüğü elini durdurdu. Sesimin tonundan yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu fark ettiğini varsayıyordum. Beni göğsünden kaldırıp yüzümü inceledi. Kaşları da ne olduğunu pek anlayamamış gibi çatılmıştı.