16. Bölüm: "Tekme atıyor!"

1.9K 155 22
                                    

"Şimdi test kitaplarını alalım." Diyerek gördüğüm kırtasiyeyi işaret ettim. "Bu kadar kitap yetmiyor mu?" Yoongi isyan moduna girmişti bile. Tüm kitapları kendi taşıdığı için kendi kendine söyleniyordu. Ben de yardım etmek istiyordum ama izin vermiyordu işte. Bugün biraz tuhaftı bence. "Hayır yetmiyor. 2 tane daha alalım. Sonra eve gideriz."

"Tamam sen al gel. Ben burada bekliyorum." Dedi. Tamam olurdu. Hemen alıp gelirdim. "Birkaç dakika içinde burada olacağım." Kapıyı açarak içeri girdim. Biraz kalabalıktı ve yardım edecek kimse yoktu. Gözüme kestirdiğim test kitabına yaklaştım. Boyum yetmiyordu. Biraz uzansam sorun olur muydu?

"Ben yardım edeyim mi?" Taehyung? Şu sıralar karşıma çıkıp duruyordu. "Olur." Uzanıp aldı. "Neden kitap alıyorsun?" Dedi. Söylemeli miydim? Bir şey olmazdı herhalde. "Başka bir bölüm okumak istiyorum. Onun için hazırlanıyorum." Gözleri karnıma takıldı. Neden bakıyordu? Rahatsız edici bir hal alıyordu.

"Bu bebeğin babası ben olmak isterdim ama olamadım. En azından amcası olabilirim belki." Ne yapmaya çalışıyordu? "Amcası da olamazsın Taehyung. Hiçbir şeyi de olamazsın. Uzak dur." Diyerek kasaya doğru ilerledim. Umarım bir daha karşılaşmazdık. Parasını ödedikten sonra Yoongi'nin yanına gittim.

"E hani 2 tane alacaktın?" Dedi. Az önce ki saçma diyalog yüzünden moralimi düşüremezdim. "Aradığım diğer kitap burada yoktu." Belki vardı ama ben görememiştim. "Bak sana ne aldım?" Ceketinin cebinden gofret çıkardığında yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. "O yüzden mi içeri gelmedin?" Başını aşağı yukarı salladı. "Teşekkür ederiz."

"Bir şey değil ama çok yememen gerek." Abur cuburu fazla kaçırdığım için alnımda birkaç sivilce çıkmıştı. O günden sonra daha az yemeye karar vermiştim. "Tamam kocacağım." Şirin olmayacak şekilde dişlerimi gösterdim. Bu da başka bir gülümseme şekliydi.

............

"Ders çalışmaya başlamayacak mıyız?" Dedim koltuğa yayılan Yoongi'ye. "Yarın çalışalım. Bugün yoruldum." İyi hadi istediği gibi olsun. "Azıcık kay. Ben de oturayım." Oturur pozisyona geçti.

Kolunu kaldırmış ve oraya oturmamı istemişti. "Bebeğimizin adı ne olsun sence?" Dudağını yaladı. "Bilmem. Hiç düşünmedim." Ben de düşünmemiştim ama aklıma geldikçe Yoongi ile paylaşırdım. Kısa sürede ona güzel bir isim bulurduk.

Yine bir hareketlenme olmuştu.

"Tekme atıyor! Yoongi tekme atıyor!" Hızlıca onun elini tutmuş ve karnıma koymuştum. "Ondan bahsettiğimizi anladı ve tepkisini göstermeye çalışıyor." Dedi. Eli karnımdayken biraz eğildi. "Sen bizi mi dinliyorsun?" Cevap tekmeydi. Evet tekme atıyordu. "Seni çok seviyoruz." Diye fısıldadı.

"Sürekli tekme atıyor." Büzülen dudaklarıma baktı. "Kendisinin de burada olduğunu belli ediyor işte. Bundan güzeli mi var?" Yoktu tabii. Olamazdı da. "Ne oldu bebeğim? Neden moralin bozuldu?" Moralim bozulmamıştı. Aklıma takılanlar vardı. Belki de bu görüntüyü izlerken hüzünlenmişte olabilirdim.

Burnunu burnuma sürttü. "Yoruldun mu?" Dedi. "Hayır." Biraz sarılmaya ihtiyacım vardı ve şu an bunu istiyordum. Hemen kollarımı boynuna sarmaya çalışmıştım. "Baksana şimdiden aramıza giriyor." Dediğimde gülümsedi. "Hoseok bir bebeği kıskanmış olamazsın değil mi?" Bu da nereden çıkmıştı?

"Bebeğimizi neden kıskanayım?" Aklım Taehyung'a kayıyordu. Bir şey yapmazdı umarım. Zaten neden yapsın ki? Bu gibi saçma düşüncelerim yüzünden Yoongi'nin dikkatini çekmiştim. Neyse ki anlaması mümkün değildi. "İyi misin peki? Hastalanıyor olabilir misin acaba?" Telaşlandırmıştım onu! "Hayır hastalanmıyorum. İyiyim. Turp gibiyim hatta."

Barren |Sope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin