"Chenle ve Jisung'un kavga etmesi Mark hyungun iki tane olmasından daha tuhaf aynen."
Belirli bir başrol yoktur fakat minicik Jaemin ağırlıklıdır.
Konusu: Fantastik güçleri olduğunu daha yeni keşfeden arkadaş grubu güçlerle beraber gelen kötülerden...
Haechan'ın bağırmasıyla hepsi odasından çıkıp aşağı indi. Bazıları ne olduğunu sorgularken bazıları günün bir an önce bitmesini diliyordu. Bir gün içinde başlarına daha ne gelebilirdi ki. Aşağı indiklerinde sadece Mark'ın kapıya baktığını gördükleri için Haechan'ın orada olduğunu anlayarak kapıya yöneldiler. Gördükleri görüntüyle de bir şeylerin yerinde olmadığını anlamaları zor olmadı.
"Hae neden çığlık attın. Hey bana bak. Jeno neler oluyor? Hae neden böyle?" En önde duran Jeno ile konuşmaya çalışsa da kimse ona cevap vermiyor şoka girmiş gibi bakıyorlardı.
"M-mark?" Haechan en sonunda konuşabildiğinde Mark hâlâ neden böyle tepki verdiklerini anlamamıştı. Ta ki Jisung'un arkasındakini görene kadar.
"E hadi ama on saattir sizi bekliyorum. Aslında kaçmam gerekirdi ama halinize üzüldüm(!) Belki. Neyse size çok güzel haberlerim var salona geçsenize." Hepsi hâlâ şokta olduğundan büyük tepkiler veremiyor ne dendiyse onu yapıyordu. Tek tek oturma odasına geçip oturduklarında Mark(?) konuşmaya başladı.
"Ahahah çok komiksiniz suratınıza bakın!" Kahkahalarla gülüyor karşısındakileri daha çok şoka sokuyordu. Bu kimdi ve neden bu kadar Mark'a benziyordu. "Ah üzgünüm hâlâ gerçek beni göremediniz. Çok üzgünüm hemen kendime geliyorum. Ahaha anladınız mı kelime şakası!" Bu tanımadıkları kişinin deli gibi konuşması onları biraz korkutmuştu ancak karşılarındaki Mark bir anda değişip başka biri olduğunda her şey daha kötü bir hâl almıştı.
"B-bu n-nas-"
"Kıyamam korktun mu? Ben Taeyong ama siz Mark diyebilirsiniz." Sanki söylediği çok komikmiş gibi tekrar kahkaha attığında Haechan daha fazla dayanamamış ve yumruğunu en sert şekilde suratına geçirmişti.
"Gülmeyi bırak artık! Sen kimsin, neden buradasın ve o yaptığın şey neydi!?"
"Yumruğun sertmiş ama iyi ki Mark vurmadı değil mi?" Çenesini tutarak söylediğinde hâlâ gülüyordu ancak bir anda ciddileşip konuşmaya devam etti. "Neden buradayım? Hm... Alacağım vardı. Ne olduğunu sonra söyleyeceğim sürprizi kaçmasın değil mi ama. O yaptığım şey şekil değiştirmekti. Tekrar görmek ister misiniz?" Cevap beklemeden dönüşüp Jaemin olmuştu. Jeno neredeyse ağlamak üzereydi ve Taeyong bunu tabii ki fark etmişti. "Özlersiniz diye düşündüm ne de olsa bir daha göremeyeceksiniz."
"Neyden bahsediyorsun sen?" Jeno ileri atılıp tüm siniriyle bağırdı. Bir şeyler dönüyordu ve hâlâ ne olduğunu anlamamışlardı. "Ahahah işte size sürprizim. Jaemin elimde. Ne güzel bir haber değil mi? Hm... Siz sanırım biraz salaksınız anlamıyorsunuz kendim söyleyeyim bari. Renjun'in bahsettiği kötüler biziz. Ahaha kulağa çok güzel geliyor. Aslında güçleri olsaydı onu bizden biri yapardık ama ne kadar üzücü ki güçleri yok. Eh bizde başka şeyler düşünürüz." Uzunca konuşup akıllarını karıştırdığından emin olduktan sonra şoktan çıkmalarını beklemeden ayağa kalktı. "Ne yapacağım da bana kalsın. Umarım tekrar görüşürüz." Elini sallayıp normal bir şekilde kapıdan çıkıp gitti. Onu takip etmek akıllarından bile geçmedi. O gittikten beş dakika sonra kendilerine yavaş yavaş geliyorlardı ama çok geç kaldıklarının farkında değillerdi.
"İyi şeyler yapmayacak. İyi şeyler yapmayacak! Aklını okudum Jaemin'i kurtarmamız gerek!" Cebinden telefonunu çıkarıp elleri titreyerek de olsa Jaemin'in numarasını bulup aradı. Uzun bir çalıştan sonra açan olmadığında tekrar arayacaktı ki Chenle onu durdurdu. "Telefonu evde." Olabilecek en üzgün sesiyle yukarıdan gelen sesi duyduğunu belli etmek için parmağıyla işaret etti.
"Olamaz. Olamaz! Benim yüzümden! Kavga etmeseydik evden çıkmayacaktı." Jeno bir ileri bir geri gidiyor bir yandan da kendine kızıyordu.
"Hayır hyung senin değil hepimizin suçu. Jae hyungun dediklerini hatırlamıyor musun? Onu hep tek bıraktık." Jisung ağlıyordu. Chenle ona dönünce yine aklından saçma düşünceler geçirdi. Yalandan ağlıyor. Ancak öyle olmadığını da biliyordu. Bunca yıl aklından Jisung hakkında bir kere kötü düşünce geçmemişti şimdi değişen neydi. Yine uzun uzun düşündü, hep yaptığı gibi. Daha sonra aklına dank etti.
"Renjun hyung çabuk aklımı oku sorgulama." Renjun dediği gibi sorgulamamış aklını okumaya odaklanmıştı. Ancak sorun şuydu ki bir şey düşünmüyordu. "Chenle dalga mı geçiyorsun şuan bu mantıklı mı?"
"Hyung dalga geçmiyorum ne duydun?" Bir yandan ne duyduğunu söylemesini istiyordu bir yandan da eğer bu saçmalıkları gerçekten düşünüyorsa Jisung'un ne kadar kırılacağını düşünüyordu. "Hiçbir şey düşünmüyorsun Chenle. Şuan daha ciddi konularımız var."
"H-hayır! Hyung bakın ne olduğunu anladım. Jaemin hyungun neden son günlerde bizden uzaklaştığını anladım." Tek tek karşısındakilerin suratlarına baktı. Bu söyleyeceklerinin Jisung'u üzeceğini biliyordu ama söylemek zorundaydı. "Son günlerde değiştimi sizde fark etmişsinizdir. Özellikle de Jisung'a karşı. Çünkü sürekli aklımdan Jisung'un yalancı olduğu, yapmacık olduğu hatta kötülerden olduğu geçiyordu. Demin Jisung'un ağladığını gördüğümde de aklımdan bunlar geçti ama sen hiçbir şey duymadığını söyledin. Yani bu da başkasının gücü olabilir. Hyung araştırırken başka güçleri de görmüştüm ve buna benzer bir şey okuduğuma eminim." Jisung sonunda aralarının neden açıldığını öğrenmişti ancak öğrenmek onu mutlu etmemişti. Evet Chenle'nun gerçek düşünceleri değildi fakat aralarını açmasına izin vermişti.
"Y-yani diyorsun ki Jaemin'in bizden uzaklaşmasına da bu neden oldu?"
"Evet!"
Jeno olduğu yerde kendini yere bırakmıştı. Hiç ağlamadığı kadar şiddetli ağlıyordu. Nasıl ağlamasındı ki zaten. Sevdiği başkaları tarafından yönlendirilmişti. Sevdiği nerede bilmiyordu en önemlisi de sevdiğinin başına neler gelecekti onu da bilmiyordu. Böyle eli kolu bağlı oturamazdı ama kalkacak gücü de yoktu.
"Jeno ağlamayı bırak! Ağlayarak hiçbir yere ulaşamazsın. Hepiniz kendinizi toparlayın onu bulmamız gerek!" Uzun zamandır ağzını açmayan Haechan artık bir şeyler yapılması gerektiğinin farkındaydı. Zaten bu grupta bir şeylerin farkına varan hep o olmuştu. Ellerini birbirine vura vura konuştuğunda amacı onları kendine getirmekti. Jaemin'i oturarak kurtaramazlardı.
"Hae haklı kalkın! Öncelikle bize bir plan lazım."
...
Hadi bakiiiim yazdık yine bir şeyler beğenmişsinizdir inşallah
Ben çok beğenmedim duygu veremiyorum 😔
Olduğu kadarıyla artık
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm biraz mindfuck kontrol etmek için okurken böyle oldum mckrmfkm
