19

99 5 0
                                    

XIII

Kısadır. Şu anda pek önemli görünmeyebilir. Gene de bir önceki bölümün devamı ve sırası daha sonra gelecek olan ilerideki bir bölümün anahtarı olarak okunmalıdır

Doktor Losberne, Oliver'la baş başa kahvaltı ederken içeri giren Harry Maylie'ye, "Demek kararın böyle?" diye sordu. "Bu sabah bana yol arkadaşlığı edeceksin, öyle mi? Ne desem, yarım saatte bir karar değiştiriyorsun."

Nedense kıpkırmızı kesilen genç adam, "Yakında başka türlü düşüneceksiniz bu konuda," dedi.

"Gerçekten öyle olacağını umarım ama bu konuda pek iyimser değilim. Daha dün sabah bir çırpıda karar vermiştin: Burada kalıp iyi bir evlat gibi annenle birlikte deniz kenarına gidecektin, daha öğle olmadan Londra'ya gitmeye karar verdin, bana Londra yolunda gidebileceğin yere kadar yol arkadaşı olmak onurunu bağışlayacağını söyledin. Geceleyin de pek esrarengiz bir tavırla hanımlar kalkmadan önce hareket edelim diye yalvardın. Böylece bizim küçük Oliver, şu sırada kırlarda doğanın harikaları peşinde koşacağı yerde kahvaltı sofrasına çakılıp oturmak zorunda kaldı. Pek yazık, değil mi Oliver?"

Oliver, "Ama sizi ve Mr. Harry'yi geçiremeseydim çok üzülürdüm efendim!" diye yanıtladı.

"Aferin, iyi çocuk. Chertsey'ye dönüşünüzde beni görmeye gelirsin artık. Her neyse, ciddi konuşalım Harry. Senin bu apansız gitme kararını hangi kodamanlardan gelen haberlere bağlayalım?"

Harry, "Kodamanlar derken çok şanlı dayımı da kastediyorsunuz herhalde!" dedi. "Ama ben buraya geleli hiçbir kodamandan hiçbir haber almadım. Zaten bu mevsimde benim acele oralara dönmemi gerektiren herhangi bir durum olması da pek beklenemez."

Doktor, "Tuhaf çocuksun doğrusu!" dedi. "Ama Noel'den önceki seçimlerde seni Parlamento'ya sokacaklar elbet. Bu ani dönüş ve değişiklikler de siyasi hayatın için sana iyi bir hazırlık olur. Haklı değil miyim? İster bir mevki, ister bir kupa, ister bir ödül; ne için yarışırsan yarış, antrenmanlı olmak daha iyidir."

Harry Maylie, doktoru hayli sarsabilecek birkaç sözü varmış gibi şöyle bir baktı. Ama yalnızca, "Görürüz!" demekle yetindi ve konuyu burada kapattı. Az sonra da fayton kapıya geldi. Giles'la doktor da bavulların yerleştirilmesini denetlemeye gittiler.

Harry Maylie yavaş sesle, "Oliver!" dedi. "Seninle bir çift söz konuşmak istiyorum."

Oliver onun gösterdiği cumbaya doğru yürüdü. Genç adamın neşeyle hüzün arasında değişen davranışları onu şaşalatmıştı.

Harry elini çocuğun koluna koyarak, "Yazı yazmasını iyice öğrendin mi artık?" diye sordu.

Oliver, "Sanırım efendim!" diye yanıtladı.

"Ben belki de uzun zaman buraya dönemeyeceğim Oliver. Senin bana, örneğin on beş günde bir mektup yazmanı istiyorum. İki pazarteside bir yazacak ve Londra'daki merkez postanesine yollayacaksın diyelim. Yapar mısın?"

Kendine böyle bir görev yüklendiği için pek sevinen Oliver, "Aa, elbet efendim!" diye yanıtladı. "Gurur duyarım."

"Bana Miss... annemle Miss Maylie'nin nasıl olduklarını yazacaksın. Yaptığınız gezintileri, neler konuştuğunuzu, onun, yani onların, iyi ve mutlu olup olmadıklarını anlatarak sayfayı doldurursun. Anlıyorsun ya?"

"Tabii... Tabii anlıyorum efendim."

Harry biraz telaşla, "Ama bunu onlara söylemesen bence daha iyi olur!" dedi. "Haberi olursa sonra annem de bana daha sık yazmaya kalkar; bu da onun için yük olur. En iyisi bu bizim ikimizin arasında sır olarak kalsın. Yalnız unutma; her şeyi yazacaksın bana. Sana güveniyorum."

Oliver TwistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin