4

361 46 8
                                    

"Hadi Jeno biraz daha kendini vermeye çalış."

Renjun bıktığını belli eden ses tonuyla neredeyse ellinci defa kurduğu cümleyi tekrar kurdu.

Sabah hepsi Chenle'nun heyecanlı çığlıklarıyla uyanmıştı. Jisung da ona katıldığında kahvaltı bile yapmayıp eğitime başlama kararı vermişlerdi. Chenle ve Jisung'un güçlerini ortaya çıkarmak biraz zor olacağından şimdilik önce Jeno'ya yardım ediyorlardı. Jaemin onlar için kahvaltı hazırlarken diğerleri de bahçede Jeno'nun kağıdı hareket ettirmesini bekliyorlardı. Evet kağıt. Renjun en kolayından başlamak istemişti.

"Yaptım! Gördünüz mü yaptım!"

"Hayır aptal rüzgar yaptı." Haechan gözlerini devirirken Jeno ona üzgün gözlerle bakıyordu. Gerçekten kendisi yaptı sanmıştı. Bunu fark eden Renjun daha fazla arkadaşını zorlamak istemediğinden sırayı değiştirme kararı aldı.

"Jeno üzülme ilk günden olması mucize olurdu zaten. Eminim birkaç gün sonra şu kulübeyi bile kaldırabilirsin." Jeno'nun umutla parıldayan gözlerini gördüğünde gülümsemiş ve yanı başında ki Haechan'a dönmüştü. "O zaman şimdi seni deneyelim." Elinde tuttuğu lambayı ona uzatıp devam etti. "Bunu yakabilir misin?"

Haechan kararlılıkla kafasını sallayıp lambayı eline aldı. Renjun'in dediği gibi aklındaki tüm düşünceleri silip sadece lambaya ve onu yakmaya yoğunlaştı. Arkadan Mark'ın destek verici sözlerini duyuyordu ama onları dinlememesi gerekiyordu yoksa lambayı yakamazdı. Biraz daha konsantre olmayı başardığında lambanın bir saniyelik yandığına şahit olmuştu. Diğerlerinin de gördüğüne emin olmak için onlara baktığında hepsinin saçma hareketleriyle karşılaştı. Mark mutluluk dansı dediği dansı yapıyor, Chenle ve Jisung birbirlerine sarılıp zıplıyor, Jeno ve Renjun de birbirlerine vurarak gülüyorlardı.

"Kahvaltı haz-... Ne oluyor?" Jaemin kahvaltının hazır olduğunu haber vermek için bahçeye çıktığında tuhaf davranışlar sergileyen arkadaşlarını görünce şaşırmıştı. "Haechan lambayı yakmayı başardı." Jaemin'in ağzı ve gözleri aynı oranda açılmış kollarını açarak arkadaşına doğru koşmuştu. Aralarında on santim kala boynuna atlayıp sıkıca sarıldı. Onun adına çok mutluydu.

"Ama sadece bir saniye falan yandı. Daha uzun olmalıydı."

"Olsun. Bu hiç önemli değil. Sonuçta nasıl yapılacağını öğrendin hergün çalışırsan eminim daha çok gelişirsin."

"E hadi o zaman kahvaltı soğumadan yiyelim. Sonra devam edersiniz." Jaemin ağzı kulaklarında Haechan'ın koluna girerken söylemişti. Birlikte mutfağa kadar yürümüş, masanın başına geldiğinde bile kolundan çıkmamıştı. Sanki kendi başarmış gibi mutlu ve heyecanlıydı. Haechan bunu fark ettiğinde daha mutlu olmuştu. Arkadaşının üzüleceğini kendini soyutlayacağını düşünüyordu ama o öyle yapmamış elinden bir şey gelmese de yanlarında olmayı seçmişti.

"Jeno senin nasıl geçti? Kaldırabildin mi kağıdı?"

"Dalga mı geçiyorsun?" Jeno kısık gözleriyle onu sorgularken Jaemin hızla kafasını iki yana sallamıştı. Amacı dalga geçmek değildi ama gülesi de gelmiyor değildi.

"Her neyse. Ben yapamadım ama yarın kesinlikle yapacağım."

Daha sonra kimse konuşmamış sessizce yemeklerini yemişlerdi. Renjun karşısındaki Jaemin'e baktığında suratında ki küçük tebessümle yemeğini yediğini gördü. Gerçekten üzülüp üzülmediğini merak ediyordu.

Jaemin duygularını açık yaşayan bir insan değildi. Onun bu zamana kadar üzüldüğünü ya da ağladığını görmemişti. Sadece bir kere duymuştu. Neden olduğunu bilmiyordu ama Haechan ile konuşurken ağladığını duymuştu. Bu uzun zaman önceydi. Üzgün olduğunda bile her zaman gülümsüyordu. Bu yüzden bir şeye kırıldı mı ya da üzüldü mü anlayamıyorlardı. Şimdi de merak ediyordu gerçekten mutlu olduğu için mi yoksa üzüldüğü için mi gülümsüyordu.

Fantasy DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin