Keyifli okumalar🕊
Instagram; arsninmelegi
Twitter; arsnin.melegi
(WhatsApp kanal linki hesabımın açıklamasındaki linkte mevcut.)Şarkılar;
Sıla, Sevişmeden uyumayalım
Emir Can İğrek, Kor
8. BÖLÜMKendi isteğin doğrultusunda yaptığın her şey sana gayet normal gelir. Yaptığın şeyle kimseyi suçlu çıkaramazsın, çıkarmamalısın. Bu doğru olmaz, olmamalı. Sana doğru gelse bile bu doğru değildir.
Ve ben kendi isteğimle buraya gelmiştim Emir'in payı var mıydı, kısmen vardı. Bana gel demişti ben de bir istekle kendimi burada bulmuştum. İşte bu konuda onu suçlayamazdım beni zorla getirmemişti.
Ama şimdi kulaklarımda olan o tanıdık ses ile gözlerim yemeğini yemekle meşgul olan Emir'de asılı kalmıştı. Gelen o'ydu. O tanıdık sesin kim olduğunu biliyordum. Bilmemem imkansızdı. Hemen hemen her gün gördüğüm suretin sesi kulaklarımdaydı.
Çağrı.
Gözlerimi yavaşça karşımdaki manzaradan ayırıp arkama doğru, omzumun üzerinden baktım, şaşkın gözlerle bana bakmaya devam eden kişiye. Dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı. Giyindiği siyah gömlek ve kaban omuzlarına oturmuştu. Kısa saçları, hafif sakalları ve simsiyah gözü. Şaşkınlığını bir kenara bırakarak bize doğru bir adım attı.
Dışarıdaki şubat soğuğu kokusu sinmiş kabanını çıkartırken gözleri yemek yemeye devam eden Emir'e kaydı. Tekrar gözlerime baktı ve kabanını hemen yan tarafımda duran boş sandalyenin sırtına attı.
"Hoş geldin." dedi kısık çekingen bir sesle.
Sesi mutfakta dağılırken gergin omzumu indirdim ve önümdeki yemeğe dönüp baktım. Onun burada ne işi vardı? Bilmiyordum. Yan tarafımdaki sandalye yavaşça geri çekildiğinde ürkek bir nefes aldım. Hiç değilse yalnız değildim. Çağrı buradaydı. Sandalyesine ağır hareketlerle oturduğunu gördüm göz ucuyla. Mutfakta yankılanan tek ses Emir'in tabakta bıraktığı tiz çatal sesiydi.
Çağrı kim mi?
Bilmiyordum.
Olduğum her ortamda bulunan ve bana zararı dokunmayan kişiydi. Hep yanımda oldu diye de onu tanıyor olmazdım, meselâ sandrada olan çoğu kişiyle konuşmuşluğum vardı ama onları tam anlamıyla tanımış değildim. İşte onlardan biri de şu an omuzu omzuma değen Çağrı'ydı. Dün bile onunla sandrada karşılaşmıştık, bizim yanımıza gelmzedi fakat sürekli Yantu onun yanındaydı.
"Yemeğini ye!"
Emir'in sesi çoğu kez olduğu gibi bir komut gibiydi. Hemen tabağımın kenarına yasladığım çatalımı parmaklarım arasına aldım. Salçalı suya bulanmış bir parça ete çatalımı batırdım ve hemen kulaklarımın yanında olan ses Çağrı'nın derin nefesleriydi. Ellerini tabağımın yanındaki boş alanda birleştirerek masaya doğru eğildi, omuzu omzumdan sürtünerek uzaklaştı.
Bir şey söylemek istediğini anlıyordum. Ve söyleyeceği şeyi söylememesi için geride kalan tüm hayatım boyunca nefesimin kesilmesini istedim. Bunu ona nasıl açıklayacaktık?Ve en önemlisi Çağrı neden buradaydı.
Çatalımda olan eti ağzıma doğru yola çıkartırken kafamı önümden kaldırdım, ellerini çenesinin altında bağlayıp bana bakan Emir ile göz göze geldim. Ne kadar süredir bana baktığını bilmiyordum gözlerimi kaçırmak istesem de kaçırmadan ona karşılık verdim sadece, saniyeler sonra gözlerini benden ayırıp neden burada olduğunu bilmediğim Çağrı'ya baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAYDEZ
ChickLit(YETİŞKİN İÇERİK!!) "Bu hissi unutmak üzereydim." dediğini duydum. Göğsümden kopan hıçkırıklarım arasında titreyen dudaklarımla onu yanıtladım. "Hangi hissi?" "Sağ tarafımı dolduran güzel kalbinin bende yarattığı o güzel hissi." Dedi ve kalbimi sağ...