Gruptaki herkes bize teker teker teşekkür etti.. ama bir şey var.. doktor ve kız koşarak geliyorlar.. neden koşuyorlar.. kız bağırıyor ağlayarak koşuyor.. "Geliyorlar.. çanta. aniden saygıdılar. kurtaramadık".. doktor.. gözyaşlarıyla bakıyor bana.. "Yüzlerce zombi geliyor.. saklandığımız yerde aniden saygııya uğradık.. çanta.. düştü.. orada "
Tek umudumuz yüzlerce zombinin ayakları altında çiğneniyor.. onu almalıyım. ama nasıl.. bilmiyorum. ama burada kalamaz. kalamaz..
"Kaçın.. buluşma yeri kültür park.. koşun.. ben kalmak zorundayım. çantayı almalıyım.. şanslıysam kaçabilirim. haritayı bana verin"..
bu sözlerim kimseyi memnun etmedi.. asker kalıyor.. benimle.. doktor ve kız.. kaçmalılar. iri adam. baltasını eline aldı.. "Gidin".. grubundaki diğer adama gitmelerini söyledi.. doktor, kız, ve 7 kişi daha.. gidiyorlar.. biz kalıyoruz.. şimdi ne yapmalıyız.. caddenin uzaklarında bir kaç süliet görünmeye başladı bile..Diğerlerinin güvende olmalarını umuyordum.. umarım başlarına bir şey gelmeden parka ulaşırlar.. uzak değiliz.. bulunduğumuz cadde tamamen mağazalarla ve dükkanlarla dolu.. az önceki içki dükkanındayız.. zombileri yakmak eğlenceliydi.. ama bu büyük grup kaçanların arkasından gitmemeli..
Dükkanda bulduğumuz tüm şişeleri yanımıza aldık.. onlarca şişe.. hepsini içki dükkanının üzerindeki kafeye taşıdık.. kafe caddeye bakıyor.. balkondayız. onlarca molotof elimizde bekliyoruz.. ve yaklaşıyorlar.. zombiler.. geçmemeliler.. çantanın yerini kestirebiliyorum.. yanıma 10 kadar şişe alıp ayrıldım.. ve 20 metre ilerideki bir apartmanın 2. katına çıktım. bekliyorum...
Kafamı balkondan çıkarıp baktığımda tam altımdan geçmekte olduklarını gördüm.. 20 metre ilerimdeki balkonda asker ve adam ayağa kalkmışlardı.. zombilerin 10 metre önüne molotofları atmaya başladılar.. cadde boydan boya yanıyor.. durmadan atıyorlar.. altımdan sonuncusu da geçince bu sefer bu rolü ben üstlendim.. tam arkalarını alevden bir şeritle kapattım. iki ateş arasında kalmak deyiminin canlı hali önümdeydi.. zombilerden geçenler genelde alevler içindeydiler. tam ortalarına elimizde ne kadar kokteyl varsa attık. yüzlercesi yanıyor.. 20 metrelik bir ölüm çukuru.. alev çukuru..
Zaman kaybetmeden apartmandan aşağı indim. çantanın bulunduğu yere doğru koşuyorum.. sırtımda tüfek var onu elime aldım.. işimi şansa bırakamam.. doktorun ve kızın saklandığı mağazaya girdim. tüfeği yanıma aldığıma işte o an şükrettim. hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkan bir zombinin kafasını ya da arta kalanları mağazadaki "İndirim" yazısının üzerinde görebiliyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN
Science FictionHiç bir şeyden haberim yokken virüsten oluşan salgın sebebiyle zombilerin ortasında yaşam mücadelesi veriyorum. Hep beraber neler olacak görelim...