28. Bölüm: "Final"

1.7K 137 56
                                    

Soomin nihayet uykuya daldığında çantamdan kıyafetlerimi çıkardım. Seokjin hyung ve Jimin'in güzel(!) fikri ile birkaç gündür buradaydık kızımla. En başında bu fikri benimsemesem de ikna çabaları ile kabul etmiştim ve şimdi buradaydık. Evimi özlemiştim.

"Ben çıkıyorum Hoseok. Sakın kapıyı Yoongi hyunga açma." Dedi Jimin. Sanki karşısında çocuk vardı. "Tamam." Kapı kapanma sesi gelmiş ve ben de banyoya girmiştim.

Aklımda dolanan melodiler eşliğinde saçlarımı ve vücudumu şampuanlayıp suya tutmuştum. Sonra da beyaz bornoza sarmıştım bedenimi. Banyodan çıkarak odaya giderken kilit sesi duymuştum. "Seokjin hyung? Sen mi geldin?" Dedim. Kapı açılmış ve Yoongi adımını atmıştı içeri. Göz kırparak "Naber?" Demişti. "Senin ne işin var burada? Minsoo nerede?" Oğlumu da özlüyordum. Seokjin hyung bazenleri Yoongi dükkana gidince onu alıp bana getiriyordu. "Minsoo Seokjin de. Ben ise ufak bir operasyonla Seokjin'den anahtarı alarak buraya gelmiş olabilirim."

"Şimdi geri git." Başını iki yana salladı. "Bu olmaz." Yanıma yaklaştı. "Beni hiç özlemedin mi ya?" Dedi. Ciddi kalmaya çalıştım. "Hiç özlemedim." Yarın evlenecektik. Her şey hazırdı. Heyecanlıydım. Yoongi'yi düğünde görecektim. O da aynı şekilde beni görecekti fakat bekleyememişti. "Yalancı."

"Beni sinirlendiriyorsun." Korkması için dişlerimi çıkarmayı düşünürken bana daha çok sırnaşmıştı. "Minik kelebeğimin sinirlenmesi de ayrı bir tatlı." Elini belime sardı. Diğer eli ise bornozun ipiyle oynuyordu. "Durup dururken o ikisinin böyle saçma bir fikir çıkarıp seni benden almaları hiç hoşuma gitmedi." Burnunu ıslak saçlarıma değdirdi. "Ya Yoongi! Bak Seokjin hyung anlayıp gelecek şimdi!"

"Anlamaz o. Hem anlasa bile buna engel olamaz. O kim ki bize karışacak?" Fena derece de arsız birine dönüşüyordu. Acaba yaşlandıkça bu hale gelebiliyor olabilir miydi? 2 yıldan fazla bir süredir evliydik ve o şu sıralar fazlasıyla arsızdı. "Ne düşünüyorsun?" Niye bu kadar arsızlaştığını düşünüyorum diyemezdim. "Hiç."

Elini ipten çekip elimle birleştirdi. "Yarın bu şekilde herkesin gözü önünde dans edeceğiz." Dedi. İkimizde olduğumuz yer de biraz sallandık. Yoongi'ye 2. evliliğe ihtiyacımız olmadığını söylesem de beni dinlememişti. Çünkü içten içe bu şekilde evlenmek istediğimi ve hayalini kurduğumu biliyordu. "Çok kalabalık olacak mı?"

"Olacak." Diye cevapladı. Parmaklarımı öptü tek tek. "Seni çok seviyorum. O kadar çok seviyorum ki bazenleri kalbime ağrı giriyor bu sevgi yüzünden. Dayanamıyorum. Sevgim ağır geliyor. Sana söylemedikçe daha da büyüyor." Elini belimden ayırdığında boşluğa düşmüş gibiydim. "Şimdi gidiyorum. Yarın görüşürüz." Kapıya ilerlediğinde olduğum yerde kalakalmıştım. "Hoseok, ağzını kapat bitanem." Diyerek evden çıktı.

Yoongi bazenleri beni çok şaşırtıyordu.

......

"Hoseok uyan hadi." Omzumda bir sarsılma hissetmiştim. "Biraz daha." Diye mırıldandığımda bu sefer daha hızlı sarsılmıştım. Deprem mi oluyordu? "Kalksana. Biraz daha böyle yatmaya devam edersen geç kalacağız. Sonra Yoongi ile evlenemeyeceksin." Evlenmek? A! O gün bugündü! "Kalkıyorum hyung." Gözlerimi ovuşturdum. Hala uykum vardı. Keşke biraz daha uyumama izin verilseydi.

"Kızın bile senden daha önce kalktı." Seokjin hyungun kucağında kocaman gözleri ile etrafı izleyen kızımın yanaklarını öptüm. Yoongi'nin aldığı tüllü elbiseyi giydirmişti Seokjin hyung. "Giyeceklerini giy. Sonra seninle ilgileneceğiz." Jimin'in içeriden sesi geliyordu. Bebeğiyle ilgileniyordu sanırım.

Ben ve Yoongi ilk evlendiğimiz zaman giydiklerimizi giyecektik. İkimizde buna karar vermiştik. Bu kıyafetlere baktıkça eski evliliğimizi değil yeni evliliğimizi hatırlamak istiyorduk. O yüzden böyle bir karar almıştık ve ben kararın doğru olduğunu düşünüyordum. "Hoseok acele et." Seokjin hyungun sesini duyunca hızlandım ve 2 yıl öncesinde giydiklerimi geçirdim üstüme. Tam oturmuştu.

Barren |Sope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin