🥊16

630 48 20
                                    


"Attığımız mesajlara neden bakmıyorsun aptal?! Hemen git ve konuştuklarımıza bak!" diyerek yüzüme kapattı.

Bir şeyler olduğunu seziyordum. Dediğini yaparak mesaj uygulamasına girdim ve onlarca mesajla karşılaştım.

•••

Okuduklarım beni şoka uğratırken bakışlarım Kai'ye döndü. Neler olduğunu anlamamış olmalıydı. Telefonumu ona doğru çevirdim. "Bir şeyler yapmalıyız Kai. Etrafımızı sarmış, yalan haber yapmak için bekliyorlar." dediğimde o da haberi okumuştu.

Etrafa bakınarak bir şeyler düşünüyordu. "Hadi gel. Ben bir çözüm yolu bulacağım." Dedi ve elimden tutarak beni ilerletmeye başladı. Kameramanların flaşlarından gizlenmeye çalışırken Kai'nin arabasına gelmiştik. Beni ön koltuğa oturttu ve kapıyı kapattı. Bineceğini düşünmüştüm ama kalabalığa doğru giderek bir adamı köşeye çekti.

Kaşlarımı çatarak Ne yaptığını çözmeye çalıştım. Cebinden çıkardığı beyaz zarfı adamın eline tutuşturdu ve omzuna bir kaç kez vurarak arkasını döndü ve bana doğru gelmeye başladı.

Umarım verdiği para, susmaları ya da yalan haber yapmamaları içindi.

Kai arabaya binerek kapıları kilitlediğinde, camın önü büyük bir kalabalıktı. Arada sorular soran spikerler gürültüyü arttırırken bir an önce buradan uzaklaşmak istiyordum. Bu kadar aksiyona ve göz önünde olmaya alışık değildim. Derin bir nefes verirken araba hareketlenmeye başladı ve sonunda hepsi arkada kaldı.

~

Birkaç dakikalık yolculuktan sonra bir eve gelmiştik. Bana sorsaydı eğer karşı çıkardım fakat bundan haberim yoktu. Bunun lafını da yapacaktım.

Beni arabadan indirdi ve yine etrafımızı kolaçan ederek eve soktu. Ben evi incelerken o, panjurları kapatarak birilerinin görme ihtimaline karşı önlem alıyordu. Geniş evde ortada bulunan salona doğru ilerledim ve bir koltuğa oturdum.

Onunla tek kalmak istemiyordum. Yaşadıklarım, güven duygumu içimde bir yerlere zincirlemişti. Onu geri getirmek kolay olmazdı. "Rahatsın öyle değil mi? Her zaman bu durumla karşılaşıyorum. Sadece konuştuğum bir kız arkadaşım bile olsa tüm medyayı ayağa kaldırıyorlar. İyi ki bu evi almışım." diye konuştuğunda zoraki gülümseyerek başımı salladım.

Konuştuğu her kadını buraya getiriyor olmalıydı. Bunu hem dediklerinden hem de etraftaki karışıklıktan anlıyordum. Neler olduğunu anladığımda başımı yere indirdim.

Onun yerine utanmam normal miydi?

"Ah, kusura bakma. Geçenlerde takıldığım bir kız vardı. Onunla gelmiştik buraya. Temizletmeyi unutmuşum." O da benim gibi gülümsüyordu. Bu onun için normal bir şeydi ve biraz garipsemiştim.

Önceden tanışıyor bile olsa yine de ilk defa gördüğü bir kızı evine getiriyor ve birlikte olduğu kadınla olan izlerini görmesinden rahatsız olmuyordu. Bu konuya daha fazla takılmadım ve aklımdaki şeyi söylemeye karar verdim. "Kai, yanlış anlama ama burada tek kalmamızdan hoşnut değilim." Dürüstçe ne hissettiğimi söylemem kaşlarını çatmasına sebep olurken kapının çalma sesini ve yanında camlara da vurulduğunu duyduk.

Magazin kapıya dayanmıştı. "Jennie, sen şu odaya saklan lütfen. Ben onları halledeceğim." dedi ve beni dediği yere yönlendirdi. Tereddüt etsem de mecburen içeri girdim ve kapıyı kapattım. Arkamı döndüğümde karşılaştığım manzara ile elim ayağıma dolanmıştı. Yataktaki çarşaf kanlar içerisindeydi. Saten olduğundan hala kurumamış olmalıydı.

Odadaki ayna kırıktı. Yerde bir çift kadın iç çamaşırıyla karşılaşınca yüzümü buruşturdum. Bir şarap şişesi ve iki kadehte yerdeydi. Daha fazla o tarafa bakmamaya karar verip kapıya taraf döndüm ve kapıyı dinledim. "Lan entrikaya bak be! Abin polis olmasa gidiyordu kız!" diyen tanıdık sesle daha da dikkat kesildim. "Öyle bir şey olmazdı. Jennie'yi geri getirecektim." Bu seferde Kai'nin sesi geldi.

༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin