Lütfen paragraf aralarına yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. İyi okumalar dilerim!
Twitter'da #ZifiriSiyah etiketi ile konuşabilirsiniz, okuyor olacağım.
Twitter: aysekaryeli
İnstagram: aysnasgunes
Kitabın instagram hesabı: zifirisiyah15. DİPSİZ KUYULARIN DİBİ
"Bir yazara ilk paragrafını arttıracak kadar acı vericiydi."Kendinizce yarattığınız adaletin kötülüklerden kurtuluş olduğunu düşünürdünüz; oysa suçlu kendini ortadan kaldırdığında sizi hedef haline getirdiğinden bihabersinizdir.
Ama belki de dizlerimde sert nefes alışverişi yapan ultra yakışıklı Uras bundan haberdardı çünkü bu kadar delirmesinin başka bir açıklaması olamazdı. Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum ve bir adım geri çekilmeme nedem oluyordu. Ciğerlerime havayı bilmem kaçıncı kez sıkıştırıp kısa bir duraklamadan sonra masaj yapmaya devam ettim. Uzun süre sol elimle masaj yaptığım için ağrımıştı bu yüzden sağ elime geçtiğimde, diğer elim neden olduğunu anlamadığım bir şekilde Uras'ın kalbine denk gelmişti.
Gözlerini açmasa da çenesini sıktığını belirginleşen çene kasından anlamış oldum.
Ve elimin altındaki kalbim ritmi değişmişti.
Bunu fark etmemle titrek bir nefes koyverdim, elimi kalbinin üzerinden çekeceğim sırada Uras büyük avucuyla elimi kendine hapsetti; elim kendi eliyle birlikte göğsünün ortasına geldiğinde ise yine de kalbinin güçlü çırpınışlarını hissediyordum.
Sanki fark et, bak buradayım artık diyordu. Kuruldaki Mahru ile özgür Mahru'nun arasında o kadar fark vardı ki artık tanıyamıyordum kendimi. Kendinden ödün vermeyen karakterim Uras karşısında ona muthaçmışçasına yanına kıvrılıyordu. Onsuz duramıyormuş gibi; oysa ben onsuz bu yaşıma kadar yaşayabilmiştim.
Git gide boka battığımı hissediyorum, bunun dönüşü olur mu bilmiyorum ama karşımda çıkmaz sokak ve göğsüme kadar bataklıktayım. Düzensizleşen nefesime karşılık elimi kafesine alan adamın nefesleri düzene girmişti.
Hala omuzları gerginlikten kasılmış durumdaydı, omuzlarında kaç tonluk yükler taşıyordu? Kaç kişinin sorumluluğunu sırtlıyordu, acısını, hayatını yüklüyordu omuzlarına? Uyurken o kadar savunmasız duruyordu ki aldığım gardımı indirmemek için kendimle savaş veriyordum.
Şakaklarına masaj yapmayı bırakıp yan profilini incelemeye başladım. Güzeldi, bir erkeğe yakışmayacak kadar güzeldi; bu inkar edilemez bir gerçekti. Dizlerim spordan geldiğim için uyuşmuştu ama hakeret etmemeye dikkat ediyordum çünkü ilk defa Uras'ın bu kadar derin bir uykuya daldığını görüyordum. Kaç gündür uyumuyordu acaba?
Ne yapacaktım sanki, uyku saatini takip edip çocuk gibi yatağına mı sokucaktım?
Ellerim yavaşça saçlarına ulaştığında, yumuşaklığı karşısında ellerim duraksadı. Saçlarına bu kadar önem verdiğini bilmiyordum. Uzaktan bakıldığında saatlerce uğraşılmış, sprey sıkılmış gibi sert duruyordu. Oysa dağınık saç...
''Çek ellerini saçlarımdan yaramaz çocuk.''
''Şunlara şekil verme dağınık daha güzeller. Kendini beğenmiş kırışık saçlı,'' dil çıkarmıştı o küçük kız zihnimde. Elleri kırışık saçlı diye seslendiği çocucğun saçlarını bozuyordu. Parmaklarımı hızla saçlarımdan çektim, dudaklarımdan kısık, titrek nefes kaçtı. Bu... Bu neyin nesiydi? Zihnimde yer eden çocuk şu an dizlerimde yatan adamdan başkası değildi ve yaramaz çocuk ise benden başa biri değildi. Başımı hızla iki yana salladım, bu mümkün değildi; böyle bir şey imkansızdı. Kaçtıktan sonra beni bulan adamın söylediği gibi beynim bana oyun oynuyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ SİYAH
Teen FictionBilmek anlamaya yetmiyordu. Sen beni anlamak için kaderin ördüğü ağı paramparça ettin bize başka kader çizdin. Sonu yine aynı olsa da sen bizi hayatın kırbaçlarından korumak için çok yollar denedin. Çaresizce bağlanan bileklerimiz birbirinden ayrıl...