༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tamamlandı)

🥊10

Lisa- Jungkook

Hyunjin'in odasına gittikten sonra hepimiz ayrılmış, bireysel hocalarımızın yanına geçmiştik. Lisa'nin beni seçmesine şaşırmıştım. Benim için iyi olur muydu bilmiyordum. Belki kendi arkadaşım yavşaklık peşinde olmayıp beni seçseydi daha iyi olurdu. Ama iş işten geçmişti.

Soyunma odasının yerini öğrenip üstümü giyindim ve salona geçtim. Lisa'nin odasına uğramayı gerek görmemiştim. Beni gelip salonda bulabilirdi. Bir sandalyeye oturup onu beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra girdiğini gördüğümde ayağa kalktım. Yanıma kadar geldi ve beni süzdü. "İyi seçim yapmışım.."

Giydiğim sıfır koldan dolayı görünen kaslarımdan mı bahsediyordu?

Bu kadın fazla mı üşengeçti, yoksa umursamaz mı bilmiyordum.

"Seçim ben olduğum için iyidir.." dedim böbürlenerek. Normalde kendini beğenmiş biri değildim ama şu an onu gıcık edesim gelmişti. Gözlerini kısarak bana baktı ve ferin bir nefes verdi. "Evet evet. Aynen öyle.. Benimle gel koca ego." Arkasını dönerek ilerlemeye başladı. Bende gülerek arkasından gittim.

Sinirlenince çok tatlı oluyordu.

Bisiklete benzer bir aletin önünde durunca onu işaret etti ve konuştu. "Bin beş yüz pedal. Haydi!" Gözlerim irice açıldı. "Bin-bin ka-ç?" derken kekeliyordum.

Ciddi olamazdı!
Yaklaştı ve kolumun üst kısmına dokundu. "Kol kaslarını gösterip hava atmasını biliyorsun. Yeterince iyiler. Biraz da bacak çalış bakalım."  dedi ve ellerini birbirine vurdu. "Haydi Jeon Jungkook! Seni bekleyemem daha bir sürü işim var!"

Sabır dileyerek alete oturdum ve pedal çevirmeye başladım.

Bu kızdan çekeceğim vardı..

~

Ne kadar zamandır bu halde olduğumu bilmiyordum ama çok yorulmuştum. Hem de hiç olmadığı kadar. Hayatımdaki en ağır sporu yapmış olabilirdim. Ben otururken Lisa bugün spor yapmadığını, istersem gidebileceğimi söyleyip koşu bandına gitmişti. Amacım onu izlemek değildi ama dinlenirken onlarca insanın arasında dikkatimi sadece o çekmişti ve onu izlemiştim. Beni farketmemişti. Eğer öyle olsaydı, hala aynı durumda olmazdım.

Tanıdığım hiç bir kıza benzemiyordu. Renkli giydiğini bile görmemiştim. Çok farklıydı.

Elimdeki su şişesini bitirirken Lisa, görüş açımdan çıktı. Hemen ayağa kalktım ve farkettirmeden peşinden gittim. Kenardan bir havlu alarak boynuna attı ve asansöre kadar her yerini kuruladı. Bende elimdeki havluyu omzuma atarak yanına gittim. Şaşkınlıkla bana baktı. "Sen hala burada ne arıyorsun?"

Bende ona baktım ve başımı sola yatırdım. "Keyfim burada kalmak istedi?" dediğimde gözlerini devirdi ve açılan asansöre bindi. Soyunma odasının katında durduğumuzda ikimiz de aynı anda dışarı çıktık. Başka bir yerde giyinecek olmalıydı. Ben odaya giderken o da benle aynı yöne geldi. Kaşlarımı çatarak yola devam ettim ve kapının önüne geldim. "Beni takip falan mı ediyorsun?" dedim anlamayarak.

"Hayır. Üstümü değiştirip duş almaya geldim." dedi bana bakarak. İkimizde öylece dikilmiş birbirimize bakıyorduk. "Aynı amaç için burdaymışız." Dediğim şeye güldü. "Evet. Sen burada bekle. Ben gireyim, sonra sen girersin." dediğinde öne atıldım ve kapı kulpunu tuttum. "Ah, hayır! Asıl ben gireyim sen sonra girersin." Kapıyı açtım ve içeri girdim. Kapatacakken engel oldu ve o da içeri girdi. "Saygısız! Kadın der, öncelik tanır insan."

Hafifçe gülümseyerek tişörtü üzerimden sıyırdım. Zaten iri olan gözlerini daha da büyüttü ve arkasını dönerek hızlıca yanımdan ayrıldı. Hızlıca bir duş alıp üzerimi giyindim ve dışarı çıktım.