V
Bir hanımefendinin apar topar topar bırakıldığı önceki bir bölümün nezaketsizliğini telafi ediyor
Değersiz bir yazarın, kendi paşa gönlü olana kadar koskoca bir kilise yazmanını, sırtı ateşe dönük ve ceketinin uçları koltuğunun altında olarak bekletmesi hiçbir biçimde yakışık almayacağına göre; hele kilise yazmanının sevecenlikle baktığı ve kulağına tatlı sözler fısıldadığı hanımı aynı ihmalciliğe kurban etmek yazarın mevki ve inceliğine hiç yaraşmayacağına göre; bu hikâyeyi kaleme alan yazar (haddini bilmek ve bu dünyada kendilerine önemli ayrıcalıklar verilmiş kişilere karşı gereken saygıyı gösterebilmek umuduyla), bu iki kişiye, mevkilerinin hakkı olan ve yüksek rütbeleriyle (bu rütbenin doğal sonucu sayılan) üstünlüklerinin zorunlu kıldığı alçakgönüllülük ve inceliği bir an önce gösterebilmek için çaba göstermektedir. Aslında yazarımız bu amaçla burada yazmanların ilahi hakları üzerine, yazmanların asla hata yapamayacakları tezini savunan bir bölüm yazmak niyetindeydi ki bu, aklı başında okurlar için muhakkak ki hem zevkli hem yararlı bir şey olurdu. Ama ne yazık ki zaman ve yer darlığı yüzünden bunu daha uygun ve elverişli bir zamana ertelemek zorundadır.
Mr. Bumble çay kaşıklarını yeni baştan sayıp şeker maşasını yeniden tartarak süt ibriğini daha dikkatle gözden geçirmiş ve odadaki mobilyanın tam durumunu (koltukların at kılı minderlerine varıncaya kadar) inceden inceye ölçüp biçmişti. Bütün bu işleri beş-altı kez de yinelemişti. Ancak o zaman Mrs. Corney'in yakında dönüp gelebileceğini akıl etti. Düşünce düşünceyi doğururmuş. Mr. Bumble da Mrs. Corney'den henüz ses seda çıkmadığına göre onun çekmeceli dolabının içine şöyle bir göz atıp merak gidermenin, vakit geçirmek için pek masum bir yol olacağını düşündü.
Gelip giden olup olmadığını anlamak amacıyla anahtar deliğinden dışarıya kulak verdikten sonra Mr. Bumble en alttan başlayarak o üç uzun çekmecenin içindekileri yakından tanımak için işe girişti. Bunlar iki gazete kâğıdı tabakası arasında, aralarına kuru lavanta çiçeği serpiştirilmiş olarak yatan, iyi kumaştan yapılma, güzel ve şık giyim eşyalarıydı. Bunları görmenin Mr. Bumble'a son derece büyük bir zevk verdiği belliydi. Zamanla Mr. Bumble en üst sağ köşedeki, üzerinde anahtar duran küçük çekmeceye geldi. Bu çekmecedeki asma kilitli küçük bir kutunun da sallandığı zaman para şıkırtısına benzer tatlı bir ses çıkardığını duyunca Mr. Bumble ağırbaşlı adımlarla ocak başına döndü ve eski duruşunu takınarak ağır ve azimli bir tavırla, "Yaparım be!" dedi. Bu şaşırtıcı sözden sonra bay yazman böyle çapkının biri olduğu için kendi kendine, "Seni gidi seni!" der gibilerden belki on dakika başını sallayıp durdu. Daha sonra da besbelli büyük bir beğeni ve ilgiyle bacaklarının yandan görünüşünü seyre daldı.
O hâlâ seyrededururken Mrs. Corney alı al, moru mor içeriye girdi; ateş başındaki bir koltuğa çöktü ve gözlerine bir elini siper ederek soluk soluğa oturdu kaldı.
Mr. Bumble hanımcağızın üzerine doğru eğilerek, "Mrs. Corney, bu ne hal hanımefendi?" diye sordu. "Bir şey mi oldu efendim? Kuzum yanıt ver bana. Öyle... öyle..." Telaşesinden "diken üstünde" deyimini anımsayamayan Mr. Bumble, "Kirpi üstündeyim ki!" deyip çıktı.
Kadın, "Ah Mr. Bumble, ah!" diye inledi. "Nedir benim bu çektiklerim!"
Mr. Bumble, "Çektikleriniz mi hanımefendi?" diye bağırdı. "Hangi küstah..." Sonra Bay yazman, Tanrı vergisi bir görkemle kendini tutarak, "Biliyorum!.." dedi. "O aşağılık yoksullar olacak!"
Hanımcağız ürpererek, "Ah, düşünmesi bile korkunç!" dedi.
"Öyleyse 'düşünmeyin', hanımefendi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oliver Twist
General FictionOliver Twist, yoksullar evinde dünyaya gelmiş bir yetimdir. Daha fazla yemek isteme cesareti, kapının önüne konmasına yol açar. Hayatta yapayalnızdır artık. Bir cenaze levazımatçısının yanına girer. Orada da kötü muamele görünce kaçar ancak bu kez d...