26.BÖLÜM

34 2 0
                                    


Merhaba 🤗

     Hoşgeldiniz 🌼

  🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂

    
      JOHNNY BİBERONU ISITTI VE ARDINDAN PATRONUNU

ara­dı. Clawson telefonu çabucak açtı.

“Her şey yolunda mı? Sosyal Hizmetler’in derdi neymiş?”

“Sonra anlatırım ama yakında iyi olacağız. Öğle tatili­ mi de şimdi kullansam olur mu? Arayı kapatmak için geç saate kadar çalışırım,” dedi Johnny.

“İyi haber, öğle saatinden daha fazla izin yapabilirsin; çünkü buldozere takılan parça, sorunu yine çözmedi. Hâlâ bir yerlerden sızıntı yapıyor ve bu yüzden yeni bir parça sipariş etmemiz gerekti ki, o da yarından önce elimizde olmayacak.”

“Tamam. O zaman işlerimi bitirince gelirim patron. Te­şekkür ederim. Yakında hayatımın bu çılgın dönemi sona ermiş olacak ve bir düzene gireceğim. Sonra görüşürüz.”

Dori kucağında Luther’le mutfağa geldi. Bebek olanca huysuzluğuyla ağlıyordu. Johnny gülerek biberonu Do­ri’ye uzattı. Dori biberonu ağzına verir vermez, Luther’in yaygarası kesildi.

“Bu biberon büyülü bir şey,” dedi Johnny. “Bitirene kadar benim yanımda otur.”

Dori, Johnny’nin peşinden oturma odasına gitti ve bir­likte kanepeye oturdular. Johnny önce koluna dokundu, sonra yüzünü okşadı.
Aniden çıkan bu evlilik meselesi ürkütücüydü ama aynı zamanda Dori’nin neler hissettiğini merak ediyordu. Ev­lilik merasimlerinin kızlar açısından çok önemli bir şey olduğunu biliyordu ve şimdi Dori hazırlık yapmaya fırsat bulamadan apar topar evlenecekti.

“Bu işi uzatmadan bitirsek nasıl olur?” diye sordu.

“Anlaştık.”

“Yarına ne dersin? Oğlanları okula yollamayız ve be­nim sağdıcım olurlar. Yanımızda olmasını istediğin, senin için özel birileri var mı?”

Dori’nin zihninde büyükbabasının yüzü canlanırken gözleri doldu.

“Pek sayılmaz. Sözde arkadaşlarım ben okuldan ayrı­lınca benimle görüşmeyi kestiler. Ama Lovey ve Ruby’ye sorabilirim. Bana karşı çok nazik ve yardımsever davran­dılar.”

“Clawson’dan izin aldım. İstersen hemen adliyeye gi­dip gerekli izni alalım. Ne kadar tutar bilmiyorum ama eminim yüz dolardan azdır. Bence sanırım otuz dolar ka­dar olacak.”

“Bende de biraz para var. Bu sabah markete alışverişe giderken bir çek bozdurmuştum. Bu akşam yemeği ve ya­rın kahvaltı için özel bir şeyler hazırlayacaktım.”

“Bunu hâlâ yapabilirsin,” dedi Johnny. “Ve kahvaltıda yulaf ezmesinden başka bir şey olacaksa, ben ilk sıradayım.”

Dori güldü.

“Benim yulaf ezmesiyle sorunum yok.Ama sizin için değişiklik olsun istemiştim. Ah dur bir da­kika! Vaiz Lawless yarın bizi evlendirebilir mi diye ona bir soralım mı?”

“Ben numarayı çevireyim. Sen konuşursun,” dedi Johnny ve aramayı yaptıktan sonra telefonu Dori’ye uzatıp rahat konuşabilmesi için Luther’i kucağından aldı.İki kez çalıştan sonra telefon açıldı.

“Baptist kilisesi, Ben Ron Lawless.”

“Vaiz Lawless, ben Dori Grant.”

“Dori! Nasılsın hayatım?”

HEP SENİNLE OLACAĞIM ( Aşk serisi 2#) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin