3. ACILARA ALINAN BİLET

162 22 8
                                    

Selam canlarım, 3. bölüm Acılara alınan bilet ile karşınızdayım düzenlenmiş ve içime sinen bir bölüm oldu.

3. ACILARA ALINAN BİLET

"Mantığını oturt yanına, vicdanını kilitle göğsüne çünkü mantık vicdan gibi duygusal değildir."

Benliğimi kaybettiğimde kaç yaşımdaydım hatırlamıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Benliğimi kaybettiğimde kaç yaşımdaydım hatırlamıyordum. Geçirdiğim saniyeler, dakikalar, saatler, günler... Yıllara devrildiğinde bazı şeyler geride kalırdı oysaki. Ben daldığım geçmişimde kaybolmuştum. Geçmişim bir okyanus olsaydı ben bir damlaydım. Ona tutunmak istesem bile bu imkansızdı; çünkü elimde bir hiç vardı. Bu hayatta neyden kaçsam, kaçtıklarım ayaklarıma dolanıp beni düşürmüştü yüz üstü. Yüzüstü düşmüştüm kalbim göğüs kafesimin içinde parçalanmış kırıkları tüm tenime batmıştı. İzlerini saklıyordum, saklıyordum çünkü bana kim olduğumu hatırlatıyordu.

"Paçavrasın."

"Unutulmuşsun."

"Arkada bırakılansın."

Benim hakkımda benden daha çok şey biliyorlardı. Beni benden daha çok tanıyorlardı, ben kendimi bile tanıyamazken karşımdakileri nasıl tanıyacaktım? Bir labirentin ortasına bırakılmıştım her çıkış bir bitişti çıktığım yerler bana yabancıydı.

"Beni bir gün unutacaksan, bir gün gideceksen boşuna yorma derdi, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yanlızlığa alışkanlığımı kaybettirme bana." demişti kitabında Oğuz Atay. Cümleyi okuduğum an içimde bir yerlere dokunmuştu, oysa odadayken hissetmeyi bırakmıştım. Şimdi ise her saniye bir şey hissediyordum ve buna alışmak çok zordu. Yalnızlığımı seviyordum, yalnız güvende hissediyordum. Bazen kendimden kopuyordum, kimdim düşünüyordum bana Alina'yı yaşatmaya çalışmışlardı, bir ara başarı oldular ama kendime geldiğimde yine eski bilinmezdim. Alina Sedef her şeyi hisseder, konuşur, kusardı nefretini. Vurur kırardı eline geçeni. Zihninden çıktığında susardı, dilini keserdi ama öfkesini göstermezdi. Bambaşka kişiliğe bürünürdü.

Önüme attıkları kitaplar bittiğinde defterlere sarmıştım, içlerine kendime ait sözleri yaşadığım bazı anları yazardım. En çokta ne hissettiğimi. Yazar yazar unuturdum. Bir sayfada kalırdı o yazılar ve yaşanmışlıklar, tozlarını silkelemeye elim gitmezdi. Biliyordum açarsam o defteri beni yaralardı. Ve biliyordum acı çektirirdi bana.

Uras beni bir mağazaya yönlendirdiğinde düşüncelere daldığım için ne kadar yol geldiğimizi anlayamamıştım. Kapıdan içeriye girdiğimizde yanımıza bir çalışan yaklaştı.

ZİFİRİ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin