we found love ✓

20: Let's Make Love Tonight

⚠️Yetişkin içerik⚠️
Femkook içeriyor

Kim Taehyung sıradan bir cumartesi gecesinin bu denli yorucu ve stresli geçeceğini tahmin edememişti. Tüm gece düşündüğü tek şey davete katılmaktan pişman olduğu hakkındaydı. Gerek iş yerinde gerek aile hayatında olsun bazı sorumlulukları vardı ve bunu çevresine pek yansıtmasa da fazlaca yoruluyor, bitkin düşüyordu. Bu yüzden zoraki olarak yüzlerini güldüğü kişilerin dramalarına da pek tahammül edebildiği söylenemezdi. Herkes haddini ve yerini bilecekti. Her şeyi yoluna koyacağım, diyerek kendisini paralamak istemiyordu. Sonuçta onun da dinlenmeye ihtiyacı vardı.

Alfanın korkuları vardı. Jungkook'tan önce ve Jungkook'tan sonra diye ayırdığı hayatının eski düzenine dönmesi kabusları arasında ilk sırada yer alıyordu. Melankolik tavırlar sergilemeye yatkındı bu yüzden her daim dalgın görünürdü. Çocukluğundan beri bu yakasına yapışan tavırlarından kurtulamamış, onlarla bir ömür sürmeye devam etmişti. Yalnız olmak onun için problem değildi ancak Jungkook'suz olmak onun için büyük bir sorun teşkil ediyordu. Gerçek mutluluğu sonraki hayatında tadabilmişken bunu kaybetmek isteyeceği son şey bile değildi. Onu dibe çeken düşüncelerden uzaklaşabildiği tek yerdi omegasının yanı. Jungkook ona yaşam kaynağını ilk önce kendi içinde bulmasına yardım etmiş, daha sonra ise kurdunun alfasını beslemesine izin vermişti. Sırf bu yüzden bile hiçbir zaman ama hiçbir zaman, Taehyung'un kendisine verdiği önemi tahmin edemeyecekti omega. Tahminlerde bulunacak ve hep yanılacaktı. Deneyecekti ve hep sonuçsuz kalacaktı. Bu onun sinirini bozmuyordu hatta hayatında belki de ilk kez Kim Jungkook sonuçsuz kalmaya gönülden seviniyordu. 

Tüm bunların dışında artık sadece koşulsuz bağlandığı omegası yoktu tabii Taehyung'un hayatını süsleyen, ona bir anlam katan. Daha henüz gelişimini tamamlamamış, dünyaya ayak basmamış ancak var olduğu düşüncesiyle kalpleri ısıtmayı başarabilen, yüzlerde tebessümün eksik olmamasını sağlayan minik yavrusu; Kim Taehyung'un hayata tutunmasının bir diğer sebebiydi.

Çocukları olsun çok istiyordu, deliler gibi istiyordu hem de. Jungkook'undan ve kendisinden bir parça olacağı düşüncesi kalbini kasıp kavuruyordu heyecanla. Ancak ne var ki birlikteliklerinde hiç korunmamalarına rağmen bir süre Jungkook'un hamile olduğuna dair hiçbir belirti göstermemesi umutlarının her geçen gün biraz daha sönmesini kaçınılmaz yapmıştı. Eşinin hamile olduğunu öğrendiğinde ise aniden aldığı haberle şok geçirmiş, ne olduğunu pek kavrayamamıştı. "Nasıl?" diye sayıklamıştı birkaç gün öylece. Her Jungkook'un karnına bakışları kaydığında nefesini tutmuş ve heyecandan bulanan midesi onu zor durumlara sokmuştu. Jungkook'tan daha hevesli olduğu yadsınamaz bir gerçekti.

Davetten döndükten ve yataklarına geçtikten sonra uykuya dalmaları pek uzun sürmemişti. Jungkook'un feromonları alfasına karşı şefkatle yaklaşmış, Taehyung'un kurdu ise aldığı ilgiyle gözlerini huzurla yummuştu. Onu kendisine çekip yüzünü göğsüne gömmesini sağlamıştı. Taehyung'un teması sevdiğini bilen eşi yanağını çıplak göğse sürte sürte ona orada olduğunu hatırlattı. Uykuya dalmalarının ardından birkaç saat sonra Taehyung arada alarmın sesine kalksa da omegasını daha çok sarmaladığı gibi tekrardan uyuyakalmış, Jungkook ise saat akşam dokuza gelirken gözlerini aralamıştı.

Jungkook camdan dışarıya dikmişken bakışlarını tam arkasında hissettiği bedenle dudakları kıvrılmış ve daha çok sokulmuştu alfasına. Karnının üstünde birleşmiş eli usulca sevip alfasının nefeslerini ensesinde hissetmesiyle birazcık daha kapamıştı gözlerini. O anki huzurun tadını çıkarmaktı niyeti çünkü sabahki kadar bir tartışma içine girmeyecek olsalar da ilerleyen saatlerde gergin konulardan konuşacaklarını az çok tahmin ediyordu. İşte bu yüzden şu dakikaların öneminin bilincinde olup biraz rahatlamaya çalıştı.