Uzun ve sıkıcı bir dersin sonunda kızlar kendini kafeteryaya attılar. Gülüşürlerken gülümsemeleri bir anda donuklaştı. Karşıda hem de kızların yerinde oturan 6 genci gördüklerinde kızlar küplere bindi. Hızlıca 2pm'in (Çocukların grubunun takma adı) yanına geldiler. Ellin sakin olmaya çalışarak söze başladı.
"-Pardon."
Pardon mu? Ellin az önce pardon mu demişti? Buna kendisi bile inanamıyor olacaktı ki kaşlarını kaldırdı ve kendine geldi. Boğazını temizledi ve devam etti.
"-Şu an bizim yerimizde oturuyosunuz."
Ellin net bir ses tonuyla konuştu. İçlerinden kaslı olanlarından Chansung (lider) başını kaldırdı ve Ellin'i süzdü. Sonra umursamaz bir tavır takınıp bıyık altından sırıttı.
"-Ee yani?"
Ellin daha fazla sabrını koruyamayacağını anlayınca ellerini yumruk yaptı. Tasha bunu anlamış olacak ki Ellin'i kenara çekti ve kendisi öne bir adım attı.
"-Fazla uzatmanın anlamı yok. Kaybolun gidin şimdi. Bunu bugünlük görmezden geleceğiz."
Tasha kendindeki bu cesareti nerden bulduğunu geçiriyordu içinden. Öyle ki kızlar bile onun bu haline şaşkınlıkla bakıyorlardı. 2pm de önce bi sessizlik oldu sonra kahkaha atmaya başladıklarında herkes onlara döndü. Nichkun gözündeki yaşı sildi ve yarı ciddi yarı güler şekilde (o nasıl oluyosa) konuştu.
"-Şaka mısın kızım sen? Kim oluyosunuz ki siz? Bak sana ilk ve son söyleyeşim hatta size."
Küçümseyerek diğerlerine baktı.
"-Biz nereye istersek oraya otururuz. Ve bundan sonra burada takılmayı düşünüyoruz. Bi sorun mu var?"
Nichkun kaşlarını kaldırmış Tasha'ya soru sorarcasına bakıyordu . Tasha ne diyeceğini bilemedi o an.
Tia onların bu tavırlarına dayanamadı ve sesini yükseltti.
"-Var evet. Sorun sizsiniz. Hangi bokuma bu okula geldiniz ki siz? Neyinize güvenerek? Ne sanıyosunuz kendinizi??"
Chansung kaşlarını çatmıştı. Kısa bi sessizlikten sonra yumruğunu sertçe masaya vurdu. Gerçekten sertti. Öyle bi vuruşta elimde kırılmadık kemik kalmazdı diye düşündü bi an Tia.
"-Peki siz 4 küçük sürtük. Siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Ne yani? Bu okulun başındaki şu belalı tipler siz miydiniz?"
Belalı tipleri tırnak işareti yaparak söylemişti Chansung. Şimdi kızlar hariç hepsi gülüyordu.
Birden gülmeyi kesti ve ciddileşti. Bu çocuk gerçekten ürkütücüydi.
"-Bundan sonra bu okuldakilerin icabına biz bakarız. Siz gidin barbie bebeklerinizle oynamaya devam edin."
Chansung'un bu sözünden sonra grup yine hep bir ağızdan kahkaha attılar. Kızlar oldukça sinirlenmişti. Bu okulda ilk kez böyle şeyler oluyordu ve kızlar haliyle gururlarına yediremiyorlardı. Tasha tekrar konuya atıldı. Bu sefer sesi sert çıkıyordu.
"-Kız olmamız bir şeyi değiştirmiyo. Hele ki iki kıçı kırık çocuğun sözüyle biz geri çekilmeyiz. Burda sizden önce biz vardık. Bundan sonra da böyle devam edicek. Sizin boktan cümleleriniz bizim için hiç bi şey ifad.."
Wooyoung Tasha'nın sözünü kesti. Bıyık altından gülerek konuşuyordu.
"-Şşh sakin ol prenses. Her halükarda sizden güçlüyüz bunu unutma."
Son sözlerinden sonra Yuna'ya döndü. Bıyık altı gülümsemesinin yerini pis pis sırıtış aldı.
"-Noldu çok sessiz kaldın? Aynı sana çarptığım zamandaki gibi. Önce saydın sövdün ama iki uyarışımda pıstın kaldın. Neden? Çünkü korktun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAKİP ÇETE // 2pm
Fanfiction4 guzel kız ve 6 yakısıklı erkegin birbirine düsmanlıgını konu alıyor. Okula sonradan gelen grubun takma adı 2 Pm. Ve kızlar onlardan nefret ediyor. Tabi zamanla her sey degisebilir o ayrı. ~ ~ Aşk, zamanla düşmanlığa dönüşebilir. Ya düşmanlık...