3. BÖLÜM

57 4 0
                                    

🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂


    OKUL SEKRETERİ MAVIS WEST müdür odasının hemen önün­de bulunan cam bölmeden başını kaldırdı ve ön kapıdan içe­ri giren Johnny Pine’ı gördü. Johnny en az bir seksen boyun­daydı, geniş omuzlara ve uzun bacaklara sahipti ve oldukça yakışıklı bir yüzü vardı. Çirkin çocukların her zaman hoş kişilere dönüşmesi ne tuhaf, diye düşündü ciddiyetle. Sonra onun çatık kaşlarını ve asık suratını fark etti. Johnny hızlı adımlarla kendisine doğru yaklaşırken, masasının yanındaki sedyede uzanan küçük çocuğa bir bakış attı. Pine kardeşleri seviyordu. Terbiyeli ve zeki çocuklardı. Kötü bir soydan ge­liyor olmaları onların suçu değildi. Sonra ofisin kapısı açıldı ve Johnny Pine içeri girdi.


         🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂

  Johnny odaya girdiğinde öfkesi tavan yapmıştı. Beep’in şişmiş yüzünü ve kanlı ellerini, yanağının üzerindeki buz torbasını gördüğünde duvara bir yumruk atmamak için kendini zor tuttu.

“Bayan Winston’la konuşmak istiyorum.”

Maviş sandalyesinde biraz daha doğruldu.

“Şu an bir görüşmede.”

  “Bunu kim yaptı?”

“Bu soruya cevap vermek bana düş-”

Maviş cümlesini tamamlayamadan Beep uyandı ve karşısında ağabeyini görünce tekrar ağlamaya başladı.

“Kendi savaşımı verdim Johnny ama çok kalabalık­lardı. Saçımda bit olduğunu söylediler. Ben de onlara ol­madığını söyledim ama beni spor salonunda yere yatırıp tekmelemeye ve küfürler etmeye başladılar.”

Beep’i kollarına alırken öfkesi dalga dalga yükseliyordu.

“Sana tekme mi attılar?”

“Evet.”

“Yüzüne de mi?”

Beep başını salladı. Gözleri bir kez daha yaşla doldu.

“Kaç kişiydiler?”

“Dört.”

“Hepsi de senin sınıfından mı?”

“Hayır, dördüncü sınıftan.”

Johnny tekrar sekretere döndü ve konuşmaya başladı. Sesi o kadar alçak çıkıyordu ki duyabilmek için kadın öne doğru eğilmek zorunda kaldı.

“Bayan Maviş, Bayan Winston’un kapısını ya siz be­nim için açarsınız ya da ben bir tekmeyle işimi görürüm.”

Maviş önünü kesmek için yerinden fırladı.

“Size bir görüşmede olduğunu söyledim. Konuyla il­gileniyor. Odasına bu şekilde dalmak haddinize değil-”

“Pekâlâ da öyle. Bu küçük çocuk, okul sınırları için­ de olan spor salonunda, üst sınıf öğrencilerden oluşan bir çetenin saldırısına uğruyor ve kimse yüzüne lanet olası bir buz torbası koymak dışında ne durumda olduğuyla il­gilenmiyor. Size tekmelere maruz kaldığını söyledi mi?”

Maviş bir süre tereddüt etti ama sonra gerçek, dudakları arasından dökülüverdi.

“Görevli öğretmenlerden biri kavgaya tanıklık etmiş.”

“Neden bir ambulans çağırmadınız? Peki polisi çağı­ran oldu mu?”

Maviş içini çekti.

HEP SENİNLE OLACAĞIM ( Aşk serisi 2#) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin