Ellerim soğuk. sıcacık kana bulanmış şekildeler. ama soğuk. aynı kalbim gibi. insanlara bile saygısızlık etmezken şu an hiç tanımadığım şeyleri öldürüyorum. içimde kaybolan şeyler var. bazı duygular. ama bunun yerine yaşamak duygusu ön planda. her şey mübah diyor bana. sen yaşa.. başkaları yaşamasa da olur. çok bencilce !
aşağıda hala hırıltı ordusu görevini yapıyor. balkondan baktım. çok daha kalabalık olmuşlar. bu binadan uzaklaşmalıyım. çatı.. tek mantıklı yer orası. merdivenlerden çıkıyorum. bir kaç mermisi olan silahım elime artık ağır gelmeye başladı. dinlenmeliyim. yoruldum. saatlerdir kaçıyorum. nereye kaçtığımı bilmiyorum.. sadece kaçıyorum yaşamayan şeylerden.
Çatıya çıktım. ama lanet olsun ki diğer binalara geçemiyorum. çevresi çok boşluk. en az 3 metre. atlayamam. çantamın tek kolu koptu tırmanırken. tek kolla takıyorum. o omzum ağrıyor. adrenalinin sıcaklığı geçtikçe hissediyorum..
Durdum. binanın sağında 3 metre ara var. sol bina bitişik ama çok yüksekte kalıyor çatısı. tırmanamam. yapabileceğim tel şey balkondan yan binanın balkonuna geçmek.. 2. kata indim. öldürdüğüm sarışın kız yerde.. saçları kana bulanmış bir şekilde yatıyor.. gözlerim dolu dolu. balkona çıkınca hırıltılar artıyor. sayıları nerdeyse 2 katı olmuş. toplanıyolar. yan balkona geçmem lazım. korkuluktayım..
Ellerim terli.. demiri zor tutuyorum. ayağımı yan balkonun demirine attım, sonra da kolumla tutundum... diğer elimle de yakaladım demiri.. ama ayağımı atamıyorum. çünkü kaymaktan korkuyorum.. cesaretimi topladım.. aşağıdaki grup beni izliyor. aşağıya düşmemi bekliyorlar.. yan balkona geçerken çantanın diğer kolu koptu. çanta aşağı düştü.. suyum yiyeceğim herşeyim aşağı düştü.. az daha beni de götürüyordu yanına..
Yan binadayım.. Balkon kapısı açık, içeride kan yok. Şanslı mıyım? ses de yok. Sessizce girdim eve, dolaşıyorum odaları. Her yer boş, önce bir çanta bulmalıyım. Sonra evdeki eşyaları doldurmalıyım içine, özellikle su. Hava çok sıcak, çeşmelerde su akmıyor.. Marketlere gidemiyorum,hala korkuyorum. Henüz o kadın haricinde bir insan göremedim. insanlar.. korkuyla çarpan kalpler hala var mı.. acaba bu şey başka yerlere yayıldı mı ?
Düşünceler beynimi kemirirken artık gitmem gerektiğini farkettim. hava kararıyordu. ben göremiyordum karanlıkta.. ama onlar da göremiyordu. bu benim için bir avantaj.. dinlenmem gerekn bir yer bulmam lazım. burada kalamam. aşağısı zombi kaynarken.. binanın zemin katına indim. kapıyı tırmalayan zombiler var. ancak şanslıyım. arka kapıdan çıktım. hızlıca bir arabanın arkasına saklandım. etrafımı kontrol etmeliydim.
Ses seda yok. hava ön sokaktalar. anayolu geçince ileride arkadaşımın evi var. oraya ulaşmalıyım..
Hızlıca boş araçlarla dolu yola girdim. saklanıyorum. etrafımda yanan araçlar zaman zaman patlıyorlar. uzak durmalıyım onlardan. hiç bir hareket yok. buradan bakınca evin önündeki zombileri hala görebiliyorum. beni bekliyorlar. ordan çıkmamı. ilerledim. anayoldaki araçları kendime siper yaparak ilerledim. alt geçide geldim. karşıya geçmem lazım. ortada hızlı tren yolu var. kenarında dikenli teller. alt geçit tek şansım. yavaşça merdivenlerden aşağı indim. karanlıktı. ancak görebiliyordum. duvarda bir yazı var. spreyle yazmışlar. "kaçabilenler askeri üsse gelin". yanında bir radyo yayın frekansı ve bir telsiz numarası var. ama bende hiç biri yok. üs. tek çarem orası. arkadaşıma ulaşıp gitmeliyim.
Yoldan çıktım. hava iyiden iyiye kararmaya başlamıştı. çok dikkatli olmam lazım. lanet olsun. keşke gözlüklerim yanımda olsaydı. uzağı net göremiyorum. ama 1 derece çok büyük gelmediği için genelde takmazdım gözlüklerimi. şimdi buna çok pişmanım. çünkü ilerde bir karartı var. ve ne olduğunu kestiremiyorum. insan mı ? zombi mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN
Ficção CientíficaHiç bir şeyden haberim yokken virüsten oluşan salgın sebebiyle zombilerin ortasında yaşam mücadelesi veriyorum. Hep beraber neler olacak görelim...