5

127 9 0
                                    

VII

Oliver başkaldırmayı sürdürüyor

Noah Claypole sokakları son hızla koşarak geçti, yoksullar evinin kapısına ulaşıncaya kadar da bir an bile durmadı. Bahçe kapısında birkaç dakika dinlenip kandırıcı bir acı ve korku görüntüsüne bürünerek kapıya hızla vurdu ve açan yaşlı yoksula öyle acıklı bir yüzle baktı ki ömrü acıklı yüzler arasında geçen bu yoksul bile afallayarak, "Aman Tanrım! Ne olmuş buna?" diye söylendi.

Noah, "Mr. Bumble! Mr. Bumble!" diye öyle yüksek ve titrek bir sesle haykırdı ki o sırada yakınlarda olan kilise yazmanı sadece onu duymakla kalmadı, kokartlı şapkasını bile giymeden avluya fırladı. Bu görülmedik olay, kilise yazmanlarının bile çok heyecanlandıkları zaman kendilerini unutabileceklerini gösterir.

Noah, "Mr. Bumble! Ah efendim!.." diye inledi. "Efendim... Oliver... Oliver..."

Mr. Bumble'ın o soğuk gözleri zevkten parlayarak "Ne oldu? Ne oldu?" diye sordu. "Kaçmadı ya sakın?.. Yoksa kaçtı mı?.."

"Yok efendim, yok. Kaçmadı ama kudurdu! Beni öldürmeye kalkıştı efendim. Sonra Charlotte'u, sonra da hanımı öldürmeye kalkıştı. Ah, neler çektik efendim, neler!" Ve Noah, Oliver'ın saldırısı yüzünden incinip zedelenmişçesine vücudunu sülük gibi kıvırıp bükmeye başladı. Böylelikle Mr. Bumble Oliver Twist'in şiddetli ve kanlı başkaldırısından, onun iç kanamalar geçirdiği ve keskin işkenceler çekmekte olduğu izlenimini edindi. Hele bahçe kapısından içeri beyaz yelekli bir kişinin girdiğini görünce, bu seyircinin de dikkatini çekip tepesini arttırmanın çok işine yarayacağını büyük bir isabetle kestirerek çığlık ve iniltilerini büsbütün artırdı.

Beyaz yelekli bey öfkeyle döndü ve bu pis köpeğin niçin uluduğunu sordu.

Mr. Bumble, "Bu genç bakımevi okulu öğrencisidir!" dedi. "Kendisini az önce Oliver Twist az daha öldürüyormuş beyefendi, öldürüyormuş!.."

Beriki zınk diye yerinde durarak, "Yaa?.." dedi. "Ama ben dedimdi zaten! Daha ilk baştan... Ne tuhaf!.. İçime doğduydu; o küçük vahşinin sonu darağacı olacak diye!.."

Mr. Bumble kül gibi soluk bir benizle, "Kendisi hizmetçi kızı da öldürmeye yeltenmiş beyefendi," dedi.

Claypole, "Hanımı da," diye ekledi.

Mr. Bumble, "Efendisine de saldırmış galiba?" dedi. "Öyle demedin miydi Noah?"

"Yok, efendi dışarıdaydı. Yoksa Oliver onu öldürecekti. Kendi ağzıyla söyledi."

Beyaz yelekli kişi, "Kendi ağzıyla ha?" diye sordu. Noah, "Evet efendim!" dedi. "Affedersiniz efendim ama hanımefendi acaba Mr. Bumble bir zahmet gelemez mi diye rica ediyor; Oliver'ı dövmek için. Efendi yok da!"

Beyaz yelekli kişi tatlı tatlı gülümsedi ve kendinden en az altı-yedi santim boylu olan Noah'nın başını okşayarak, "Elbette yavrucuğum... Neden gelmesin?" dedi. "Çok iyi çocuksun sen. Al sana bir peni. Bumble, sen de bastonunu kaptığın gibi Sowerberrylere koş ve elinden geleni sakın ardına koyma. Gözünün yaşına bakma onun, Bumble."

Yazman bastonunu kavrayarak, "Hiç bakar mıyım beyefendi?" dedi.

"Sowerberry'ye söyle, o da aman dinlemesin. O çocuk sopasız yola gelmeyecek."

Yazman, "Ben gereğine bakarım beyefendi!" dedi ve kokartlı şapkasıyla bastonu da tamam olduğu için Noah Claypole'la birlikte, hızlı yola düzüldü.

Cenaze evinde durum hiç de düzelmiş değildi.

Mr. Sowerberry henüz gelmemişti ve Oliver eksilmeyen bir şiddetle bodrum kapısını tekmeleyip duruyordu. Mrs. Sowerberry ile Charlotte'un onun azgınlığına ilişkin anlattıkları şeyler o kadar ürkünçtü ki Mr. Bumble kapıyı açmazdan önce Oliver'la konuşmayı uygun buldu.

Oliver TwistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin