21. Bölüm (Yoğun Bakım)

861 52 3
                                    


#Merhaba :) Biraz beklettim üzgünüm ama yeni bölümle karsınızdayım :) Okuyanlara çok tesekkur ederim iyi ki varsınız :* Biraz degisiklik yapıp birinci tekil kişinin ağzından yazdım. Duyguyu yansıtabilsin biraz da olsa :) Hikayenin bu bolumu dahil full değiştirdim boyle değildi ilk yazdığım ve yayınladığım sayfada :) Boyle daha iyi oldu ama. ~ Paylastigim şarkıyla dinleyebilirsiniz 2Pm'in eski bir şarkısı ama Nichkun ile Tasha'yı biraz da olsun anlatıyor gibime geldi :) Türkçesini okumak için türkçe altyazilisini açabilirsiniz, ben klip uzun olduğu için bunu koydum :) Ne uzattım be :D Öpüldünüz xx#




Tasha'nın ağzından;

Ne yapacağım hiç bilmiyorum ama korkuyorum. Nichkun'a bir sey olacağından korkuyorum. Kalbim sıkışıyor, bedenim tir tir titriyor. Sanki biz ilerledikçe hastane uzaklasıyor bizden.


"-Biraz daha hızlı sürer misin Yuna??"


Göğsüm kalkıp indiginde, Yuna dikiz aynasından bakış atıp önüne döndü.


"-Tasha sakin olur musun lütfen? Geldik sayılır."


Yuna, yumusak ses tonuyla beni sakinlestirmeye calıssa da bosuna ugrasıyor. Onu görmeden sakinlesebilicegimi mi düsünüyor cidden? 

Sonunda araba durdugunda etrafıma baktım. Hastaneye gelmistik. Hışımla arabadan inip kosarak hastaneye girdim. Gözümden akan yaşları durduramıyordum.


"-Tasha bekle!"


Ellin arkamdan bagırınca nefes nefese onlara döndüm. Üçü de yanıma gelince sekretere geri döndüm.


"-Nichkun Horvejkul hangi odada??"


Sekreter dosyaları karıstırırken sabredemiyordum. Her gecen saniye nefesim daralıyordu.


"-Biraz çabuk olamaz mısınız?!"


İstemsizce sesim yüksek çıkınca sekreter bana şaşkınca baktı. Kızlar yanıma gelip beni sakinlestirmeye calısınca gözlerimi kapatıp nefesimi dısarı verdim. Lanet olsun sakin olamıyordum iste! Sekreter 'sonunda' odayı soyleyince son sürat kosmaya basladım. İlk katta olması benim icin avantajdı. Yoksa daha fazla bacaklarım bu aciz bedenimi tasıyamayacaktı. 

Yukarı cıktıgımda kapılara göz gezdiriyordum ki birinin omuzlarımdan tutmasıyla durmak zorunda kaldım. Karsımda Wooyoung'ı görünce kurumaya baslayan göz yaşlarım yine sulandı ve akmaya basladı. Burnumu cekip Wooyoung'a baktım.


"-Nichkun nerede Wooyoung?"


Sesim çatlayınca burnumu bir daha cektim. Wooyoung kızlara bakıp bana geri döndü.


"-Şu an yoğun bakımda. Biz onu bek-"


Sözünü tamamlamasına izin vermeden grubun da basında oldugu odanın önüne koştum. Bana cevrilen şaşkın gözleri umursamayıp cama ellerimi dayadım ve orada. Onun cansız, solgun bedenini görünce aglamam siddetlendi. Kendimi deli gibi suclu hissediyordum. Nichkun benim yüzümden bu haldeydi. Onun yerinde ben olmalıydım. Bacaklarımın beni daha fazla tasıyamayacagını anlayınca dizlerimin üstüne çöktüm. Basıma toplanan gruba aldırıs etmeden aglamaya devam ettim.

RAKİP ÇETE // 2pmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin