VII
Nancy'nin Rose Maylie'ye verdiği sözü tutma zamanı geliyor. Nancy bunu başaramıyor. Fagin, Noah Claypole'u gizli bir göreve gönderiyor
Nancy dedikleri kız, kurnazlık, yalan dolan ve aldatmacanın her türlüsünde çok deneyimli olmasına karşın atmış olduğu adımın, sinirleri üzerinde yaptığı baskıyı tamamen gizleyemiyordu. Hem kurnaz Fagin hem de zalim Sikes kaç kez güvenilirliğine, ondan kuşku duyulmayacağına tamamen inanarak başkalarından gizledikleri sırları ona açmışlardı. Bu sırların hepsi kötü ve bayağı şeylerdi; bu gizli planları tasarlayanlar gözünü kan bürümüş, kötü kişilerdi. Nancy'nin hele Fagin'e karşı beslediği duygularsa apacıydı. Çünkü onu dönüşü olmayan bir suç ve yoksulluk uçurumunun derinlerine adım adım indiren Fagin olmuştu. Gelgelelim öyle zamanlar oluyordu ki kız ona karşı bile yumuşuyordu neredeyse. Kendi vereceği bilgi yüzünden Fagin'in, uzun yıllardan beri kaçınmasını bildiği o demir pençeye yakalanabileceğini, bin kez hak etmiş olduğu sona Nancy'nin elinin itmesiyle düşebileceğini aklına getirdikçe kızın içi bir tuhaf oluyordu.
Bunlar, eski anılardan ve yoldaşlardan bütün bütün kopmayı başaramayan bir zihnin düğümleriydi. Gene de bu zihin tek bir amaca bağlanmasını bilmişti ve yolundan hiçbir biçimde dönmeme kararındaydı. Genç kadın Sikes'ın güvenliği konusunda kaygı duysaydı belki yol yakınken cayabilirdi. Ama sırrının asla açığa vurulmayacağına ilişkin karşı taraftan söz almıştı. Sikes'ın yakalanmasını sağlayabilecek hiçbir ipucu da vermemişti. Hatta suç, yoksulluk ve günah deryasından kurtulmak fırsatını salt Sikes'ın hatırı için tepmişti. Başka ne yapabilirdi? Hayır. Kararından dönmeyecekti!
Nancy'nin bütün iç çatışmaları gerçi hep bu sonuca varıyordu. Ama gene de bu çatışmalar onu döne döne bunaltmaktan geri kalmıyorlar ve geride iz de bırakıyorlardı. Birkaç gün içinde kızcağız zayıflamış, solmuştu. Bazen dalıp gidiyor, çevresinde olup bitenlerle hiç ilgilenmiyor, bir zamanlar en çok kendi sesini duyuracağı konuşmalara katılmıyordu bile. Kimileyin de neşelenmeden gülüyor, nedensiz yere konuşup şamata yapıyordu. Sonra birden susuyor; başı ellerinde, sessiz ve neşesiz, kara kara düşünmeye başlıyordu. Bu halden kurtulmak için gösterdiği çabalar onun huzursuzluğunu, kafasının arkadaşlarını uğraştıran konulardan çok uzak, çok başka şeylerle dolu olduğunu, belki bu dalgın hallerinden daha iyi belirtiyordu.
Gecelerden pazar gecesiydi. Civardaki kilisenin çanları saat başını çalmaya başladı. Bill Sikes'la Fagin konuşmaktaydılar ama durup çan seslerini dinlediler. Kız da büzülmüş oturduğu alçak sedirin üzerinden başını kaldırıp seslerine kulak verdi: On bir...
Bill Sikes, "Gece yarısına bir saat kaldı!" diyerek gidip perdeyi kaldırdı; dışarı baktı, sonra gene gelip yerine oturdu. "Karanlık, ağır bir hava var dışarıda. Tam iş çevirecek gece ama..."
Fagin, "Ah Bill, iki gözüm!" diye içini çekti. "Hazırda yapacak işimiz bulunmayışı çok yazık doğrusu!"
Bill o boğuk sesiyle, "Kırk yılda bir doğru bir laf ettin!" dedi. "Gerçekten yazık. Çünkü canım da istiyor yani."
Fagin bir göğüs geçirdi ve karamsarlıkla başını salladı. Bill Sikes, "İşleri yeniden yoluna koyduğumuz zaman bu yitirdiğimiz zamanları telafi etmeliyiz!" dedi. "Ben onu bilirim!"
Fagin, "Aferin, aslanım! İşte böyle olmak gerek!" diyerek hırsızın omzunu okşamaya cesaret etti. "Senin böyle konuşman yüreğime su serpiyor!"
"Su serpiyor ha! Serpsin bakalım!"
Fagin bu kadarcık ödüne bile sevinmiş gibi, "Keh! Keh!" diye güldü. "Formundasın bu gece Bill! Tam formunda!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oliver Twist
General FictionOliver Twist, yoksullar evinde dünyaya gelmiş bir yetimdir. Daha fazla yemek isteme cesareti, kapının önüne konmasına yol açar. Hayatta yapayalnızdır artık. Bir cenaze levazımatçısının yanına girer. Orada da kötü muamele görünce kaçar ancak bu kez d...