Hızlıca yola çıktık.. yanmamış veya kaza yapmamış bir araç bulmamız gerekiyor.. ilerledikçe öğle sıcağı ensemizde daha çok hissediliyor.. elbiselerim terden üzerime yapıştılar.. berbat kokuyorum.. fakat şu an bunu pek umursadığım söylenemez.. her birimiz 3 4 metre arayla 2 şeritte de yürüyerek koca yolda araç arıyoruz.. askerin sesi kulaklarımda.. "Bunu kullanabiliriz, sağlam.. ve görünüşe göre anahtarlar üzerinde."
Bindik.. aracın çalışmasıyla ilerlemeye başladık. her saniye fazlalaşan araçların arasından bulduğumuz boşluklardan ilerliyoruz. pek hızlı olduğumuz söylenemez fakat yürümekten iyi olduğu kesin..
İlerledik. saatlerdir yoldayız. asker aracı sürüyor. yanında ben oturuyorum. doktor ve kız arkadalar.. hepimiz şehre yaklaşmayı bekliyoruz. sağda bir tabela.. "45 km."..
Niyahet şehirdeyiz.. ama arabadan inmek zorunda kalıyoruz. çünkü şehrin girişindeki yol tamamen kapalı. yaklaşıyoruz. yaklaştıkça çok uzaklardan sesler geliyor. silah sesleri.. hızlanmalıyız.. sese doğru mu gitmeliyiz.. fakat ses onları oraya toplar.. 4 kişinin intihar yolculuğu olabilir. şehir çok büyük.. on binlerce zombi olmalı..İlerledik. sokaklara girdikçe şehrin içinde kayboluyorduk. sesler.. yaklaştıkça silah seslerinde artık oluyor.. kültür parkı bulmalıyız.. telsiz anasondan bu yana tam 7 saat geçti.. 5 saatimiz var..
Askerdeki haritayı açıp kaldırıma oturduk.. hem dinlenip hem kültürparkın yerine bakmamız gerekiyordu.. lanet harita şehrin içini ayrıntılı göstermiyor.. fakat parkın yerini görüyoruz.. şehrin batısında yer alıyor.. yanılmıyorsam askeri birlikler tarafından temizlenmiş bir bölge olmalı.. bizim olduğumuz yer ise... evet.. burası olmalı.. çünkü o caddeden az önce geçtik.. evet. aramızda mesafe var.. ama gidebiliriz.. tekrar araç bulmamız lazım... yaya gitmek intihar olur..
İlerdeki caddede zombiler var.. oraya gidemiyoruz.. hepsi bir yere ilerliyor gibi.. normalden hızlılar.. arkalarında mı gitmeli ? bir seferinde işe yaramıştı.. canlı birileri varsa bizden daha iyi buldukları kesin.. oldukça uzaktan da olsa arkalarından gitmeye ikna ettim. yavaşça, sessizce ilerliyoruz.. görünmeden.. zobiler çoğalıyorlar.. geride kalmak zorundayız.. bi yere doğru ilerliyorlar..
Peşlerindeyiz.. yanılmadık.. yaklaştıkça silah sesleri duyuyoruz.. fakat azalıyor.. çığlıklar.. insan çığlıkları.. hızlanmalıyız. neler oluyor orada..
Zombilerin tam paralelindeki yan sokakta ilerliyoruz.. ilerdeki köşeden çığlıklar duyuluyor.. sessizce bakmamız gerek.. askerle ben öndeyiz.. doktor ve kız saklandı.. bakmaya gidiyoruz.. ilerledik.. park halindeki arabaların arkasından ilerleyerek köşeyi dönüyoruz.. manzara korkunç.. askeri bir araç var.. yerde yatan askerler.. 10 kadar asker. bir barikat kurmuşlar.. fakat dayanmamış. her birinin üzerinde en az 5 zombi.. diğerleri tam köşedeki demir sürgülü dükkanın kapısına vuruyorlar. camdan görünüyorlar.. çığlıkların kaynağı.. içeride insanlar var. ordan çıkmaları imkansız..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN
Science FictionHiç bir şeyden haberim yokken virüsten oluşan salgın sebebiyle zombilerin ortasında yaşam mücadelesi veriyorum. Hep beraber neler olacak görelim...