🥊29

315 22 39
                                    

Kim olduğunu bile anlayamıyordum. Ancak tanıdık gelen parfüm kokusu beni hiçte mutlu etmemişti. Bilincin kapanırken duyduğum sözcükler şunlardı.

"Sonunda bana aitsin sevgilim.."

•••••

Nerede olduğumu bilmiyordum. Ancak yumuşak bir zeminde yattığıma emindim. Gözlerimi aralayarak etrafa bakındım ve lüks bir odada olduğumu gördüm. Sade ama şıktı.

Ayağa kalktım ve kapıya giderek açılmayacağımı bilmeme rağmen denedim. Sonrasında pencerelere baktım ancak hepsi kapalıydı. Derin bir nefes vererek kapıyı yumruklamaya başladım. Aklımda birisi vardı yapmayacağını inanmak istiyordum.

Yumruk atmaya devam ederken kapı açıldı ve bir kol belime dolandı. Yumruğum göğsüne denk geldiğinde onun Kai olduğunu anladım. Düşündüğüm gibiydi.
Beni kaçırmıştı.

"Sevgilim, neden bu kadar vahşisin? Bu beni tahrik etmekten başka bir işe yaramıyor, biliyor musun?" dediğinde kendimi ondan kurtarmaya çalıştım. Hala üzerimde bordo elbiseyle duruyordum ve bu çok rahatsız hissettiriyordu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?! Beni kaçırdın Kai! Sen beni kaçırdın!" diye bağırmaya başladığımda hafifçe gülümsedi ve başını boynuma gömdü. Nefesi boynuma çarparken nefret ve iğrenme duygusundan başka bir şey hissetmiyordum.

"Biliyorum bebeğim.. Ama bana başka bir şans bırakmadın.." dedi ve boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Kollarından tutarak geri çekmeye çalıştım. İtmeye çalıştım. Kendimi kurtarmaya çalıştım ama nafileydi.

Dudakları göğüs dekolteme kadar geldiğinde çığlık atmaya başladım. Beni susturmak için iğrenç bir yöntem kullanmasından korkuyordum ancak başka çarem yoktu.

Beni yatağa yatırarak üzerime çıktı ve kollarımı başımın üzerine sabitledi. "Güzelim sana zarar vermeyeceğim.." diyerek yeniden boynuma yöneldi.
Bacaklarımı kaldırarak çırpınmaya başladım. Aynı zamanda göz yaşlarım akıyordu. Çığlıklarım dayanılmaz hale gelince bir eli dudaklarımı buldu ve sertçe avucunu ağzıma bastırdı.

Tek eliyle bileklerimi tutuyor diğer eliyle de çığlığımı engelliyordu. Üstüme çıktığı için artık hareket de edemiyordum. Aynı zamanda dudakları yüzümde gezmeye başlamıştı.

Sonunda çırpınmayı, bağırmayı ve ağlamayı kestim. Onu durduramayacağımı anladım. Kurtarılmayacağımı ve bir kurtuluşun olmadığının farkına vardım.

Ümidimi kesmişken dışarıda bir hareketlilik sezdim. Odaklanmaya çalıştığımda bir çatışmaya benzediğini farkettim. Sesli bir kavgaya benziyordu. Adamların bağışları yakınlaştıkça içimde bir umut yeşerdi.

Kai duraksayarak doğruldu ve kollarımı bıraktı. Bu afallamış halinden faydalanarak yüzüne bir tane yumruk geçirdim. Başı sadece yana dönmüştü. Sinirle bana baktı ve elini kaldırdı. Vuracak sandım.
Gözlerimi yumdum.

Ancak vurmadı. "Seni böylesine sevmesem alacağın karşılık seninkinden daha ağır olurdu." diye söylendi ve ayağa kalktı. Kapıya kadar giderek neler olduğunu anlamaya çalışırken bana bir bakış attı.

Derin nefesler alarak kendime gelmeye çalıştım ve hızla yataktan kalkarak kenarda gözüme kestirdiğim vazoyu alarak Kai'nin kafasına geçirdim. Sendeyerek bu sefer yere düştü. Etrafa bakarak çıkmak için bir yol aradığımda kapı açıldı ve hızla o yöne gittim. "Lütfen çıkmama yardım edin. Onu bayılt-" Devam edecekken kolumda keskin bir acı hissettim.

Önümdeki adam elindeki iğneyi koluma saplamıştı. Bilincim kaybolurken gördüğüm son şey Kai'nin hızla ayağa kalkması ve beni kucağına almasıydı.

༆Sρσɾτʂ Cσαςɧ| Tαεηηίε༆ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin