14. VAROLUŞUN CEZASIDIR YOK OLUŞLAR

73 7 2
                                    

Lütfen paragraf aralarına yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. İyi okumalarrr!

14. VAROLUŞUN CEZASIDIR YOK OLUŞLAR

"Hikayenin sonunda başa yine ben kalırım."

Sasha Keable-Jorja Smith, Killing Me

Hande Mehan, Beni Böyle Sevme

FİNNEAS, Break My Heart Again

Isak Danielson, Power

Nefreti hiç bu kadar içeride, derinde hissetmemiştim. Bir an vardı, tam şu an.

On dört veya on beş yaşımdaydım. Tam hatırlayamıyorum ama yine o bembeyaz yatakta uzanmış duvarı izliyordum. Odanın köşesine konulmuş kamerada bir hoparlör olduğunu birkaç gün öncesinde bana üzerimde ki her şeyi çıkarmamı emrettiklerinde fark edebilmiştim.

Çıkarmıştım.

Yapmak zorundaydım.

O birkaç gün öncesini hafızamdan silmek için ilaçları kanımdan çıkartmamıştım, unutmak için, bir daha hatırlamamak için. Ama sanki ilaç verilmiyormuşçasına her bir anı her bir sesi hatırlıyordum.

İlk defa o an ölmek istedim. Gerçek anlamda. Kendimi bir çöp yığını gibi hissetmiştim. Kirli, pis ve kokuşmuş. İnsanların tiksinerek yanından geçtikleri o çöp. Belki daha değersiz.

Yine o sesi duymuştum, gözlerimi sımsıkı kapatmıştım bunun devamını biliyordum. Ve yine ölmek istiyordum.

Üzerimdekileri çıkartmamı emretmişti yine. Yine çıkarmıştım üzerimdekileri, titreyen ellerimle. İçimden yemin etmiştim son kez diye. Son kez titreyecek bu ellerim, son kez çıkaracağım üzerimdekileri.

Öyle de olmuştu.

Ama acıyla birlikte.

Sadece üstümde ki o hastane önlüğüne benzeyen gömleğin düğmelerini çözmeye başlamıştım, daha sonra ise var gücümle o kameraya bağırmaya başlamıştım. "İğrenç ihtiyaçların için burada mı tutuyorsun beni adi orospu çocuğu!" Gözlerime bir şeyler batıyordu, ne olduklarını biliyordum ama ağlamayı unutmuştum. Sanki kurumuştu gözyaşlarım bir şeyden dolayı. On iki, on üç yaşımdan beri ağlamak istediğimde asla ağlayamıyordum.

Sonra bir silah sesi duymuştum ve hoparlör sesi kapanmıştı. Her zaman yeri değişen kapı açıldığında içeri beyaz önlüklü, giydikleri kıyafetlere tezat saç renkleri olan cüsseli adamlar girmişti.

Ağzımın ortasına yediğim o tokat hala dudaklarımı titretiyordu.

İşte o an hayatımda en büyük nefreti hissetmiştim. Ama şimdi fark ediyordum ki hayat bir şekilde karşınıza en berbatını çıkarabiliyordu. Her hücrenizle bile birinden nefret edebiliyordunuz.

Kin ve nefret daha güçlü yapıyordu insanı. Acının önüne geçip, yokmuşçasına davranıyordu. İçten yiyip bitirirken, sen karşında ki nefret kustuğun o insanı bitiriyordun.

ZİFİRİ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin