Lütfen paragraf aralarına yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. İyi okumalarrr!!
Twitter'da #ZifiriSiyah tagi ile atılanları okuyor olacağım.
13. ŞİDDETİN GEÇMİŞİ.
"Gülünce kısılan gözlerini hiç unutmamak isterdim,
başka dudaklara gülmeseydi."Bahari, :((Sad face)
The Weeknd, Die For You
Lana Del Rey, Cherry
Thirty Seconds To Mars (Feat. Halsey), Love İs Madness
Bir çatı, dört duvar, odaları olan bir yapıt gördüğümüzde ona ev diyebiliyorduk; ama bazen o dört duvar ve bir çatıya gerek yoktu. Birinin, kalbinin dört odacığında yaşayabilirdiniz. Ben buna da ev diyebilirdim.
Uras göğsümde derin nefesler alıp veriyordu. Benim elim saçlarını bağımsız bir şekilde oynadığımdan dalgındım. Uyku üzerimde çok kuvvetliydi ama uyumak istemiyordum. Kafamı yukarı kaldırdığımda sayabileceğim kadar parlaktı yıldızlar bu gece. Göğsümde koca bir çocuk uyutuyordum sanki, bana ruhunda olan yaralardan bahsetmişti. İlk defa kendini açmıştı bana ve bu sadece acıdan oluşuyordu. Ruhunun deliklerine parmaklarının yetemediğinden bahsettiğinde o deliklere kendi parmaklarımı koyup kapatmak istemiştim ama sadece gülmüştü. Bir bağımız vardı ve ben bunu içimde bir yerlerde hissediyordum.
''Uyusana,'' diye mırıldandığında bakışlarımı gökyüzündeki sanattan çekip Uras'a çevirdim. Gözleri kapalıydı, uykulu bir ses tonu ile konuşmuştu. ''Uyuyacağım. Hem sen deminden beri uyumuyor musun?'' dedim.
''Cık,'' dediğinde göremesede kaşlarımı çatmıştım. Nasıl uyumuyordu? Gayette mışıl mışıl uyuyordu. ''Bugün 2 Nisan, uykusuz gecelerimin kabusu. Uyuyamam.'' Derin bir nefes aldığında sırtı havalandı. 2 Nisan... 2 Nisan... Ne var sende bu kadar yaralı? Sanki Uras beni duymuşçasına konuşmaya başladı.
''2 Nisan 2009. O günden beri asla rahat bir nefes alıpta uyuyabildiğim söylenemez,'' sormaya o kadar korkuyordum ki, bu beni tedirgin ediyordu. Ne yaşamıştı? Hava gitgide aydınlanmaya başladığında bundan sonra daha uyuybileceğimizi sanmıyordum.
''İki hafta öncesine kadar, gerçekten nefes alamıyordum. Böyle alığım o nefes ciğerlerimde parçalanıyordu ama bana asla bir yararı dokunmuyordu. Ama şimdi o nefes bana yaşam veriyor. Sen benim nefesimsin, yaşam veren nefesim...'' Kalp atışlarımın hızlandığını duyduğuna yemin edebilirdim, benim bile kulağıma geliyordu. O benim şansımdı, ben onun yaşam veren nefesiydim. Bu göğsüm onun evi gibi hissediyordum, hissettiklerim bir dejavu gibiydi ve ben dile dökemiyordum.
''İlk defa kalbinin sesini dinledim belki bir daha şansım olamaz diye sen uyuyana kadar dinleyerek durayım dedim. Bu yüzden uyumadım.'' Belki 2 haftadır ilk defa açıklama yapıyordu bana sorgusuz sualsiz... Hissetmek, var olan duygularımı derinlerimde bir yerde hissetmek beni korkutuyordu. Yolumu gösterecek bir pusulam yoktu, keşke olsa diye geçirdim içimden. Keşke olsa da bana yol gösterse, ben bunlara yabancıydım. Ben hissetmek ne demek bilmezdim. Uras'a kadar... O içimde ki duyguları her zaman harekete geçiriyordu, bu beni savunmasız yapıyordu. Belkide açık yaram buydu benimde, insanlar açık yara gördüklerinde saracağını söyleyip daha da açıyordu o yarayı. Dikiş tutmasın kabuk bağlamasın, kapama diye. Sen ellerinde o yaranın görünmemesi için saklarsın ama insanlar her zaman saklanan şeyleri didikler, bulur ve zorlardı. Gözlerinin önündekileri görmezdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİFİRİ SİYAH
Teen FictionBilmek anlamaya yetmiyordu. Sen beni anlamak için kaderin ördüğü ağı paramparça ettin bize başka kader çizdin. Sonu yine aynı olsa da sen bizi hayatın kırbaçlarından korumak için çok yollar denedin. Çaresizce bağlanan bileklerimiz birbirinden ayrıl...