26.BÖLÜM

8.2K 404 724
                                    

26. BÖLÜM

Emir'in anlatımı;

İçim kendimle dolu bir mezarlıktı.

Son birkaç yılım bu mezarlıklara çiçek ekmekle geçti. Her ölen ben bir öncekinden daha iyi biriydi. Eski benlerde cesaret adı altında yapılanlar vardı. Cesarete sığınılan birçok şey vardı. Şimdi o cesaretlerin hepsi yok olmuştu. Değişti o cesaret altında yapılanlar, yapılacaklar. Artık sadece hayatımda tek bir şey vardı. Cesaretim, varlığım, bedenim, ruhum, benliğim, amaçlarım, her bir şeyim ondan ibaretti.

Bunların hepsi basitti aslında sadece Bejna'nın benim olmasını istiyordum üç yıl boyunca onu uzaktan izlemekle yetinen biriydim. Şimdi bana aşık olduğuna emindim artık. Benimle iyiydi, benim onunla iyi olduğum gibi. Bugün saçma sikimsonik okul gezisi vardı ve Bejna'nın tek bir kelimesi tüm düşüncelerimi silmeye yetmişti, geziye gidiyorduk. Sadece gitmek istediğini söylemesi bile benim için tamamdı.

Önümdeki taksi okul bahçesinde durduğunda sevdiğim kadının taksiden indiğini gördüm. Defalarca deneyip de öremediği saçlarına baktım, avuçlarımda kaybolan göğüslerini saran bordo bralete kaydı gözlerim iç çekerek daha aşağıya indirdim gözlerimi. Beline kadar gelen ve mükemmel kalçasını ortaya seren siyah pantolonuyla bugün onunla o mutfakta nasıl birlikte olmadığıma kızdı bir yanım.

Diğer yanım da onu şu an okula girmeden bu arabaya alıp kucağıma oturtmamı söylüyordu ama ben bunları düşünürken o okul bahçesine girmişti. Düşüncelerimi başka yöne çekmek zorundaydım yoksa altımda pantolonumu zorlamaya başlayan şeyle dayanamazdım. Arabayı okul bahçesine park ettim ve biraz bekleyerek alttaki şişkinliğimin geçmesini bekledim.

Arabadan inip kapıyı kapattığım an yerde sürüklenen tekerlek sesiyle gözlerim bana doğru yürüyen Hicran'a kaydı. Uzun bir yolculuk için abartılı elbisesi ve aşırıya kaçan makyajiyla karşıma geçti. Henüz beş dakika önce gözlerim gördükleriyle parıldarken bu kadının gözlerime yansıyan suretiyle ifadesiz kalmaya çalıştım. İnce küçük dudaklarını koyu bir kırmızıya boyaması beni ondan uzaklaştırmaya yeterken ona bakmaya devam etmeye çalıştım.

"Ah Emir otobüste yer kalmamış," cırtlak sesiyle, kırmızı dudaklarını yayarak konuşmasıyla birlikte eliyle arkada kalan otobüsleri işaret etti. Ardından ekledi. "Seninle gelmemde sakınca yoktur umarım."

Bana yönelttiği beklenti dolu bakışlarını es geçerek otobüs tarafına döndü gözlerim. Gördüğüm manzarayla sakınca var demek istedim ama diyemezdim. Aşık olduğum kadın büyük bir öfkeyle Hicran'a bakıyordu ve benimle olmasından hoşlanmadığını anlamamam için kör olmam gerekiyordu. Hicran'a döndüğümde gözleri üzerimde geziniyordu.

"Yok tabii ki." Eline uzanarak bavulu alıp ona arkamı döndüm ve bavulu bagaja yerleştirdim.

Gergin geçen yolculuk boyunca içimi huzurla dolduran şey bir mesaj olmuştu. Sevdiğim kadından gelen tek bir mesaj bile beni şu gergin ortamda mutlu ediyordu ama mutluluğumu bok eden, yanımda dakikalardır saçma hareketler yapan kadın olmuştu. Açtığım şarkıyı bastıran cırtlak sesin beni rahatsız etmesine engel olamamıştım.

"Çok iyi oldu bu gezi işi. Biraz kafamızı dağıtırız." Yüzünü bana dönmüştü bunları söylerken, sesi oldukça heyecanlı ve istekliydi. Bunu yüz ifadesini görmeden tahmin etmek mümkündü.

Ben ise tahammül edemediğim yüzüne dönmeden, "Evet." diye geçiştirdim.

Susmayı tercih etmeyerek mırıldandı, "Sevgiliniz falan var mıydı?" sorusuyla yüzüne bir bakış atmak zorunda hissettim kendimi. Ona döndüm omzumun üzerinden, koyu kahve gözlerim onun bana tamamiyle dönen vücudundan bir parça olan yüzünde durdu.

RAYDEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin