İyi okumalar hepinize! Lütfen oy vermeyi ve
yorum yapmayı unutmayın. Desteğiniz beni
hep mutlu ediyor. Bölüm sonundaki soruları da cevaplayalım:) Sevgilerler!İnstagram/ aysnasowl
Twitter/ aysekaryeli
İnstagram/ zifirisiyah
🖇
9. Korkunun Bıçak İzi
Anıları bir fotoğraf karesine sığdırabilirdiniz. Mutlu olduğunuz veya berbat hissettiğiniz bir zaman... Hiç fark etmez.
Salya sümük ağlarken çekildiğiniz bir fotoğrafa ileride gülümseyerek bakabilirdiniz. Veya kahkahalara boğulduğunuz bir anı fotoğrafına ağlayarak bakabilirdiniz. O an geçmişte yaşadığınız şeyleri düşünüyordunuz ve o ana dönmek istediğinizde bazen her şey için çok geç olabiliyordu.
"Resim atölyemde önemli olan 3 fotoğraf vardı. Annem... bir erkek çocuğu. Ve..." harelerini gözlerime sabitledi.
Merakla gözlerine bakmaya devam ettim.
"Ve bir kız çocuğu..." dedi. Hikayelerini merak etmiştim ama şu an bunu sormak istemiyordum. Babası mı yapmıştı, kesin bir bilgi yoktu ama ikimizinde aklına babasından başka biri gelmiyordu.
Diyecek bir şey bulamadım sadece elini okşuyordum. Dudaklarımı birbirine bastırarak başımı salladım.
"Otel de kalalım istersen, kaç saattir araba sürüyorsun." Elimi elinin üzerinden çekip bacaklarımın altına koydum.
"Gerek yok, zaten Bursa'dayız. Hava iyice karardığında evde olmuş oluruz," dedi.
"Tamam," dedim. Kafamı cam tarafına doğru çevirip koltuğun başlığına yasladım. Gün içinde olan olaylar yüzünden ve biraz önce şahit olduğum konuşma yüzünden bitkin düşmüştüm. Babası ile olan ilişkisini geçen saatlerde daha çok merak ediyordum.
Annesi ile babasının araları da oğluyla olduğu gibi bozuk muydu? Sorsam aile işlerine karıştığımdan ters tepki vermesinden çekiniyordum. Uras'ın soyadını almış olduğumdan babası ve annesi bu duruma ne tepki verecekti, bunu düşünmekten daha çok strese giriyordum. Babasını pek takacağını düşünmüyordum ama annesine bağlı olduğu belliydi. Araba düz yolda ilerlerken ben dışarıyı izliyordum.
Geçip giden arabaları, hızdan dolayı sayamadığım ağaçları... Ayaklarımın uzun araba yolculuğundan dolayı ağrıdığını hissediyordum. İstanbul'a az kalmıştı, oraya gittiğimde beni neler bekliyordu bilmiyordum. Uras'ın ne gibi bir konumda olduğunu ve ne şekil davranmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Gerçekten hayata yeni doğmuş gibi hissediyordum. Hiçbir şeyden haberi olmayan ama bir şekilde nefes alıp giden o insanlar gibi.
"Ne yapacağız?" diye sordum.
"Ne demek ne yapacağız?" diye karşılık verdi Uras. Bakışlarımı camdan çekip yüzüne çevirdim, o ise karşısındaki yolu dikkatle izliyordu. Arabanın farları bilmem kaç metre ötedeki arabayı hedef almıştı. "İstanbul'a vardığımızda," dedim.
Omuz silkti. "Akşam varacağımız için şu anlık bir şey yapamayız. Sen koala olduğun için odana geçip uyuyabilirsin. Ben biraz otellerle ilgili çalışacağım. Sabah olduğunda Yasemin Hanım, kahvaltı için haber verecektir zaten. Atölye ile ilgilenmem lazım, şirkete geçmem lazım. Benim birçok şeye yetişmem lazım yarın..." dedi bakışlarını birkaç saniyeliğine bana çevirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ SİYAH
Teen FictionBilmek anlamaya yetmiyordu. Sen beni anlamak için kaderin ördüğü ağı paramparça ettin bize başka kader çizdin. Sonu yine aynı olsa da sen bizi hayatın kırbaçlarından korumak için çok yollar denedin. Çaresizce bağlanan bileklerimiz birbirinden ayrıl...