RAYDEZ

18.BÖLÜM

Biz geldikk

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen, keyifli okumalar❤️

Instagram; arsninmelegi
Twitter; arsnin.melegi

(WhatsApp kanal linki hesabımın açıklamasındaki linkte mevcut.)

Şarkılar;
Ariana Grande, Safety net
Çağan Şengül, Şubat
Cem Adrian, Mutlu yıllar
Pinhani, Ne güzel güldün

18.BÖLÜM

Çok güzeldi.

Gözlerime yansıyan manzara çok güzeldi. Gözlerim dolmuştu o kadar güzeldi ki karşısında bitecekmişim gibi hissediyordum ve bu güzelliği düşünenin kalbi benim için atıyordu. Belimde hissettiğim ellerin sahibi beni o kadar mutlu etmişti ki gözlerim bırakmadığı yaşlardan dolayı yanıyordu. Yanındayken dünyanın en mutlu kadınıyım, yanındayken hem korkak hem cesurum, onu yaşantımda görmek, onu o olduğu için sevmek rüya mı bilmiyorum.

Bugün sözcükleri toparlayamıyorum çünkü henüz yeni adını koyduğum bir şeyde kaybolmuş, leyla olmuştum. Kaçamadım bu durumdan, beni sahiplenişi benim için çabalamasını kestirip atamıyorum. Sesli söylemekten çekinsem de merakıma yenik düşüp teninde yok olmak istiyorum. Onu seviyordum. Onu seviyor olmak beni onunla daha özgür kılıyordu.

Bir deniz vardı, batmak üzere olan güneşin yansımasıyla güzelliğini sunmuştu bize. Onun karşısında ufak bir masa ve bir radyo, radyodan kısık sesli yükselen müzik. Geldiğimiz yol boyunca ışıklandırılmış mumlar vardı. Ayaklarımın altında olan kum da bu güzelliği bir bütün haline getirmişti. Etrafta hiç kimse yoktu, kulaklarıma gelen sesler sadece denizin dalga sesleri ve radyodan yükselen kısık müzik sesiydi.

Titreyen dudaklarımla yutkunmaya çalıştım. Sadece bir dakika önce gözleri gözlerimdeyken bana söyledikleri gerçek değilmiş gibi hissediyordum. Çünkü uzun bir zaman olmuştu bu günün anlamını unutalı, unutmaya çalışalı.

"İyi ki güldün güzelim. İyi ki geldin bana. İyi ki bugün seninleyim. İyi ilklerim oldun." Burnumun ucunu öpmüştü. "İyi ki doğdun cefâpîşem."

"Emir?" dedim fısıltılı sarhoş bir ses tonuyla.

"İki günah gibi yan yana okunuyor, var oluyoruz, iyi ki doğdun." dedi bana daha çok yanaşarak. Gözleri benim ıslak gözlerimdeyken gözlerinde ne kadar huzurlu olduğunu gördüm.

Kalbim kıpır kıpırdı bu görüntü karşısında. Duygularım bedenimden taşıyorken bir ateşböceği gibi ışıldıyormuş gibi hissediyordum. Ona olan duygum arttıkça artıyordu onun da dediği gibi içime katmak istedim onu. "Çok güzel." dedim kısık bir sesle.

Dudaklarımdan bunlar çıkarken bir adım yaklaştım ona. O da belimdeki eliyle beni kendine yasladı. Bugünü unuttu zannetmiştim. Dün ona doğum gününü sormuştum belki bir ihtimal benimkini de sorar ve kutlardı diye ama sormamıştı. Meğer bana bunları hazırlamıştı. Elimi kaldırıp yüzüne koydum titrekçe. İçimdeki o hissi dillendirmek istedim, başaramadım. Cesaretim bana yetmedi.

"Senin gülüşün kadar değil." dedi ve derin bir nefes aldı. "Bu koku kadar değil."

Burukça gülümsedim. İçi benim sevgimle dolmuştu. Her ne kadar benim içim onunla dolu olmasa da o benim boşluğumu kendi doldurmuştu ama artık ondan kendime katma zamanı gelmişti. Hissettiklerimi biliyordum. Duygularım onunla aynıydı, atışlarımda o vardı.

İçim Emir'le dolacaktı.

Parmak uçlarıma yükselip ellerim arasındaki yüzünü kendime çektim. Dudaklarım dudaklarına yaslandığında dudaklarım titredi. Karmaşık duygulara sahip oluşumla dudaklarımı araladığımda dudakları sızdı dudaklarım arasına. Gözlerimden tekrar yaş akarken o bir elini saçlarıma götürdü diğer eliyle de belimden kendine daha çok çekti beni.